Sezai Karakoç
İslam, ne kapitalizm, ne komünizm gibi, don-
muş, katı, kısa bir dönem uygulanıp sonra terk
için savaşılacak, insan ve toplum enerjisini yutan,
emen, akıtan ve kurutan bir yapı teklif etmiş, ne
de liberalizm ve sosyalizm gibi tamamen havada
kalan, aldatıcı oyalayıcı birkaç prensibi söylemek-
le yetinmiştir. O, her çağda ve her türlü gelişme-
den sonra da uygulanabilecek, prensipler, doktrin,
sistem ve yapı getirmiştir. Prensipler, ağacı için-
de bulunduran tohum gibi İslam ekonomi dokt-
rinlerini, sistemlerini ve yapılannı içinde bulun-
durmaktadır. Nitekim, tarih içinde bu prensipie-
rin uygulanışı tam ters yönde gelişen ve çalışan
yapılann doğmasına meydan vermemiştir. Ekono-
mik prensipler, doktrinler uygulanışıyla tam bir
ahenk belirtmiştir. İslam ekonomisinin çöküşü ve
yoksulluğun gelişi hiçbir zaman içten ve sistem
gereği olmamış, hep dıştan gelen saldınşlarladır. 
Sezai Karakoç
İslam aksiyonu bütun ihtişamiyla başladigi zaman sahte aksiyon sarhoşu ,kapitalizm,hristiyanlik,komünüzm ve ırkçılık ,aslan görmüş hayvan sürüleri gibi yuvalarina çekileceklerdir.Ordusuz savaş,başsız ordu,sabırsiz zafer olmaz.Cihad bütun dallariyla oluşmadan ,ışıga çikmaz .Ormani ürperten aslanın bir görünüp kükremesi için yıllar ister .
Sayfa 51
Ruhanilik ve allaha tapma ;maddeciliğin ve dünyaperestligin dayanağı oldu. kapitalizm,mal yığma, menfaatçilik ,dalkavukluk ,paraya tapma;insancılığın ,maneviyatın,eşitliğin ve adalet savunuculuğunun dayanağı ve mazlum,ve kimsesizlerin kurtarıcısı oldu.
Din ve kapitalizmin inanılmaz çelişkisi...
Ezher Üniversitesinin Kur'an-ı Kerim'i tefsir etmede taklidi tutumunu da açıkça tenkit eden Kutub bu konuda şöyle diyordu:
Bugün bütün dünya sosyalizm ve kapitalizm gibi belirli sosyal fikirlerin peşinde gitmektedir. Onun için Ezher Üniversitesi, İslami kültürü her yönüyle halka götürmelidir. İbadette, inanç ve hayatın her alanında, İslam'ın kendisine has, her türlü noksanlıklardan uzak ölçülerinin olduğunu izah etmelidir. İster siyasette olsun ister iktisatta isterse cezalarda olsun İslam'ın hayatın her konusu için ölçüler koyduğunu anlatmalı ve İslami günlük hayata hâkim kılmak için çalışmalar yapmalıdır.
Sayfa 13 - yüksel yayıncılıkKitabı okudu
Bu topraklar , işletilmeyen yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle doludur. Peki bunlar neden işletilip değerlendirilmiyor? Çünkü devlet fakirdir, acizdir, güçsüz dür ve bu nedenle de bu işlerle uğraşmaz. Peki neden fakirdir? Çünkü devlet bütçesi zenginlerin ödemesi gereken vergilerle değil, fakirlerin ödediği az bir vergiye dayanmış durumdadır. Devlet acizdir peki neden? Çünkü yönetim tümüyle bozuktur. Torpilli ve hatırlıların saltanatı, yürütmenin bozukluğu, formalite hastalığı, rüşvet, adam kayırma ve vicdansızlık devleti işlemez hale getirmiştir. Ayrıca devlet de bu hususta hiçbir gayret göstermemektedir. Çünkü devlet Servet sahiplerini temsil ediyor, onların işleri yolunda olduğunu müddetçe, halkın kalkınmasını düşünme duygusuna sahip değildir.
Sayfa 14Kitabı okudu
Kapitalizm bir mal manisi rejimi, komünizm bir mal fobisi rejimidir. Birinde maldan ötürü gurur öbüründe mala karşı, zillet. Biri «küçük tepeleri
ben yarattım.>> diyor; öbürü, <<küçük tepeler beni yarattı>> diyor. Birbirine ne kadar zıt görülürse görülsün, bu iki ruh hali, aslında, ayni hasta ruhun, değişik şartlarda ortaya çıkmış iki halidir. Bir deli de bir bakarsınız, imparator olduğunu ilan eder; biraz sonra da oturur kundura diker.
Yani komünizm, içi dışına çevrilmiş kapitalizmden başka bir şey değildir ve bu yüzdendir ki pratikte bir devlet kapitalizmi şeklini almıştır.
İslamda ise ayni malın üzerinde üç katlı bir mülkiyet vardır. Kişinin, cemiyetin, Allah'ın . . . Her şeyden önce mal Allah'ındır, sonra cemiyetindir, sonra kişinindir. Kişinin arzusunu cemiyet kaideleri, cemiyetin arzularını da ilahi kaideler sınırlar. Bir malı, kişi gerekiyorsa Tanrı yolunda, cemiyet uğrunda harcamaya mecburdur. Müslüman, kendi malında, Allah'ın, cemiyetin ve öbür Müslümanın hakkını yerine getirdikten sonra dilediği gibi tasarrufta serbesttir. Kapitalizmde insan ve mal bir benlik ve bencilliğin elinde. Komünizmde insan malın elinde oyuncakken, İslamda mal insanın elinde bir fikrin ve inancın gerçekleşme vasıtalarından biridir.
Bu rejimler bir mal kompleksi rejimleridir. İslamda ise mal duygusu, sadece içgüdüden ibarettir.
