Büyük şair İsmet Özel.Kendisiyle tanışmış ve hoş bir hatıra yaşamış olmamın gururuyla yapıyorum bu incelemeyi.Anlatacağım hatıram, okuyanlara tebessüm ettirecektir diye düşünüyorum:Lise 4'teyim.Arkadaşlarımla beraber İstanbul'da yaşayanlar bilir;Çengelköy-Çınaraltı cafeye gittim.Köşede, dünyaya bulanık bakan ve alene meydan okurcasına göğsünü
Bilim olmadan önce şiir vardı, sanat vardı. Daha Psikianaliz yaranmamıştı, Freud bile doğmamıştı o zamanlar. Ama şairler vardı.
İsmet Özel de o şairlerdendir ki, her satırında, her cümlesinde sanki kelimeler özenle, tek tek seçilmiştir. Şair için pek zor olmamış olsa gerek bu. Hep sanatçıların; ressamların, şairlerin, yazarların gözünden dünyayı
kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç püskürtüyor beni dünyaya bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni Atlantik ve Pasifik ve beş kıta koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek.
Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kağıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kağıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen
...
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin.
Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam