İsmet İnönü Türk Ortodokslarnı Rumlarla Bir Tutarak Yunanstana Göndermesi
İsmet İnönü hükümetinin "Türk-Yunan Dostluk, İkamet, Ticaret, Seyrisefain Antlaşması" iptal etmesi ile birlikte Türkiye'ye yerleşmiş olan Yunan uyruklular sınır dışı edileceğinden dolayı Papa Eftim, mübadelede olduğu gibi Türk Ortodokslarının da Yunanistan'a gönderilmesinden endişe duymaya başlamıştır. İsmet İnönü ile Taşlık'taki evinde görüşen Papa Eftim, ikinci bir Lozan faciasının yaşanmasını istemediğini belirtmiştir. Bu konuda İsmet İnönü ve Papa Eftim arasında sert tartışmalar da yaşanmıştır. Rumların sınır dışı edilmesi tartışmaları devam ederken Papa Eftim ve Turgut Erenerol toplantılar yaparak "Türk Hristiyan Ortodokslara" Türk Ortodoks Patrikhanesi'ne katılmaları için çağrıda bulunmuşlardır. Turgut Eren Erol "Türk Hristiyan vatandaşları katiyen Rum olamaz." diyerek Hristiyanlığın Rumlukla birbirine karıştırıldığını dile getirmiştir. Papa Eftim ve Turgut Erenerol'un bütün çabalarına rağmen İsmet İnönü, Lozan'da olduğu gibi kökenine bakmaksızın toplam 70.000 kişiyi sınır dışı etmiştir. Selçuk Erenerol bu rakamın 86.000 kişi olduğunu ve 15-20 bin kişi haricindekilerin Türk Ortodoksu olduğunu ifade etmektedir. Artık Papa Eftim'in yakın akrabaları dışında Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin cemaati kalmamıştır.
Devlet, Kürtlere sadece bir tek alternatif sunmaya başlıyor. Kürtlükle ilgili her şeyi terkederek Türk olmak, Türkleşmek. Bu politika ve metodları, sistematik olarak, uygulanıyor. Zamanın başvekili İsmet İnönü ve Kürt Bölgesi 1. Umumi Müfettişi Abidin Özmen'in Kürt bölgelerine ilişkin kaleme aldıkları raporlar- dan bu akıl almaz politikanın nasıl sistematize edildiğini öğreniyoruz. Bu raporlarda her ne pahasına olursa olsun Kürtlerin asimile edilmesi, Kürt kimliği, dili ve kültürünün unutturulması gerektiği şart koşuluyor.
Maalesef bizde o asimilasyon politikasının kurbanlarındanız.Kitabı okuyor
Reklam
Cemiyet üyelerinin birçoğu Atatürk’ün söylediklerini onaylamamıştı. Kongrede bulunmayan üyelerin görüşlerini de almak amacı ile bir heyet oluşturulması gündeme gelmişti. Atatürk’ün yapılmasını öngördüğü cemiyetin siyasi bir parti haline getirilmesi ve ordunun politikaya karışmaması fikrine Şevket Süreyya Aydemir’in getirdiği yorum oldukça dikkat çekicidir: “İttihat ve Terakki bunu sağlayabilseydi, kaderi başka türlü olurdu. Hatta olayların zoru ile cemiyetin nasıl olsa partileşmek zorunda kalacağını düşünüp de, yalnız askerin siyasete karışmaması prensibini alsak bile, hem cemiyetin hem de memleketin kaderi belki biraz daha başka türlü akardı. Mesela Balkan Harbindeki yüz kızartıcı hezimet bu kadar hızla ve perişanlıkla başa gelmeyebilirdi.” Bu kongrede fikir ayrılıklarını gören Atatürk cemiyet ile bağlantısını kesecekti. Aynı görüşte olan İsmet Bey de (İnönü) cemiyetten ayrılanlar arasındaydı.
Köy Enstitüleri
Adnan Menderes'e köy enstitülerini neden kapattıklarını sorduklarında; ✓ Yönetilen kesim yöneten kesimden daha akıllı bir profil çiziyor buna müsaade edemezdik. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk diktatörü halkı kendine kul görüyordu. Her mahallede bir milyoner üreteceğiz derken yeter söz milletin diyerek halkı aldatıp yeter söz sömürgeci sermayenin diyen işbirlikçi Adnan Menderes. Din eğitiminin ve çok partili bölücü ideolojili siyasi dayatmanın önünü açan CHP ve İsmet İnönü unutmamak gerekir. Önder Karaçay
"Onun yerini hiç kimse asla dolduramaz!"
... radyolar Atatürk'ün o sabah öldüğünü duyurdular. O akşam yalnız Ata'nın anısına kadehler kaldırıldı. (...) Gözler sulandı. Herkes "Şimdi ne olacak? diye soruyordu. Hepsinin umudu İnönü'ndeydi. "İsmet Paşa onun yerini doldurur," diyorlardı. Ama "Onun yerine hiç kimse asla dolduramaz!" diyenler ağırlıktaydı. Herkes Gazi'nin ağır bir hastalığa yakalandığını biliyor ama onun yok olacağını hiç kimse aklına getiremiyordu.
Sayfa 46 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
372 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
•Nefes Nefese - Ayşe Kulin•
...Gücünü tarihten alan bir roman... Merhabalar... Yine hiç aklımda olmayan ama kitaplığımda okunmayanlar kısmında görüp de okumuş olduğum Ayşe Kulin eseri olan
Nefes Nefese
Nefes Nefese
'nin incelemesini yapmak istiyorum kendimce. Kitabı beğendim beğenmesine ama yaşananlar, karakterlerin evhamları ( tabiki haklı olarak ) her an tetikte olmaları, adeta bıçak
Nefes Nefese
Nefes NefeseAyşe Kulin · Everest Yayınları · 201311,6bin okunma
Reklam
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın Doğuşu
"Doğmakta olan yeni Türk devletinin esas niteliği bu sırada henüz oldukça belirsizdi. Osmanlı saltanatı hemen hemen bir yıl önce kaldırılmıştı. Ülke, sadece meclis başkanını değil bakanları, daha doğrusu vekilleri de doğrudan seçmiş olan Millet Meclisi tarafından yönetilmekteydi. Meclisle Halife Abdülmecit Efendi arasındaki anayasal ilişkiler
Sayfa 200 - İletişimKitabı okudu
208 syf.
10/10 puan verdi
Milli Mücadele Tarihi
Merhabalar, Gerçekten tarih bilgisine ulasmak için okunulması gereken kitapların başında gelir. Tarih derslerinde öğrendiklerimizden daha detaylı bir anlatımı var. Beni en çok etkileyen kısmı ise Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in 35 yaşında haksız idam edilmesi olmuştur. Daha sonra "Milli Şehit " kanunu çıkarılmıştır kendisi için. Atatürk'ün siyasi ve askeri dehası sonucunda birçok galibiyet yaşamamızı bir de Halil Hoca'dan okumak harikaydı. İsmet İnönü'nün Musul meselesinde çabası ama doyumsuz ülkelerin sonucunda elimizden çıkması... Hepimizin bilmesi ve daha fazlasını öğrenmemiz gereken tarihimiz.. Bende çok farklı bakış açısı bıraktı. Sizde de aynısını olmasını dilerim.. Tüm şehitlerimize rahmet ile ...
Millî Mücadele Tarihi
Millî Mücadele Tarihi
Halil İnalcık
Halil İnalcık
Millî Mücadele Tarihi
Millî Mücadele TarihiHalil İnalcık · Kronik Kitap · 2022414 okunma
İsmet İnönü Lozanı Delen Kişi Olarak Tarihe Geçmiştir
Sevgi Erenerol, Athenagoras'ın Patrik seçilmesini şöyle değerlendirmektedir: "Truman Doktrini çerçevesinde Marshall yardımlarına bir de papaz eklenir. Yunan asıllı ABD vatandaşı olan bu papaz, Athenagoras'tır. Patrik olması için Türkiye Cumhuriyeti devletine gönderilir. Bu durumun kanunlarımıza ve Lozan'a aykırı olmasına rağmen bir gecede alınan kararla T.C. vatandaşı yapılır ve İstanbul'daki Rum Kilisesi'nin başına oturtulur. İşte bu tarihten itibaren Türk kurumu kabul ettiğimiz bu kilise ABD denetimine girmiş, ABD'nin sesi olmuştur. Ne acıdır ki, 1923'te Lozan Antlaşmasını'nı imzalayan İsmet İnönü Cumhurbaşkanıdır. Bu kanunsuzluğa müsaade ederek 26 yıl sonra Lozan'ı delen kişi olarak tarihe geçecektir."
Fener Rum Patriği Athenagoras!
Athenagoras, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen ilk patriktir. Lozan Antlaşması'na göre Athenagoras'ın tek hukuki muhattabının Fatih Kaymakamı olduğunun altını çizen Sevgi Erenerol, onun İsmet İnönü tarafından Çankaya'da kabul edilmesini, "Atatürk'ten intikam almak ve Türk milleti ile alay etmek" olarak ifade etmiştir. Geldiği andan itibaren kendi davranışları ve kendisine gösterilen protokol Türkiye'deki Rumların dini lideri değil de daha çok bir büyükelçi, bir yabancı devlet başkanı şeklindedir.
Reklam
Cumhurbaşkanımız son bir değerlendirme için sizi bekliyorlar," diyordu. İyi ki soyunmamıştı. Esneyerek, "Hemen geliyorum," dedi ve adam gözden kaybolunca homurdana homurdana kalktı yerinden yüzünü yıkamak için. Ne biçim bir insandı bu İnönü, hiç mi yorulmazdı, uykusu gelmezdi. Evine varır varmaz yatacak ve bütün hafta sonu boyunca uyuyacaktı.
İsmet Paşa; " Düşman binlerce maktulleriyle doldurduğu muharebe meydanını terk etmiştir. " ATATÜRK verdiği cevapta ; Bütün tarihi alemde sizin İnönü Meydan Muharebesi'nde deruhte ettiğiniz vazife kadar ağır bir vazife deruhte etmiş kumandanlar enderdir. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz...
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Asil ve aziz Ruhu Şad Olsun.. (Spoiler İçerir!)
Eskiden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olarak görev yapan, 2023 genel seçimleri sonrasında yapılan kabine değişikliğiyle beraber Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başına getirilen İbrahim Kalın'ın, okunmasını en çok tavsiye ettiği kitapların başında geliyordu "Buhranlarımız" kitabı. Ben de onun tavsiyesi üzerine almıştım. İyi ki de
Buhranlarımız ve Son Eserleri
Buhranlarımız ve Son EserleriSaid Halim Paşa · İz Yayıncılık · 2020432 okunma
Churchill'in Kürtçe Yorumu
Dönemin dışişleri bakanı Numan Menemencioğlu anlatıyor: Churchill, İnönü'ye dedi ki: "Paşa, sen Kürtçe bilir misin? İsmet Paşa şaşırmıştı. Ben araya girdim ve " Ekselans, biz Kürtçe bilmeyiz. Zaten bizde Kürtçe konuşulmuyor ve böyle bir dil de yoktur." dedim. Churchill adamlarından birine sordu. --Kürtçe diye bir dil yok mudur? --Olmaz olur mu efendim? Çok zengin bir Kürt dili ve edebiyatı vardır. İsterseniz Diwana Ciziri'den bir şiir okuyayım. Şiiri okudu ve Kürtçe olduğunu söyledi. Şiiri; İngilizce, Fransızca ve Türkçeye çevirdiler. Metinlerdeki yabancı sözcükler diğer dillerde birkaç taneyken Türkçesi; Arapça, Farsça ve Avrupa'nın çeşitli dillerinden alınma sözcüklerle doluydu. Churchill bunu görünce şöyle dedi: -- Bakın efendiler! Yok, dediğiniz ve memleketinizin büyük bir bölümünde ana dil olarak konuşulan Kürtçenin zenginliğini görünüz!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.