Harut ve Marut (Kur’ân-ı Kerîm’de adları geçen ve insanlara sihir öğrettiklerine inanılan iki melek) Arapça asıllı olmayan Hârût ve Mârût kelimeleri (Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, s. 629) Kur’an’da bir âyette geçer (el-Bakara 2/102). Bazı hadislerde nakledilen, tarih ve tefsir kitaplarında ayrıntılı biçimde yer alan Hârût-Mârût kıssası farklı
La İlahe İllallah
Ben'in orada tam bir cephaneyle bekler, Benlikten baska hiçbir şey oraya girmesin ister. Kandırır seni, tevhid de burada, der, Allah inancı da burada duruyor, der, inanırsın, imanim kuvvetli sanirsın. Ama çoktan kandırmıştır seni. Gururu en büyük silahidir. O kapıdan içeriye ne girerse tek bir yumrukla alaşağı eder. Güçlüdür, kolay kolay yere
Sayfa 365 - KopernikKitabı okudu
Reklam
.............Kendimizi Tanımaya Çalışalım........... 1 / Kalp Diriliği Kalp devamlı kendi vazifesini görmek, Rabb’ini zikretmek ister. Nefis de hep uyanıktır, hiç uyumaz ve sahibine kötülükleri emretmekten geri durmaz. Kul, Allah Teâlâ’nın emirlerine kulak verdi ise ne âlâ, aksi durumda o nefis ve şeytanı dinler. Hakk’ı işitme yolunu kapatan her
Müslümanlığın anahtarı, imanın temeli olan "Kelime-i Şehadet" ancak bu ism-i şerifle(Allah ismi ile) hasıl olur, başka isimlerle olmaz. 'Eşhedü en la ilahe illa'llah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Rasulûh." Mesela bir gayr-i müslim, müslim olmak için "Eşhedü en la ilahe illa'llah" yerine "Eşhedü en la ilahe ille'r-Rahman" yahud "Eşhedü en la ilahe ille'r-Rahim" yahud "Eşhedü en la ilahe ille'I-Melik"... dese Müslümanlığa girmiş olmaz. Her halde "Eşhedü en la ilahe illa'llah" demesi lazımdır. Çünkü, şimdi söylediğimiz gibi Allah ismi müteferrid, yani tek ve eşsiz olarak Zat-ı Hak'kı ifade eden bir ism-i hastır. İsm-i haslarda ortaklık ma'nası düşünmek mümkün değildir. Bunun için hakiki bir tevhiddir. Fakat öteki isimler alem değildir, muayyen ve has olarak zata delalet etmezler. Ya bir sıfat veya ism-i cins gibi umumi ve kaplayıcı bir ma'na ifade ederler. Bu ma'nalarda ise ortaklık ma'nası düşünülmek mümkündür. Gerçi bu ma'nalarda da Allah tekdir ve eşsizdir. Fakat bu hüküm, ma'nasının kendine nazaran değil, dış delillere nazaran sabit olmuştur. Onun için tevhid de sarih değildir.
Fatiha suresi 3. ayet
اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى اٰلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَجْمَعِينَ صَلُّوا عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ صَلُّوا عَلَى طَبِيبِ قُلُوبِنَا مُحَمَّدٍ صَلُّوا عَلَى شَفِيعِ ذُنُوبِنَا مُحَمَّدٍ رَبِّ اشْرَحْ لِى صَدْرِى وَيَسِّرْ لِى اَمْرِى وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِى يَفْقَهُوا
176 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
ESMA'ÜL HÜSNA -Manzum-
Müellif Allah'ın Güzel isimlerini, beyitlerle ifâde etmeye çalışmış. Takdim'den muradını anlamak mümkün: - "29 harfle değil, 29 milyon harfle bile ulaşılamayan hedefe aşk ehli ELİF'le ulaşıyor. Doksan dokuz ismi şiir tarzında değil, "aşk ehli ehl-i hâl şâir" edasında okumalı. *İfâde tarzı... Bahattin Yeşiloğlu bu mânâyı El-Melik İsm-i Şerifi zımnında şöyle ifade etmiş: - "O'dur mülkün sahibi dilerse indirip atar Sözden anlayan için bir harf yeter de artar" Eserde Allah'ın güzel isimlerini manzum tadında veren müellif, eserin ikinci kısmını Esma-ül Hüsna'dan Tedailer'e hasretmiş. Gayet güzel de olmuş... İyi okumalar...
Esma'ül Hüsna
Esma'ül HüsnaBahaddin Yeşiloğlu · Kökler Kitabevi · 20141 okunma
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.