İslam dini sosyal ve toplumsal hayatta adaletin hakimiyeti ile insanların bu yeteneklerini geliştirmesini amaçlar, bu anlamda toplumsal adaletin faktörü olam iktisadi adaletün sağlanma zorunluluğu vardır.
Cahiliye döneminin aksine İslam, aynı anda hem inanç hem de bilgi, akıl, adalet ve özgürlük çağını temsil ediyordu. İslam'ı kabul etmek cehalet, çok tanrıcılık, adaletsizlik ve erdemsizlik çağına ait zihinsel ve sosyal alışkanlıkları terk etmek anlamına geliyordu. Bunun manası, akıl, adalet, eşitlik ve erdeme dayalı yeni bir sosyo-politik düzen kurmaktı.
Reklam
Kadın ve erkek karşıt cinsleri Kur’an’da, “ eşitlik” statüsü üzerinden değil “eş”ilk (zevc) hakikati üzerinden ele alınır. Kadın da erkek de hak ve sorumluluk sahibidir.
Sayfa 168Kitabı okudu
Özgürlük, Eşitlik ve İslam Kültürü
Kuran ve Hz. Peygamberin anlama ve yorumlama alanını bırakıp erkek egemen ve geçmiş dönemin fıkıh uygulamalarını bugüne olduğu gibi getirdiğinizde maalesef işin içinden çıkılamaz hal alıyor, onun için de kimse bu işlere elini atmıyor, elini atanın da eli kırılıyor. Bugün herkes baş örtüsünü tartışıyor, ancak kadın erkek eşitliğini, kadının
İslam’ın eşitlikçi bir din olduğu sıklıkla söylenir. Bu yargının doğruluk payı yüksektir. Eğer gelişim çağında etrafında yer alan toplumlarla -doğuda İran’ın tabakalı feodalizmi ve Hindistan’ın kast sistemi, batıda ise hem Bizans’ın hem de Latin Avrupa’nın ayrıcalıklı aristokrasileri- İslamiyet’i kıyaslarsak İslam sistemi elbette ki bir eşitlik mesajı getirmiş olur.
Garp memleketlerinin sosyal hastalığı eşitsizlikden, Şark İslam memleketlerinin cemiyet buhranı ise eşitlik yüzünden ortaya çıkar.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.