iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi.
ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi
Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
ÜNAL YALTIRIK
Diyarbakır'da İlkokul
8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz?
Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım.
Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
21.10.2023 Cumartesi
Hatırşinas'tayım. Radyoyu açmayı ihmal etmedim; yine türkü açtım, ama haberlere denk geldim. İsrail, Filistin, öfke- yeni bir şey yok. Ölmek var.
Yorgunum. Bitmeyen bir yorgunlukla geçiriyorum günlerimi. Pembe renkli B12 haplarımı her gün misafir ediyorum. Bir farkı var, elbette; okulda bana iyi geliyor- hele de nöbetçi
Alt başlık: Bir Koltukta Çok Karpuz
Merhabalardan bir demet sayın okuyucular. ≈) Bugün sizlere yapabildiğim kadarıyla ilklerin ismi Halit Kıvanç'ı anlatacağım.
Hoş geldiniz. -Biraz uzun... Çayınızı kahvenizi hazır edin isterseniz. ≈)-
Nereden başlasam bilemiyorum, alt başlıkta da dediğim gibi bir koltukta çok karpuz... -kitabı buraya
Pek çok kimse gibi ben de, Nihal Atsız adını ilk defa 1944 yılının Mayıs ayında duydum. Ancak o yılın o ayında ben hem mesleki hayatım, hem özel hayatım bakımından çok meşgul bir insandım. Gazetelerin ancak manşetlerine göz atabiliyordum. Bu manşetlerde o sırada sık sık Sabahattin Ali ile Nihal Atsız adları geçiyordu. Bu iki insan arasındaki
"Çok vaktim kalmadı. Kaç saat, kaç gün, kaç hafta, kaç ay, kaç yıl daha yaşayacağımı ben bilmiyorum. Uzayan ömrümün ne kadarının kaldığını bir beni yaratan biliyor."
Bugün nedense içimden gelenleri uzun uzun yazmak istemedim hiç.
“Zaten, yazıp paylaştın da ne oldu?” diye düşündüm. Ama gene de güzel, tatlı, hoş bir kitapla geldim.
Devletin kalbi, siyasetin merkezi, ağır aksak takırdayan bürokrasi makinasının memleketi Ankara’yı anlama kılavuzu gibi düşünün. Vatan Sevgisi İmandandır’ın da müellifi olan, güzel insan Ebubekir Kurban’ın bu kitabı çerez gibi okunuyor, ağızda da hoş bir tat bırakıyor.
Korkmayın. Okuyun.
İyi olur yani.
Bir şeyler öğreniriz.
Herkesin her şeyden şikayetçi olduğu bu toplumun bir ferdi olarak ben de… Neyse, tamam, uzatmıyorum.
Kitapları sevelim işte, okuyalım falan filan.
İsmet Saat KaçEbubekir Kurban · Mecaz Yayınları · 201953 okunma
Normalde Fantastik (Düşsel) romanları okumuyorum çünkü genelde özgünlük adı altında düşsel dili olan Türkçe değil de diğer dilleri kabul edip Grek ve Roma ulamış bilgileri baz alarak yazılan eserler yoğunlukta olduğu için bu tür eserleri nadiren okuyorum. Türk Ulamış Bilgisi baz alan eserler de hep Taht Oyunları öyküncü olduğu için bu konuda
İyi Akşamlar. Ağustos ayı öykü etkinliği kapsamında ismini vermek istemeyen bir arkadaşın öyküsünü paylaşıyorum aşağıda. İyi okumalar.
Tik tak, tik tak. Tik ve tak…
Saat çığlık atıyor. Götürüyor elde avuçta kalanı. Geçen vakit sıradan. Vardiyasından yeni çıkan bir işçinin yorgunluğu sinmiş fahişe kaldırımlar şehrine. Sabaha karşı. Ve saat
HEP MERDİVENİN İLK BASAMAĞINDA BEKLETİLMİŞ ADAM
VECİHİ TİMUROĞLU
(...) Ona milletvekilliği vaadedilmiş, ama merdivenin ilk basamağında bekletilmiştir. Cevdet Kerim İncedayı, onun CHP İçindeki yandaşıdır. Ona yardımlar sağlar, Recep Peker'le tanıştırır. Recep Peker, ona güdümlü yazılar yazmasını âdeta telkin eder. Anlattığına göre, ödün
Sen tarihini unutsan da düşmanın unutmaz diye bir söz var. Atsız da bize bazı unutulanları hatırlatan bir yazar. Hem de kaynakça göstererek. Benim tek eleştirim keşke bunu sadece Türk Tarihi üzerine değil de dünya tarihi üzerine de kıyaslarda bulunarak yapsaydı. Savaş tarihini Türk Tarihi olarak akıllara kazımak bir yerde doğru ise bir yerde de
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK
Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu
Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum.
Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı