...OLDUN MU VUKUF ?
Ey birader sîret-i insâna oldun mu vukuf Cân içinde nefha-i Rahmân'a oldun mu vukuf Kuru lâf ile geçirip ömrü kıldın mı heba "Men aref" sırrındaki irfana oldun mu vukuf Bir hakîkat mürşidine eyledin mi bîati Meclisinde sohbet-i cânâna oldun mu vukuf Hasret-i hicran oduna yanuben Yakûb gibi Hüsn ilinde Yûsuf-ı Ken'ân'a
tarih ne kadar tekerrürü seviyormuş
Stockholm lnter n ational Peace Research Institute (SIPRI) adlı kuruluşun rapor l arına göre 2007 yılında tüm dünyada askeri harcamalar için 1.339 milyar dolar harcandı. Bu rakam 2006 yılına göre yüzde 6'lık bir artışa işaret ediyor. 1998-2007 yılı rakamlarına bakılırsa, bu on yıl içinde askeri harcamalar yüzde 45 artmıştır. Bu on yıl içinde en
Reklam
Bol bol okumak niyetiyle
MEVLÜD BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Zatına layık şekilde, hamdu sena Allah’a Sınırsız selat ve selam, yüce Resulullah'a Nurlandırıp güçlendirdi, bu biçare ümmeti Verdi rahmetinden bize, habibi Muhammedi
Derin sularda yalnız bir mümin: Garaudy 1
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz. Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
Çolak Ali, kolu kesilirken bile, ağzına mendil doldurup, gık dememiş... bilir mi; inceden, yavaştan konuşmayı: 'Sahi be, ne getirdin kızın ölüsünü, gömseydin ya bir yerceğize.' demez mi?.. Artık bende can mı kaldı, soluğum kesildi; yüzlerine baktım kaldım. Neden sonra Çakır İsmail omuzlarımı kavrayıp, sarstı: 'Üzülme,' dedi, 'gömdük onu, duasını yaptık.' Çolak Ali de, 'Duasını yaptık, toprağını suladım abe Hüseyin, tamamdır, meraklanma.' dedi. Bütün mesele duasını yapmak mıydı?.. Tamam, diyorsunuz. Toprağını da sulamışsınız! Ben ağzına su verdim senin. Dudakların kurumuş kalmıştı, yüzün beyaz lâle gibiydi, ay ışığı gelin telleri serpmişti yanaklarına, on beşinde var mıydın, daha mı küçüktün?.. Ne gördün, ne işittin bütün ömründe, umutların gelecek için değil miydi, hep gelecek için. Yavuklun yoktu, yoktu biliyorum ben! Birini beklerdin. Dağdan gelecek birini... O ak boynuna sarı sarı altınlar takardım, ah çok inceydin, çok nazlıydın sen sarı kız. Kıyamazdım seni tarlaya yollamaya, hiç kıyamazdım sana. Hep ben çalışırdım, sabahtan akşama kadar çalışırdım. Çetecilerin, askerlerin, kimselerin Ulaşamayacağı bir yere ev yapardım, içinde oturur beni beklerdin.
Sayfa 76
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.