Atatürk devlet reisi olarak Çankaya’da oturuyor. Buraya gelmek için doğru dürüst ne yol var, ne imkân var. Fakat biz diyorduk ki, yollar yapılacak, her şey olacak. Haydi efendim sende, yapılacakmış, olacakmış! Gördüğümüz karşılık bu...
-Demokrat Parti'nin kurulması iyi oldu. Bu İsmet Paşa'nın Türkiye'ye demokrasi hediyesidir.
Diyor Chp'li Cemil bey.
-Muhalefetsiz iktidar tek seslilik. Çok seslilik daha güzel.Rekabet kalite getirir. Manifaturacılıkta olduğu gibi. Diyor Chpli' Kani Bey.
Lozan’da Türkiye’den “Ermeni Yurdu” istenirse, yani Anadolu’dan toprak koparılmağa kalkışılırsa, görüşmeler derhal kesilecektir. Ankara’dan yeni talimat istemeğe gerek bile yoktur. İsmet Paşa, bu konuda Hükümete danışmadan görüşmeleri kesmeye yetkilidir. Görüşmeleri kesmek, yeniden savaşı göze almak demektir. Kapitülasyonlar konusunda da gerekirse görüşmelerin kesilebileceği ve savaşın göze alınabileceği anlaşılıyor. Bu noktada da İsmet Paşa Ankara’ya danışmadan görüşmeleri kesebilecektir.
Yüzbaşı Şükrü İsmet Paşa'nın önüne bir not bıraktı. Paşa göz gezdirdi:
"Mustafa Kemal Paşa'dan. Başkomutanlık süresi uzatılmamış ama ordunun başsız kalmaması için Başkomutanlığı bırakmadığını bildiriyor."
Siyasi manevralar çevirmeye meraklı olan muhalefete, bir ihtilal süreci yaşandığını anımsatacak sert bir karardı bu. İsmet Paşa konuştukça öfkesi arttı:
"Başkomutan olmayı kendi mi istemişti? Hayır. Kurulmasına öncülük ettiği Meclis talep etti. Ne oldu? Yenildi mi? Hayır. İstiklal bayrağı altına topladığı milletini, canı ve malıyla harekete geçirdi, son haçlı ordusunu yendi. Kutsal kabul ettiğimiz ne varsa hepsini kurtardu. Şimdi de içli dışlı bin türlü entrikaya, iftiraya, demagojiye, ilkelliğe göğüs gererek, eğer kazanamazsa şerefini, hatta hayatını kaybedeceğini bile bile, kesin sonuç için imkânsızı zorluyor. Bu adamların takdirini kazanabilmek için acaba daha fazla ne yapabilirdi?"
Tükürür gibi ekledi:
"İnsan tarihten utanır be. Vatan pahasına siyaset olur mu?"
İsmet Paşa, bir kezinde, "Beni kızdırmayın, yapmayacağım şey yoktur" demişti. Gerçekten İsmet Paşa'nın 1959-60'da Menderes-Bayar ikilisini düşürmek için yapmadığı "şey" kalmamıştı. Giderek aşama aşama ihtilali hazırlamış, 27 Mayıs'a yeşil ışık yakmıştı.
2. Dünya Savaşında kemer sıkma politikasına binaen...
CHP'nin iktidarı terk etmesinden sonra İnönü ile karşısına çıkarılan bir çocuk arasında Balıkesir'de geçen konuşma ilgi çekici ve ibret verici olacaktır. Çocuk İsmet Paşa'ya şöyle diyecektir :
"Ne yüzle buraya geliyorsun? Sen bana şekeri beş liraya yedirmedin mi?"
İsmet Paşa şu cevabı verecektir :
"... Ama seni babasız bırakmadım."
Babasız kalmayanlar babasızlığın acısını bilmiyorlar, fakat şekersiz kalanlar şekersizliğin tatsızlığını biliyorlardı.