Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim konuyla yoğun uğraşım sonucu kazandığım fikire göre, özellikle İslam dünyasında bulunmuş veya geliştirilmiş olan silahlar, olabildiğince hızlı bir şekilde Haçlılar tarafından alınmış, benimsenmiş, kullanılmış ve aynı bağlantı yolu üzerinden kayda değer bir gecikme yaşanmadan Avrupa’ya ulaşmıştır.
Paris’e gelen ve Delisle tarafından örnek alınan Karadeniz haritasının bir Osmanlı-Türk kopyası, bir talih eseri olarak günümüze ulaşmıştır. Bu haritanın boylam ve enlem skalaları, Osmanlılar zamanında Karadeniz’in çiziminde büyük bir doğruluğa ulaşıldığını ispatlamaktadır. İkinci örnek, meşhur Fransız coğrafyacı Jean-Baptiste Bourguignon d’Anville (1697- 1782)’in tahminen 945-948/1538-1541 yılları arasında çizilen bir Osmanlı-Türk ürünü Kızıldeniz haritasını kullanmasıdır. Bu harita d’Anville’in sunumuna göre Kızıl Deniz’i kuzeyden Jeddah (Cidde)’a kadar tasvir etmektedir.
Reklam
D’Anville, bildiğim kadarıyla, el-Bīrūnī’nin adını ve astronomik eseri el-Ḳānūn el-Mesʿūdī’yi anan ilk Avrupalı bilgindir.
Hatta Johannes Gravius tarafından 1652 yılında ilk edisyonları ve Latince çevirileriyle birlikte ünleri Avrupa’da yayılan Naṣīreddīn eṭ-Ṭūsī ve Ulūġ Bey’in çizelgelerini de gözden kaçırmamıştır.
Matematiksel coğrafyanın basit yöntemleri ve Avrupa’nın el Ferġānī’nin astronomi elkitabının defalarca çevirisi yoluyla öğrendiği sayısal değerleri Albertus Magnus (yaklaşık 1200 1280)’da açıkça görülmektedir.
Muhammed b. Cabir El- Battani'nin astronomi elkitabı hemen hemen aynı zamanda, ilk kez Tivolli Plato'nun çevrisi olarak Avrupa'ya ulaşmıştır.
Reklam
Müzik teorisi alanında, filozof Ebū Naṣr el-Fārābī (ö. 950)’nin İlimlerin Sayımı [İḥṣāʾ el-ʿUlūm] isimli eserinin Latince’ye çevirilmesinin sebep olduğu teşvikler etkili olmuştur. Bu kitap vasıtasıyla Batı dünyası 12. yüzyılın ortalarında, musica mundana, humana ve instrumentalis (evren, insan ve enstrüman müziği) bölümlemeye ek olarak musica speculativa ve activada (teorik ve pratik müzik) bir başka bölümlemeyle tanıştı.
Bu toplu bakışta anılacak olan 10./16. yüzyıl başarılarından birisi 1575-1580 yılları arasında Osmanlı Sultanı III. Murat tarafından İstanbul’da kurulan büyük rasathanedir. Böyle bir rasathane kurma fikrini sunan kişi çok yönlü bir bilgin olan Taḳiyyeddīn Muḥammed b. Maʿrūf er-Raṣṣād’dır. Bu bilgin, çok büyük boyutlarda imal edilmiş yeni aletlerle, “yeni bir gözlem tarzı” (raṣad cedīd) yardımıyla köklü bir şekilde tashih edilmiş sonuçlar elde etmeyi hedeflemekteydi. Suriye ve Kahire’deki ikametinden sonra İstanbul’a göçen Taḳiyyeddīn tarafından muhtemelen ilkin Arapça dikte ettirilen ve bize Türkçesiyle ulaşan kitap, bu rasathane ve aletleri hakkında bilgi vermekte, o zamana değin bilinmeyen boyutlardaki 8 gözlem aracının tanıtımını ve resimli tasvirlerini içermektedir. Bunlardan iki tanesinin bizzat Taḳiyyeddīn tarafından icat edildiği anlaşılıyor.
İbn Ḫaldūn pek çok kişi tarafından sosyoloji ve tarih felsefesinin kurucusu görülmüştür. Bazı araştırmacılar da İbn Ḫaldūn’da, bütün bilim dallarının temel problemlerinin işlendiği görüşüyle yetinmişlerdir.
Kopernik’in Ay modeli İbn eş-Şātır’ın Ay modeliyle aynıdır.
199 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.