Şerefli kimseler kendilerinden farklı olanlara yanlış yapma gibi bir düşünceye dalmadılar. Zayıf kimseler haklarını almada asla ümitsizliğe kapılmadılar. Çünkü herkes hak ve görevler konusunda eşit idi. İşte eşitlik prensibi bu toplumda yeni bir nur olarak parlayıverdi. Kaynağı da İslâm'ın ta kendisiydi. Bu nur İslam toplumunu aydınlatıp inşa etti.