Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- ÇEÇENLER VE YELTSİN Prof. Dr. Abdurrahman AVTORHAN Münih -ALMANYA Prof. Abdurrahman Avtorhan, 1908 yılında Kuzey Kafkasya'da Grozni'de doğdu. Stalin zorbalığına karşı cephe aldığından, İkinci Dünya Savaşı yıllarında binlerce Kafkasyalı gibi o da yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Savaş yıllarında Berlin'de Kuzey Kafkasya
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Reklam
Zaman Azrailin Tırpanıdır
Bir gün tanrının karşısına geçip biriktirdiğim zamanı mı isteyeceğim? Zamanı biriktirdiğimi düşündüğüm doğrudur. Zihnimde bir kumbara varmışçasına günleri ona atıyorum. Peki ya ne için? Böyle büyük bir hatayı yıllardır yapıyor olmam devam ettirmemi mi gerektiriyor ?Birkaç gündür haksız olmayı kabullenmek kolay, ya 10 yıldır haksızsam? Kabul etmek ve yola devam etmek için matematiksel hesaplamalar gerekmiyor. Sadece bir kabulleniş... İsmail abiyi anlıyorum, bir yerlerde bir yanlış var seziyorum, anlayamıyorum. Kendimi beklerken buluyordum. Başlasam şimdi kanıt toplamaya, tüm planlarımı alt üst edecek gerçekleriyle hayat hazır. Zaman affetmez, çünkü belki de zaman Azrail`in tırpanıdır.
Tarih bilinir mi, tarihe inanılır mı?
Sultan Selim ve Şah İsmail arasında vuku bulduğu öne sürülen olayların kaynağı ya da kaynakları neler kimler merak edip duruyorum. Şu pislik dolu sandık ve "herkes yediğinden ikram eder" sözü şehir efsanesi mi değil mi mesela. Hatayî'nin ozanlığı, koşmaları, varsağıları ve Doğu Anadolu ile İran coğrafyasındaki alevî meşrep Türkmenlere yönelik tutumu beni ona hep ısındırmıştır. Günahları ve sevaplarıyla var olmuş ve göçüp gitmiş hakikatteki İsmail'den ziyade, kendi zihnimde şekillendirdiğim İsmail'e konduramıyorum herhalde hakkında rivayet edilen bir takım işleri. Bu pek sağlıklı bir tutum değil. Tarih okurken, kumdan kaleler inşa edip onlarla oynamak istemiyorsam, yani kendimi kandırmayacaksam, şüpheden azade olmamalıyım. Ve elbette ulaşabildiğim her belgeyi okumalıyım.
Sahiden Yavuz Sultan Selim’in gerçek kimliği, tarih kitaplarında yazılanlar­la çakışıyor mu? İlkokuldan başlayarak dikkatimi çeken bir husus vardır sözgeli­ mi. Heybeti, pala bıyıkları ve kulağında küpesiyle Osmanlı padişahları içerisinde en görkemlisi Yavuz. Salt Anadolu’da 50 binden fazla kişiyi kırdığı ünlü Çaldı­ ran Savaşı ballandıra ballandıra anlatılır kitaplarda. Sonradan başka kaynaklardan öğreniyoruz ki, anlatılanların çoğu yalan ve yanlış. Anlıyoruz ki, okul duvarlarında asılı, ders kitaplarında resmi basılı bu pa­labıyıklı ve küpeli hükümdar Yavuz değil, Alevi toplumunda Hatayi mahlasıyla da bilinen Şah İsmail-i Safevi’nin ta kendisi. Zaten adı Alevi katliamcılığıyla öz­deşleşmiş ve İslam Halifeliği zırhına bürünmüş bir padişahın, Aleviliğin ve Bek­taşîliğin simgesi haline gelmiş küpeyi takması düşünülemezdi.
307 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
i863. Reha Çamuroğlu uzun zamandır okumayı istediğim kitap/dı.. Dili anlstımdakı akıcılığı sevdim merakla okuduklarımdan oldu.. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, Osmanlının mehteri ve Safevilerin binbir türlü sazı, ovanın göğünü dolduran sesler çıkarmaya başladı.. İsmail mi Hatayi mi? Türkmenlerin şeyhi, şahı ve son olarak Hatayi... Henüz çocuk yaşta Şeyh, ergen denilecek yaşta Şah, gençlikte Hatayi... Safevilerin muhteşem öyküsü... Kısa bir ömür de serüven tabir edilecek bir yaşam öyküsü, savaşlar, intikamlar, katliamlar hükmetme arzusu ve sonunda kendince faniliğin yumruğunu zihninde hisseden İsmail in Kamer Tay ın kişnemesiyle Hatayi olarak gidişi... İsmail, yanındaki komutanlarına döndü ve "şu işe bakın," dedi, "bu iki ordu burada İslam'ın kaderini tayin edecek ve iki orduda da kafirler var" Sonra askerlerine döndü ve yüksek sesle şiirini okumaya başladı, aynı anda bütün Safevi birliklerinde aynı şiir okunuyordu... tarikatın devlete, bir şeyhin şaha dönüşümünün ve bu sürecin insanda neden olduğu yıkımın anlatısı... Güçlü bir kalem okumk isterseniz #Buyurun
İsmail
İsmailReha Çamuroğlu · Om Yayınevi · 1999390 okunma
Reklam
Karşıki karlıca dağı gördün mü, Buldurmuş eyyamın eriyip gider, Akan sulardan sen ibret aldın mı, Yüzünü yerlere sürüyüp gider. Kadirsin hey ulu şahım kadirsin, Her nereye baksam onda hazırsın, Üstümüzde dört köşeli çadırsın, Cümlemizi birden bürüyüp gider. ... Hatayi (Şah İsmail)
“Uğraşma Necm,” dedi Hatayi,“bu dünyadan gidene üzül­me,sevin, bak bana,neşesiz mi görünüyorum,üzgün gibi miyim?
Sayfa 307Kitabı okudu
Günini hoş geçür miskin Hatayi Gelen devran aceb devran değil mi
Sayfa 413Kitabı okudu
390 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Bir yaradır Çaldıran
" Yarın şu sahrada dökülecek kanın rengi de akışı da birbirinden farklı olmayacak. Yarın burada bir bedenin, bir bünyenin kendisiyle savaşı çıkacak. Sağ kol ile sol kolun , bir ayak ile ötekinin birbirine acımasızca saldırdığı görülecek. Şah olmuş yahut Sultan; sıfatların ne önemi var. Önemli olan isimdir. Hasan mı Hüseyin mi ? Selim mi
Şah ve Sultan
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,4bin okunma
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.