Mustafa Kemal, batı cephesi komutanı İsmet bey ve güney cephesi komutanı Refet bey arasında telgraflar için özel şifre oluşturuldu. Çerkez Ethem iyice huylanmaya başladı. Özel şifreyle kendisinin devredışı bırakıldığını kavramıştı. Harekatlarla ilgili bilgi alamıyor... Kendisine yönelik harekat yapılmasından korkuyordu. Ankara’ya gelmişti ama,
Sayfa 291
Isparta cılız çocukları boğarmış. Bugünkü cemiyet fikrin ve hissin en nurtopu çocuklarına musallat!
Reklam
ÖMRÜ BOYUNCA BÜTÜN SULTALARA MEYDAN OKUYAN RİSALELER ÜSTADI
Ve 11 Temmuz 1960 gecesi türbesini kırıp mezarını açarlar. Tabutunu alıp havalandırırlar. Getirip Isparta'da meçhûl bir yere "atarlar". O gün bugündür yeri bilinmiyor. Meçhûller içinde geçen bunca yıl sonra bu esrarın çözülememesi, o devrin kudretli ihtilâlcilerinin mizmarında saklı kalmasındandır. Onun yolundan gittiğini sanıp rejime sadakatle bağlı kalanların etliye-sütlüye karışmaması, şimdilik bu karanlık emelli gece baskınını ve mezar soygunculuğunu meçhul hadiseler arasında tutmakta, açılacak hakikat perdesini gün geçtikçe bize yakınlaştırmaktadır.
Sayfa 126 - Bediüzzaman Said Nursi
ON ALTINCI RİCA: Bir zaman ihtiyarlık vaktinde, Eskişehir hapsinden bir sene cezayı çekip çıktım. Beni Kastamonu’ya nefyettiler. Polis karakolunda iki üç ay misafir ettiler. Benim gibi sâdık dostlarıyla görüşmekten sıkılan bir münzevî ve kıyafetinin tebdîline tahammül etmiyen bir adam, böyle yerlerde ne kadar azab çeker anlaşılır. İşte ben bu
Sayfa 263 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
Belki bir toz bulutu İstanbul'a küflenmiş Bir Avrupa akşamı dadanmıştır Eski şehirlerin kimi göğe çekilmiş Kimi yedi kat yerin dibine batmıştır Yavaş yavaş çiseleyen yaz yağmuru Babil'dir Lût şehri ansızın gelen gök sesidir Bardaktan boşalan İskenderiye'dir Isparta bir güz kırağısı Kudüs bitmeyen bir kış ...
Sayfa 160
ON İKİNCİ RİCA: Bir zaman Isparta Vilâyetinin Barla nahiyesinde nefy nâmı altında, işkenceli bir esaretle yalnız ve kimsesiz bir köyde ihtilâttan ve muhabereden men’edilmiş bir vaziyette hem hastalık, hem ihtiyarlık, hem de gurbet içinde gâyet perîşan bir halde iken; Cenâb-ı Hak kemâl-i merhametinden, Kur’ân-ı Hakîmin nüktelerine, sırlarına dâir
Sayfa 243 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Yirmi Sekizinci Mektup
Halbuki, bir hükûmet ne şekilde olursa olsun, kanunu bir olur. Köyler ve şahıslara göre ayrı ayrı kanun olmaz. Demek hakkımdaki kanun, kanunsuzluktur. Buradaki memurlar, nüfuz-u hükûmeti, ağrâz-ı şahsiyede istimal ediyorlar. Fakat Cenâb-ı Erhamürrâhimîne yüz binler şükrediyorum ve tahdis-i nimet suretinde derim ki: Bütün onların bu tazyikat ve istibdatları, envâr-ı Kur’âniyeyi ışıklandıran gayret ve himmet ateşine odun parçaları hükmüne geçiyor, iş’âl ediyor, parlatıyor. Ve o tazyikleri gören ve gayretin hararetiyle inbisat eden o envâr-ı Kur’âniye, Barla yerine bu vilâyeti, belki ekser memleketi bir medrese hükmüne getirdi. Onlar beni bir köyde mahpus zannediyor. Zındıkların rağmına olarak, bilâkis, Barla kürsî-i dersolup, Isparta gibi çok yerler medresehükmüne geçti.
146 syf.
10/10 puan verdi
Az da olsa Eski Türkçeye hakim olmalısınız. Isparta mebus Süleyman Sami'nin hatıratı. Meşrutiyet, devri istibdat ve cumhuriyyet. Türkiye vatandaşı olan herkesin, şuan sahip olduğumuz duruma nasıl eriştiğimize dair bir fikri olması için okuması gereken bir eser
Üç Devirde Gördüklerim
Üç Devirde GördüklerimBöcüzade Süleyman Sami · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 201114 okunma
Isparta'ya doğru yola çıkmadan önce, hastane bahçesinde bir süre bekletilmiştim. Bekletildiğim sırada çevredeki insanların tamamının beni seyrettiğinin farkına vardım. Gözlerinde acıma hissi okunuyordu. Ben de direnişçi olduğumu belli etmek için zafer işareti yaptım sol elimle. Birisi "Bu hâlâ akıllanmamış" dedi. Bu lafa sadece gülümsedim.
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Necip Fazıl Kısakürek / Babıâli. Üstad Necip Fazıl Kısakürek 1904- 1983 yılları arasında yaşamıştır. Şairüşşüara ünvanıyla şiirleri gençliğin dilinde, Büyük Doğu ideolojisiyle milletimizin gönlündedir. Fikirlerini yalnızca yazmamış, onları yaşamıştır. Kitap, Üstadın, keskin diliyle yazmış olduğu bir otobiyografidir. 1928- 1975 yılları arasında, yaşadığı şehirler; İstanbul, Ankara, Adana- Ceyhan, Giresun, Isparta ve yurt dışında iki yıl kaldığı Paris'de yaşadıklarını kaleme almıştır. Bir yazarın olgunlaşma süreci, çektiği ızdıraplar, etrafındaki insanlar konu edilirken bir anlamda 47 yılın muhasebesi yapılmaktadır. Ülkemizin siyasi ve sosyal yönden geçirdiği evreler de göz önüne serilmektedir. Üstad, bu eserini daha hayattayken yayınlayarak, yalnızca kendi ile yüzleşmemiş aynı zamanda toplumla da yüzleşmiştir. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Bâbıâli
BâbıâliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2017865 okunma
Reklam
İsparta bahçesinde güller seni sevdiğim için goncalanıyor Seni sevdiğim için kilim dokuyorlar Avşar’da Yarın sabahlar seni sevdiğim için icat edildi
Yapığımız küçük çarpışmalarda düşmanı ardarda üç kez yendik. Savaşçılarımız kavga sırasında şimşekler gibi birbirini yarıp geçiyor ve her şeyi yakıp yıkan bir alev oluyorlardı. Navarin'i aldık. Şimdi eski Isparta kalıntılarının , Misistra kalelerinin önündeyiz. Bayrağımızı bir Arnavut sürüsünün elinden kaptığım gibi şehrin onündeki bir yıkıntının üzerine diktim, sevinçten başımdaki Türk başlığını çıkarıp Eurotas'a fıtlatmışım, o günden beri Yunan migferi giyiyorum.
Sayfa 156 - Adam Yayınları, Melahat Togar
1.500 öğeden 2.311 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.
Resim