"İslamiyet cezanın değil, hoşgörü ve mantığın dinidir."
Sayfa 92 - Yapı Kredi Yayınları, 17. BaskıKitabı okudu
Bitmeyen boğuşma
GRANADA'NIN FETHEDİLMESİYLE Yahudiler gibi Müslümanlar da Hıristiyan İspanya'nın sınırları içinde yaşamaya başladılar. Başlangıçta Isabel ile Fernando Müslümanlara ibadetlerini yerine getirebileceklerine dair söz verdiler; ancak bu hoşgörü kısa ömürlü oldu ve zorunlu din değiştirmeler başladı. 1499 yılında Granada'daki Müslümanlar isyan etti ama bastırıldılar. Granada'da en az 50.000 Müslüman toplu olarak vaftiz edildi; Kastilya'daki tüm Müslümanlara ya Hıristiyan olmaları ya da gitmeleri emredildi ve İslamiyet'le ilgili Arapça eserler yakıldı. Yahudilerin yanı sıra birçok Müslüman, sultanın kendilerine kucak açtığı Osmanlı İmparatorluğu'na gitti. Diğerleri dinlerini değiştirdi ve Morisko oldu. Hıristiyan yetkililer bir başka "Yeni Hıristiyan" türü olan Moriskoların içten bir şekilde din değiştirdiklerinden çoğu zaman kuşku duyuyorlardı. Engizisyon'un Yahudi veya Müslüman yaşam tarzını sürdürdüklerinden şüphelenilenlere müdahale etme yetkisi vardı. Müslümanların kutsal ayı Ramazan boyunca oruç tutan, namaz kılan ve Müslümanlar gibi abdest alan, Müslüman tarzında giyinen, Arapça kitaplar okuyan, muskalar takan, ölülerini Müslüman âdetlerine göre gömen veya başka kuşku uyandırıcı şeyler yapan kadınlar ve erkekler tutuklanıyor, hapse atılıp sorgulanıyor, halkın önünde küçük düşürücü muameleye tabi tutuluyor ve bazen de auto da fé'lerde[infaz töreni] idam ediliyorlardı. Yetkililer çocukların, özellikle de erkek çocukların ebeveynlerinden alınıp Hıristiyan okullarda eğitilmelerini tavsiye ediyorlardı.
Sayfa 153 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Reklam
Dini hoşgörü Osmanlı politikasının ana dayanaklarından biriydi ve belirgin bir şekilde din değiştirme cesaretlendirilmiyordu (bunun nedeni sırf gayri Müslimlerden alınan kelle vergisinin [cizye] Osmanlı devletinin önemli gelir kaynakları arasında bulunması olsa bile). Konstantinopolis ve Yunanistan'ın bitişik bölgelerinin Katolik Latinler tarafından işgali Ortodoks nüfusu Osmanlıların koltuğu altına sığınmaya itmişti: Osmanlıların Ortodoks Hristiyanlığı gözetip koruması Latinlerin bağnazlığı, acımasızlığı ve açık zulmüyle kıyaslanmıştı. Çünkü Güneydoğu Avrupa'daki Hristiyanlar, Müslüman Türkler geldiğinde onlara kurtarıcı gözüyle bakmışlardı. Patrik Gennadios haklı nedenlerle "Sultan'ın kavuğu Papa'nın tacından iyidir" demişti. Osmanlı, dini hoşgörüsüyle (unutulmamalı ki İslamiyet müminlerine hoşgörü buyurur; modern radikal İslamcılar İslamiyet'i temsilden ziyade ona ihanet etmektedirler) batı Hristiyan Âlemi'ni niteleyen katı dışlayıcılık taban tabana zıttı. Bu hoşgörü sadece Sultan'ın tebaasını ve azınlıkları kapsamakla kalmamış, mukim yabancı cemaatlere kadar da uzanmıştı.
Sayfa 115 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ay zorlama yok cart curt...
Allah'ın birliğini ve varlığını inkar edenlere, yani dinsizlere ve çoktanrılılara hoşgörü gösterilemezdi. Fetihlerden sonra onlara tanınan "ihtida" ya da ölüm seçenekleri, köleliğe çevrilebilirdi. Hoşgörü, en azından inanca sahip olanlar, başka bir deyişle İslamiyet'in vahiy yoluyla inmiş ve gerçek kitabı olduğuna inananlara gösterilirdi ve bu kişilerin belirli mali ya da başka sınırlamaları kabul ederek uymalarına bağlıydı. Mürtet olana, yani Müslümanlık'tan çıkana hiçbir koşulda hoşgörü gösterilemezdi ve cezası ölümdü. Bazı otoriteler pişman olan mürtet için cezanın hafifletilmesine izin verirken, bazıları da pişmanlık halinde dahi ölüm cezasından vazgeçmezlerdi. Bu kişiler öteki dünyada Allah tarafından affedilebilirlerdi, ancak bu dünyada kanun tarafından cezalandırılmaları gerekirdi.
Sayfa 267 - arkadaş yayıneviKitabı okudu
İslâmiyet ve Demokrasi
Geleneksel İslam medeniyetinin hoşgörü, sosyal devinim, hukuka saygı gibi bazı özellikleri demokratik gelişim için şüphesiz elverişlidir. Klasik İslam, Hristiyan medeniyetinin gerçekte asla beceremediği dinsel hoşgörüyü, derin bir dini inançla birleştirmeyi başarmıştır. Bunun sınırlarını sadece kafirlere kadar değil sapkınlara kadar genişletmişlerdir. Hepsi geleneksel kabul edilen farklı fıkıh ekollerinin bir arada varlıklarını sürdürmesi, İslami hoşgörünün ve uzlaşmanın bir başka örneğidir. Toplumsal açıdan İslamiyet hem Hindistan'daki kast sistemini hem de Avrupa'nın aristokratik imtiyaza dayanan soyluluk sistemini reddederek her zaman daha demokratik ya da daha eşitlikçi olmuştur.
İslamiyet'te zorlama olmadığı gibi Ayet'in emrine göre "Senin dinin sana, benim dinim bana" denilerek çok önemli bir hoşgörü dini olduğu ortaya konulmaktadır.
Reklam
İslamiyet'te zorlama olmadığı gibi Ayet'in emrine göre "Senin dinin sana, benim dinim bana" denilerek çok önemli bir hoşgörü dini olduğu ortaya konulmaktadır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Sık sık işittiğimiz "İslâmiyet'in müsamahakâr bir din" olduğu yolundaki sözlerin neyi ifade ettiğini yeniden, sarahatle anlamak mecburiyetindeyiz. Müslümanların ehl-i kitaba gösterdiklerinin bir müsamaha, hoşgörü, tolerans olmadığını, daha değerli bir şey olduğunu bilmek gerek. Siyasî gücü elinde bulundurdukları, toplum otoritesini temsil ettikleri sıralarda Müslümanlar,Yahudi ve Hristiyanlara tolerans göstermiş değillerdir. Onlara haklar tanımışlardır. Yani canları istedikleri zaman ortadan kaldırabilecekleri bir geçici statü içine girmemiştir gayrimüslimler. İslâmî esasların hükümran olduğu bir toplumda kitab ehlinin elinden alınamayacak hakları vardır. Onların nesiller boyunca Yahudi ve Hıristiyan kalacakları, kalabilecekleri kabul edilmiştir. Müslümanlar ehl-i kitab olanlara "belki bir gün Müslüman olur" diye tolerans göstermiş değildirler. Dolayısıyla Yahudi ve Hıristiyanları akla ermez zavallılar olarak değil, hakları ve hürriyetleri, vazife ve vecibeleri bulunan kişiler olarak toplum hayatının birer unsuru sayan İslâmî anlayış ikiyüzlülükten tamamen uzaktır. Unutulmamalı ki hiçbir Müslümanca anlayış tarzı müşriklerin müsamahaya mazhar olabilecekleri genişlikte değildir. -İsmet Özel / İrtica Elden Gidiyor 113
Sayfa 113Kitabı okudu
İslamiyet cezanın değil, hoşgörü ve mantığın dinidir.
“Birbirimize karşı SAYGI şart”
“Çarşaflılara küfür edenler ne kadar yanlışsa, Atatürk’e küfür edenler de o kadar yanlıştır! Sevme ama sövme! Bu kadar zor mu ? Ayrıca İslamiyet HOŞGÖRÜ dinidir! Hakaretleri ve bu tarz davranışları emretmiyor! "Mümin, dil uzatıcı değildir! Kötü iş yapan değildir! Kötü söz söyleyen değildir"
Reklam
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Yerel halkın yeni Arap hükümdarları kabul etmelerini kolaylaştıran toplumsal, ekonomik ve dini sebeplerin varlığı olmasaydı fetihler bu kadar hızlı ya da kalıcı olamazdı. Daha önce de belirtildiği üzere, fethedilen yerlerin halkları arasında tektanrıcılık zaten benimsenen bir şeydi ve İslamiyet'in tektanncılığı onu mevcut dini gelenekler arasına sokuyordu. İkincisi, İslamiyet, Müslüman olmayanlara ciddi bir hoşgörüyle yaklaşıyordu. Kuran, Müslümanlara 'ehl-i Kitap' olanları, yani vahiyle indirilmiş bir kitabı olan Yahudi ve Hristiyanları korumalarını emrediyordu. Bu hoşgörü, uygulamada Iran Zerdüştlerine ve Hindulara kadar genişletilmekteydi. Arap fetihlerinde zorla din değiştirme pek az rol oynamıştır; nitekim, en az iki yüzyıl boyunca İslami imparatorluğun halkının çoğunluğu Müslüman değildi. Bunlara 'zımmi', yani yasanın kabul ettiği dinlerin mensupları denirdi. Zımmilerin dinlerinde ibadetlerine ve iç işlerini kendi dini yetkilileri aracılığıyla görmelerine izin verilirdi. Ancak bu halklar, Müslümanların eşitleri olarak sayılmazlardı ve özel bir vergi (cizye) ödemek zorundaydılar. Askerlik yapmazlardı, bazı renk giysileri giyemezlerdi, evleri ve ibadet yerleri Müslümanlarınkiler kadar büyük olamazdı. Gerek bu tür kurallar gerekse başka kısıtlamalar bir tür ayrımcılığa varsa da, o çağ açısından aşırı bir hoşgörülü tavırdı ve Bizans İmparatorluğu'nun uygulamalarıyla tam bir çelişki oluşturmaktaydı.
Sayfa 17 - Agora KitaplığıKitabı okudu
161 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.