İslâm dünyasının Eski Yunan karşısındaki tavrı, mağrur bir tesamuh idi, Eski Yunan ve çağdaşı olan Avrupa karşısında. Ecdadımız, Avrupa'nın dini akaidi bahis konusu olunca son derece ihtiyatlıydı. Misyonerler, başlarını yalçın bir kayaya çarptılar: İslamiyet.
Devir değişti. Batı'nın din-i batılları karşısında gösterdiğimiz
Tasavvufu tek başına dinin esası kabul edenler, tasavvufu dinin temeli bilenler, şeriatı reddedenlerdir. Küfürdür nasipleri bu adamların... Bu adamların yaptıkları hokkabazlıktır zaten... Sahte velîlerin çoğu bunlardandır.
Şeriatin tecviz etmediği, kabûl etmediği hiçbir kıymet makbul değil ve ölçülendirmediği, kucaklamadığı hiçbir hakikat mevcut değildir. Tasavvufa dinin esası diyenler Şeriate (Allah'ın emir ve yasaklarına) karşı gizlice omuz çevirenleri ki, en büyük yanılma içindedirler... "
NFK
İslâm Dini, mensuplarının son birkaç yüzyılda mâruz bulunduğu geri kalmışlık sebebiyle “mâni-i terakkî” olarak itham edilmiştir. Aslında “Moğol İstilâları, Ümit Burnu’ndan dolaşılması sebebiyle Dünya ticaret yollarının değişmesi ve Amerika’nın keşfi ile Batı Âlemi’ne hammadde akışı...” gibi beynelmilel sebepler ve müslümanların şahsî kusurları icabı olarak ortaya çıkan bu netice, kasten yüce İslâm Dini’ne mâl edilmiş ve sinsi bir propaganda ile Müslümanlara bir “aşağılık duygusu” ile onun neticesi olan “kendine güvenmezlik” aşılanmıştır."
Bugün Türkiye'de bazı gençlerin dine karşı mesafeli duruşlarında din istismarının etkili olduğu söylenebilir. Dini istismar ederek kendilerine güç devşiren bireysel ya da organize hareketlerin varlığı, gençlerde dini öğrenme konusunda bir güvensizlik oluşturmuştur. Konuştuğumuz birçok insan, “Ben hiçbir kuruma ya da din âlimine güvenmiyorum, doğrudan Kur'ân mealinden hareketle dinimi öğreniyorum” diyebilmektedir.
Bazıları da İslâm dünyasında şiddet üreten, sözüm ona dini söylemlerle İslâm adına kelle avcılığı yapan “Deaş” gibi terör örgütlerinin yaydığı dehşet karşısında dine mesafeli yaklaşmaktadır. Batı'nın İslâm dünyasında suni olarak ortaya çıkardığı ve beslediği bu maşa örgütlerin mahiyetini bilmedikleri için onların İslâm adına (!) ortaya koydukları uygulamalardan haklı olarak nefret eden gençlerimize gerçeklerin anlatılması son derece önemlidir.