İslam Işbirliği Teşkilatı
Aralık 1969'da, Fas'ın Rabat kentinde toplanan bir İslam zirvesi İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) adıyla bilinen bir organ yaratmayı kararlaştırdı; bu kuruluşun Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde sürekli bir sekreterliği bulunacaktı. Böylesi bir örgüt tam zamanında kurulmuştu ve 1970'ler boyunca hızla gelişti. İKÖ özel olarak yoksul Müslüman ülkelere yardım etmek, Müslüman olmayan ülkelerdeki Müslüman azınlıklara yardımda bulunmak ve İslam'ın ve Müslümanların uluslararası konumlarını, bir gözlemcinin dediği gibi, insanın İslam haklarını güçlendirmek amacı taşıyordu.
Şu kınamaktan başka vasfı olmayan teşkilat, bildik.
İslam dünyası üzerinde derin izler bırakan bu hadise İslam devlet başkanlarının bir araya gelmesini sağlamıştır. Suudi Arabistan Kralı Faysal'ın girişimleriyle Rabat'ta toplanan Müslüman devlet başkanları İslam Konferansı Örgütü'nün (İslam İşbirliği Teşkilatı) temellerini atmıştır.
Sayfa 212Kitabı okudu
Reklam
İslam işbirliği teşkilatı kuruluşu
İslâm Konferansı Örgütü(2011'deki değişikliğin ardından, yeni adıyla İslâm İşbirliği Teşkilâtı-İİT), işte bu trajik yangının ardindan, Suudi Arabistan Kralı Faysal bin Abdulaziz'in öncülüğünde kuruldu. Fas'ın başkenti Rabať'ta İslâm ülkelerinin devlet ya da hükümet başkanlarının katılımıyla 22-25 Eylül 1969'da düzenlenen olağanüstü zirvede kurulușu kararlaştırılan teşkilât, ertesi yıl ilk dışişleri bakanları toplantısını gerçekleștirdi. Bu toplantıda, "Kudüs işgalden kurtarılıncaya kadar" İİT"nin genel merkezinin Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde bulunması da karara bağlandı. Tüzüğe göre, Kudüs kurtarıldığında İİT'nin merkezi de otomatikman Kudüs'e tașınacaktı.
Araplarla Yahudi halkı arasındaki ırkî akrabalığın ve çok eski bağları varlığının idraki içinde ve milli gayeleri gerçekleştirmenin en emin vasıtasının Arap Devleti ile Filistin arasında işbirliği olduğunun inancı ile imzalandığı belirtilen 9 maddelik bu anlaşmada, Paris Konferansı sona erer ermez. Arap devleti ile Filistin arasındaki sınırın
Sayfa 43 - Kronik Kitap 7. BaskıKitabı okudu
İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı'nın ardından nihai bir bildiri yayınlandı. Buna göre, nihai bildiride İslam ülkelerinin Doğu Kudüs'ü "Filistin Devleti'nin işgal altında başkenti" olarak tanıması ve dünyadaki bütün devletlere de bu yönde çağrı yapıldı.
Daha geçtiğimiz hafta öğrencilerime uluslararası örgütleri anlatmıştım. İslam Konferansı Örgütü ya da İslam İşbirliği Teşkilatı'nı anlatırken bunlar bir işe yaramaz diye eklemiştim. Bir hafta geçti üstünden şimdi kendi gözleri ile nasıl işe yaramadıklarını görüyorlar. Keşke görmeselerdi. Keşke hoca yanlış biliyor olsaydı.
Reklam
?︎︎︎ Uluslararası Kuruluşlar
✔︎ Avrupa Birliği ( EU ) ➪ Merkezi = Belçika (Brüksel) ✔︎ Avrupa Merkez Bankası ➪ Merkezi = Almanya ✔︎ Birleşmiş Milletler ➪ Merkezi = New York
Aksanın Ahşap Minberi O günlerde Israil Devleti'nin başbakanı olan Gol da Meir, hatıralarında bu hadiseyi anlatırken, "O gece gözüme uyku girmedi," der. Israil Kudüs'ü ele geçireli sadece bir buçuk sene olmuştur. İslam dün yası gergindir. Yahudilerin, Müslümanlara ait kutsal mekânlara zarar vereceği endişesi had safhadadır. En sonunda
İslam Konferansı Teşkilatı(İslam İşbirliği Teşkilatı-2011) Suudi Arabistan Kralı Faysal tarafından merkezi Cidde olarak kurulmuştu fakat toplantıda "Kudüs işgalden kurtarılıncaya kadar" ibaresi not düşmüştü. Şimdi sistemin elinde köle durumunda olan ve tamamen görünürdeki bu sistemin maddesinde yer alan "Kudüs'ün özgürlüğü" ile ilgilenmediği aksine işgale yol yaptığı zamanların geleceğini kim bilebilirdiki...
Sovyetler Birliği'ndeki çok partili sistem milliyetçilik hareketlerine güç verecektir. Hürriyet ve demokrasi içinde her topluluk kendi ihtiyacını ve görüşlerini dile getirme imkanı bulacaktır. Bundan dolayı da bir baskıya uğramayacaktır. Bu topluluklar kendi varlıklarını en iyi şekilde sürdürebilmek için yeniden teşkilatlanma imkanı bulacaklardır.