BENEKLİ KURDELA Karnım doyunca, eski defterleri karıştırdım. Sekiz yıldan beri dostum olan Sherlock Holmes’un yöntemlerini incelemekteyim. Notlarıma göz gezdirdiğim zaman, olağanüstü yetmiş meseleye rastlıyorum. Feci, komik, acayip olanları var, ama hiç biri sıradan, basit değil. Sebebi meydanda, Holmes herhangi bir işle uğraşmaz, o para
Atıf, cemiyetten, Abdülhamit'in son dayanağı, Müşir Şemsi Paşa'yı vurma ödevi aldığını, sıcak bir temmuz gecesi apansız söylemişti. Şakalaşır gibiydi. Lacivert gökyüzünden bir yıldız aktı. Patriyot Ömer, Nazmi, kendisi, sırtüstü yattıkları hasırdan dirseklerine dayanıp hemen doğrulmuşlardı. Bitişik evde Patriyot'un Ulah sevgilisi Nina, iştahlı sesiyle, konyak gibi acı bir çingene şarkısı söylüyor, Atıf, dünyayı, yaşamayı, kucaklamak istiyor gibi, kolları iki yana açık sırtüstü yatmış, zevkle dinliyordu. Gözleri yıldızlarda, vasiyet etti: "Korvet Kaptanı İsmail Hakkı'ya yazarsınız, kızı nikahlasın... 'Şimdiye kadar şakaydı bu eniştelik... Şimdi ciddi...' dersiniz... 'Hürriyeti kazanmadan olmaz' diye halt etmesin..." Atıf yatar yatmaz uyudu. Üç arkadaş karanlıkta cigara içtiler bir zaman... Atıf'ın çaldığı keyifli ıslıkla uyandılar. Tabanca seçiyordu. İlk sevgilisiyle buluşmaya giden, şıklığa meraklı bir asteğmen gibi tertemiz, pırıl pırıldı. Manastır postanesinden çıkan Şemsi Paşa'yı, her zamanki serinkanlılığıyla vurup düşürdü. Bu sırada üç arkadaş meydana bakan evlerden birinin penceresinden, filintalarla gelişigüzel ateş ederek Atıf'ın kaçmasını kolaylaştırmaya çalışıyorlardı.
Sayfa 28 - Bilgi Yayınevi, Birinci Bölüm, Von Kres Paşa'nın Dürbünü, I
Reklam
ıslıkla söylüyor
asırlar geçti ve kuşları kıskandıran insan ıslıkları bu adada rüzgârın ve denizin sesleri kadar güçlü olmayı hâlâ sürdürüyor.
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu