Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Beğenmedim... günümüzün popüler konusu islam-islamofobi üzerine yazılmaya çalışılmış ... başarılamamış... derinlikli konularda yavan kalınmış ... kopuk konu ve konu anlatımları içinde bir kitap... bence...
Kısa kısa öykülerden oluşan bir kitap aslında makaleler demek daha doğru...yılmaz özdil okuyorum sandım... tam bi hayal kırıklığı...kitaptan ziyade beni hayal kırıklığına uğraTan mağlesef livaneli oldu... türkleri, osmanlıyı, cumhuriyeti, özelliklede islamiyeti al aşağı etmek için elinden geleni yapmış... eleştirinin dozundan ziyade yanlış bilgiler vardı... abdestin yanlış alınması, sabah namazının rekatı, halife sırası vs... eleştirdiği konulardan hak verdiklerim oldu ama çok nadirdi... sürekli cinayet ile islamiyeti bagdastirmasi, isid den islam devleti diye bahsetmesi, terör örgütüne gerilla demesi gibi bir çok bariz islam, türk,osmanlı düşmanlığı sezdigim eleştirileri vardı... Yazarın Çok bariz islamofobi diğer dinlere hoşgörü örneği sergilemesi çok üzücü... fatih sultan mehmedi hıristiyan ilan etmediği kalmis...
Aslen Mardin’li olan gazeteci İbrahim, bir gün çalıştığı gazetenin üçüncü sayfasını hazırlarken, eline ulaşan haberlerden birinde Mardin’den çocukluk arkadaşı olan Hüseyin’in öldüğünü öğrenir. Biraz eski günlerin hatırına, birazda burnuna gelen haber kokusu ile yollara düşen İbrahim, soluğu Mardin de alır. Burada çocukluk arkadaşı Hüseyin’in, IŞİD zulmünden kaçan Ezidi bir kıza aşık olduğunu ve bu nedenle ailesini ve hatta tüm Mardin’i karşısına aldığını öğrenir. İbrahim’in bundan sonraki tek amacı Meleknaz isimli bu Ezidi kıza ne olduğunu bulmaktır.
İlk 30 sayfa sonunda şu notu almışım kenara; “Başıma bir iş gelemeyecekse beğenmedim.” Ne yazık ki kitap bittiğinde de fikrim değişmedi. Densizliğimi mazur görün ama baştan sona ucuz popülizm kokusu aldım ben. Medeniyetlerin beşiği Mardin, dinler ve kültür mozaiği teması, IŞID zulmü, islamofobi, plaza insanlarının ruhsuzluğu ve sığlığı, tüketim toplumunun vefasızlığı, hepimiz kardeşiz bu öfke ne diye ve daha niceleri… tek filme 16 tane sosyal mesaj sığdırıyor diye alay ettiğimiz Mahsun Kırmızıgül kitap yazsa, ortaya ancak böyle bir şey çıkardı.umutcalisan.com/2017/01/huzursu...
Özellikle hassas ve gündemde bir konuya, (Doğudaki savaş, ezidilere yapılan zulüm, islamofobi vb.) değinerek, gözümüzü kapatıp görmemeyi tercih ettiğimiz şeyler hakkında ciddi farkındalık yaratan bir kitap. Karakterler bana dokundu, kitap bittikten sonra bile etkisinden çıkamayıp üzerinde düşündüğüm cümleler vardı.
Çoook uzun ve yorucu bir hikayeden koptum geldim. Zor oldu, okuması, anlaması, sindirmesi... Tuğla gibi kitaptı, zira kolay olmadı.
İçerisinde yoğun tarih, yoğun felsefe olan aynı zamanda -ilahiyatçı olan bana bile fazlasıyla ağır gelen- yoğun dinler tarihi içeren bir kitapla karşı karşıyayız. Gülün Adı bana bir çok şeyi şeffaf olarak gösterdi.
İdeolojik dini çatışmaların insanlara ve bulundukları bölgeye negatif etkileri.
hüseyinin islamofobi tarafından kaçması ve gittiği yerde haçlı nazileri tarafından öldürülmesi. 6 bin yıllık geçmişi ile êzîdîlik inancına mensup insanların tarihleri boyunca onlarca katliamdan geçmesi ve en son gerçekleştirilmek istenen katliamdan da yaşadığı acıları, bütün gerçekliği ile gözler önüne seren , avrupanın ve amerikanın islamofobi düşmanlığını hala sürmekte olduğunu, Bütün bunları ve Mezopotamya nın kadim şehri olan Mardinin etnisite yapısı ile kozmopolit geçmişini gözler önüne seren etkileyici ve sürükleyeci anlatımıyla muhakkak okunması gereken bir livaneli klasiği.
Ve Albert Einstein şu sözleri ile sonlandırmak istiyorum incelemeyi :
“Aptallara göre insanlar ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere sekizden fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar komplike değildir. İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.”
Bu yazarı ilk duyduğumda onun da popüler yazılar yazan ama içi boş yazarlardan olduğunu düşünmüştüm. Ön yargılardan kim kurtulabilmiş ki? Neyse ki kitap ön yargıma sağlam bir tokat attı ve rahatlıkla kitabın içine dalabildim.
Yunus Nadi roman ödüllü yazarımız son derece orijinal bir işe imza atmış ve dört element gibi bir seriye Su kitabıyla
Kitabı bitireli biraz oldu ve ben bu incelemeye daha yeni başlıyorum. Çünkü bu kitabı dar bir vakitte incelemek istemedim.Kitap Elif Şafak'ın alışılmış tarzında ilerliyor. Bir yandan güncel bir konu işleniyor, bir yandan hikaye ilerliyor, bir yandan da güzel bir edebiyat yapılıyor, hayata ve insanlara dair. Bu kadın hakkında kim ne derse desin ben