Merhaba arkadaşlar. Bu incelememiz her zaman olduğu gibi Tarihsever arkadaşlara ayrılacak. Bir tarih kitabı olması ve İlber Hocamızın yazması nedeniyle de gene uzuuun (şaka şaka) bir inceleme olacağından heralde Spoiler-Tanıtım vs yazmama lüzum yoktur. Varsa da yazdık zaten. Her bölümün incelemesinin yanında elimde olsa başlık başlık da inceleme
Ne Anlatır Bize?
Şu bizim bağnaz, körelmiş, yozlaşmış, hurafelere tapar olmuş biçimde bir hayat tarzı süren Müslümanlar'dan daha farklı bir bakış açısına sahip, Rasim Özdenören. Bu okuduğum ikinci kitabı ve modern dünyada müslümanların izlemesi gereken yol haritası için adeta büyük bir kılavuz/rehber niteliğinde eserler verdiğine kanîyim. Önce Müslümanca Düşünme
İslam dini hayat dinidir. Hayatta realiteye uygunluk ve insanların hayatarını islama uygun daha iyi nasıl yaşayabilirler sorusuna verilen cevaptır islam hukuku. Zira islam hukuku hayatı kolaylaştıŕma prensibine dayalı FORMÜL ve KAİDELERİ belirler. Bu kaidelerle insan kolyca dini hayatında yaşama fırsatı bulur. Dinde asıl olan usuldür. Usül bilmeden dinin emir ve nehilerini yorumlama çabasında akıl bocalar durur. Kendine uygun olanı alır uygun olmayanı almaz. Bir bakarsınız bugün kabul ettiğni yarın reddeder. Bu usulsüzlüğün tezahürüdür. Mesela külli kaideler yerleştirir hayat çerçevesi çizilir. Hukuk ibadet muamelat ahlak tan oluşur. Din emrettiği şeyi koruma altına almış. Nehyettiği şeyden sakındırmış ve müeyyidiler uygulamıştır. Zira zaruri haklar dediğimiz din akıl can mal namus esası hamse olarak belirlenmiştir. Bunları korumak için örneğin din için ibadetleri farz kılarak aklı sarhoşluk verici maddeleri yasaklayarak, canı da kısası koyarak, malı da mübah yolla kazanmanın önünü ticaret yaparak açmış haksız kazanç vesilesi olan faiz ve hırsızlığı yasaklamış namusu ve nesli muhafaza için evliliği mübah zinayı haram kılmış ve ağır cezalarla bu hakları koruma altına almıştır.
Fakültede İslam Hukuku derslerimize giren, pek kıymetli Hocam Ahmet Özel...
Birgün haberini aldık ki eşi Bengigül Hanımefendi ebediyete irtihal etmiş. Ardından aşkına, sevgisine sadakatinden şair ruhuyla kaleme sarılmış. Eşi için çok duygulu şiirler kaleme almış.
Önceden yazmış olduğu farklı temalardaki şiirleriyle Bengigül Hanımefendi'ye yazdığı şiirleri bu kitapta toplamış. Bizler de şahit olduk aşkınıza, sevginize, sadakatinize...
Şu kısmı da eklemeden geçmeyeyim. Ahmet Bey diyor ki:
"sen gittin
havvanın bütün kızlarını da
alıp götürdün
sen gittin meleğim"
Köle Olmadılar...
Bosna'nın özgürlük önderi, yol göstericisi, Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in çeşitli yerlerde çeşitli vesilelerle yaptığı bir dizi konuşma ve deklarasyondan oluşan ve tarihi gerçekleri yansıtan derleme bir kitap.
Aliya İzzetbegoviç'in konuşmalarından şu husus çok rahat anlaşılabiliyor; "Gerek Yugoslavya bazında gerekse Bosna-Hersek bazında ayrılığı uygun görmeyerek daima birlik ve beraberlik taraftarı bir tavır sergiliyor." Fakat gerek ülkenin kozmopolit bir yapı arzetmesi gerekse diğer milletlerin bu hususta Aliya gibi düşünmeyip şiddet, ayrılık, soykırım yanlısı olması bu durumun gerçekleşmesini mümkün kılmıyor. Aliya da bu duruma karşılık olarak kendi halkının birliğini, dirliğini sağlamaya kendi varlığını adayarak "Köle Olmayacağız" diye özelde bütün Avrupa'ya genelde ise dünyaya haykırıyor. Savaşa asla koşarak, hayır umarak dahil olmuyor. Bakılınca bu olguya savaş demek de pek akıl karı gözükmüyor. Zira savaş dediğimiz şeyin de bir hukuku vardır. Bosna'daki durum demografik, kültürel bir yıkımı hedefleyen aşağılık bir girişimdir.
İnsan görünce daha iyi anlıyor. Bugün Bosna'ya gittiğinizde oradaki İslam esintilerini görmek insanı oldukça duygulandırıyor. Haricinde şöyle bir manzara ile karşılıyor Bosna sizleri: Binalarındaki savaş izleriyle geçmişi unutturmuyor, yine o binalardan sarkan rengarenk çiçeklerle geleceğe umutla baktırıyor.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun Bilge Kral, biz senin ve haklı davanın yanındayız...
Endülüs Yayınları Siyer Kitaplığının incilerinden biri daha.
Hakkında en çok tartışılan konulardan biri; Cariyelik.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Hz. Peygamber'i doğru anlamak için, o dönemi iyi idrak etmeliyiz. Yani Hz. Peygamber'in tebliğ yaptığı insan-ortam-çevre, Mekke Medine dönemindeki sosyal hayat başta olmak üzere o dönemde yer bulan bedevi, cariye, kabile gibi pek çok kavram hakkında okumalar yapılmalı. Kitaba geçecek olursak, giriş kısmında araştırmanın yöntem ve kaynakları, kavramsal ve tarihi çerçeve hakkında bilgi verildikten sonra kitap üç bölüme ayrılıyor. İlkinde "Literatürde Cariye" yani; Kur'an ve Hadis merviyatında Cariyelerle ilgili kısımlara yer veriliyor. İkinci bölümde -bu zamana dek üzerinde pek de durulmayan- "Cariye Hukuku" yer alıyor. Bu bölümle birlikte, cariye edinme yolları, cariyeliğin sona ermesi, cariyelerin sorumlulukları, cariyelere verilen cezalar hakkında bilgi ediniyoruz. Son bölümde ise "Sosyal Hayatta Cariye" başlığı adı altında aile hayatında cariye, günlük hayatta cariye, cariye giyim kuşamı gibi pek çok konu hakkında fikir sahibi oluyoruz.
KSÜ İlahiyat Fakültesi, Siyer-i Nebî ve İslam Tarihi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Feyza hocamın kalemine sağlık diyor, İslam tarihi ile ilgilenen tüm okurlar başta olmak üzere, ilk dönem İslam tarihinde cariyelik hakkında araştırma yapan, bilgi sahibi olmak isteyen/sorusu olan tüm okurlara tavsiye ediyorum.
