Temeli atılan anıt için yerel bir sanatçı, elinde Türk bayrağı tutan bir kol heykeli yapmıştı. Bir top güllesinin açtığı çukura düştüğü halde, topraktan yükselen elindeki bayrağı hâlâ bırakmayan bir askeri görmüş olan Mustafa Kemal’in bu figürü seçtiği anlatılır. Daha mantıklı bir açıklama ise, Dumlupınar anıtının, insan figürünün heykel sanatında
Sayfa 476Kitabı okudu
İlk olarak ordunun desteğini alacağından kesinlikle emin olmak zorundaydı. 2 Şubat 1924’te Kâzım Karabekir, İsmet Paşa ile Milli Müdafaa Vekili Kâzım’ın (Özalp), İzmir’deki askeri tatbikatı izlemeye gittiklerini öğrenince şaşkınlığa uğradı. Genelkurmay Başkanı Fevzi de (Çakmak) onlara katılacağından, o da gitmeye karar verdi. Mustafa Kemal
Sayfalar: 467-468-469-470-471-472Kitabı okudu
Reklam
Kurtuluş Savaşı sırasında "Kürt ve Kürdistan beyleriyle.", "Ellerinden öperim." diye mektup kaleme alan Mustafa Kemal'den eser yoktur artık. Ya da 1922'de İzmit'te yerel bir gazeteye verdiği demeçte "Tabii ki Kurtuluş Savaşından sonra Kürtlere hak ettikleri şekilde kendi bölgelerinde özerklik
Sayfa 59 - Dipnot YayınlarıKitabı okuyor
Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Hal ve tavırları itibariyle alışılmış olandan farklılıkları bulunan muhalif sufileri tanımlamak bir sorun olmuştur. Esasında bu sufileri nitelemek için üzerinde uzlaşılmış bir terimin olmadığını da vurgulamak gerekir. Fuad Köprülü, Abdülbaki Gölpınarlı gibi bazı araştırmacılar Kalenderi, Haydari gibi derviş zümrelerini
Sayfa 73 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR
İşte bizim hesabımız, gözyaşı döke döke kayaları süngere çevirircesine bir yırtınışla meydana getirdiğimiz bu gençlikledir; muhatabımız da yalnız onlardır. Yalnız onlardır ki, bizim, en küçük cüzünü feda etmektense dünya ve mâsivâyı kaybetmekten çekinmeyecek derecede șeriat bağımlılığımızı bilirler, bu zamana kadar iman ve itikat bütünlüğümüzden "virgül"lük tâviz vermediğimizi takdir ederler; ve hususiyle, İslam'ın dış çizgilerine mıhlanıp kalan bir göz yerine aynı ölçülerden ışık alıcı ve bütün dünya ve fezayı tarayıcı bir projektör istediğini, bu projektörün de bizde bulunduğunu ve şimdi ucuz tarafından din satıcılığı gayretinde bazı kabalarla aramızdaki farkın bu olduğunu sezerler...
Sayfa 102Kitabı okudu
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
881 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.