''Müslüman kızlara'' başlığıyla kadınların islami yaşam şekline göre nasıl yaşamaları gerektiğinin dayatıldığı bir kitap. Dayatıldığı yerine anlatıldığı demek isterdim ancak kitabın yazarı, sık sık emir kipi ve yetersiz kaldığını hissettiği noktalarda (bolca) dini vecizeler kullanarak bir içerik oluşturmuş.
Gelelim bu denli
Başlamadan önce bu konuda hem felsefik hem de ideolojik olarak çok fazla bilgi sahibi olmadığımı ve bazı yanlışlar olabileceğini belirtmek istiyorum. Kitap hakkında ileride dönüp bakabilmek için bir şeyler yazmak istedim ve yazar hakkında onlarca şey okudum ki kafam allak bullak... Elimden geldiğince mantık çerçevesinde bunları birleştirip yazmaya
Muhammed'in yaşamı sırasında bu eşitlikçilik cinsiyet
eşitliğini de içeriyordu. Bugün Batı'da İslam’ı kalıtımsal
olarak kadın düşmanı bir din olarak tanımlamak
yaygınlaşmıştır ama Hristiyanlık gibi Allah'ın dini de
gerçekte kadınlar konusunda olumluydu. Cahiliyye, İslam
öncesi dönemde, Arabistan kadınlar konusunda Eksen
Çağı'nda geçerli olan tutumu koruyordu. Örneğin, çokeşlilik
yaygındı ve karılar babalarının hanesinde kalıyordu. Seçkin
kadınlar önemli derecede iktidar ve ayrıcalık sahibi
olabiliyordu Muhammed'in ilk karısı Hatice örnek olarak
başarılı bir tüccardı fakat çoğunluk kölelerle aynı konumda
gibiydi. Hiçbir siyasal veya insanlık hakları yoktu ve kız
bebek katli yaygındı. Kadınlar Muhammed'in dinini ilk
seçenler arasındaydılar ve onların kurtuluşu O'nun yüreğinde
yer eden bir tasarıydı. Kuran kız çocuklarının öldürülmesini
kesinlikle yasakladı ve Arapların kız doğduğunda pişmanlık
göstermelerini engelledi. Ayrıca kadınlara miras ve boşanma
konularında yasal haklar verildi: çoğu Batılı kadın on
dokuzuncu yüzyıla kadar buna benzer haklara sahip olamadı.
_____youtu.be/4WXhQrkcJ5I
Umudumuz Şaban/ Muhtarlık konuşması
______
Sinan Meydan, bu kitabı on beş senelik bir çalışmanın sonunda ortaya çıkarmış. Gösterdiği emek, çaba takdir edilebilir; zira faydalandığım yerleri de oldu. Bunlara bilhassa laikliğin ve Osmanlı'nın Batılılaşma sürecinin anlatıldığı bölümleri örnek
"Oturdum ve mum ışığının güzel cilvesine gözlerimi diktim. Yeryüzündeki hiç kimse masamın üzerindeki bu muma nasıl baktığımı bilemez."
Alev Almış Metin
İnsan okurken alev alabilir mi? Satırlar yavaşça tutuşan bir kıvılcım gibi ruhu yakabilir mi? Ali Şeriati'nin muma yazdığı bu satırları okurken nasıl tutuşmaz ki insan?
Sınıfta her
Kitap, bir siyaset bilimci tarafından derlenmiş. Önce içindekilere dikkatlice bakacak olursak: İslamcılık ile liberalizmin aynı dünyalar mı yoksa farklı dünyalar mı olduğunu belirten bir giriş yazısı ile başlıyor. Daha sonra, yükselen "muhafazâkâr winner'lık" ile neo-liberalizm arasındaki ilişkileri irdeliyor; oradan, siyasal liberalizmi
Bir ömrün en uzun yolculuğuna!
Dolu dolu bir anlatımla, farklı bakışıyla Ali Şeriati. Düşünürler, dini felsefe ile anlatmaya çalışınca kafir diye etiketlenmiştir. Şimdi felsefe anlatan adam söze “Selamun aleyküm” diyerek başlayabiliyor. Bu onun taraflı olduğunu değil, aydın olmanın gereğini aktarıyor. Her felsefe ve sosyoloji okuyan dinden
(alıntı)
Kur’ân ayetlerinde ahlaki sorunlar bulunduğu (!) iddiası
Tarihselcilik diye anılan anlayışın sonunda gelip vardığı nokta, Kur’ân’ı -en azından onun belirsiz bir kısmını- bir insan sözü saymak oldu. Gerekçesi ise bu sonuçtan daha vahimdi. Tarihselciliğin çıkarımına göre, bazı ayetler ahlaken sorunluydu ve bunlar Allah’ın ahlakına
"İslami kimlik, kendini İslam ile tanımlamak... İslam' ın hayatta tanımlayıcı unsur olmasıdır... Meşruiyetini değerler üstü değerlerden alan kimliktir..."