Kanımca sosyalizmin son dönemde tutmasının bir de psikolojik sebebi var: Müslümanlara yönelik tehditlerin hep kapitalist dünyadan (ABD'den, İsrail'den) geliyor olması.
1996 sonlarında, İsrail Yüksek Mahkemesi, Filistinli mahkumlara işkence yapılmasına yetki vererek bunu 'ılımlı fiziksel baskı' olarak adlandırdı. Latin Amerika'da işkence 'yasal baskı' olarak adlandırılır.
* “Yoksa onlar (lanetlenen İsrâiloğulları), Allah'ın kendilerine lütfundan nimet verdiği (peygamber seçtiği Muhammed'e ve onun tarafındaki) insanlara karşı haset mi ediyorlar? Evet biz, İbrahimoğulları'na Kitab ve hikmet verdik, hem de onlara büyük hükümranlık bahşettik.”
* “İşte onlardan kimi ona (İbrahim soyundan gelen Muhammed'e) iman etti, kimi de (bu İsrail'den değil diye) ondan yüz çevirdi. Artık (onlara) alevli bir ateş olarak cehennem yeter.”
Nisa Suresi 54-55. Ayet
Size göre İsrail hakimiyet demek, petrolün denetim altında tutulması demek. Yahudiler içinse bir düş, yanılsamadan öte gitmeyecek bir serap olduğu anlaşılacak. Ama Filistinler için boşaltmak zorunda bırakıldılar vatan anlamına geliyor.
➤Memleketler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çöker.
➤Bazen ordunun yapamadığını ''eğitim kurumları'' yapar.
➤Şifremiz Şu: Oku, düşün, değiş ve değiştir.
➤Vahşi Batı medeniyeti kendinden olmayanı katleder. Batı medeniyetinin ağzında insan hakları sadece bir lakırdıdan ibarettir. Vahşi Batı medeniyeti her zaman yaptığını yapıyordu. Kendine benzemeyeni katletmek onların özelliğiydi.
➤Geçmişi iyi bilmeyen bugünü anlayamaz.
➤Bir yerde Müslümanların bölünmesi söz konusuysa orada elbette Amerika, İsrail ve İngiltere vardır. Emperyalistler gücünü bizim bölünmemizden alıyorlar. Yoksa onlar güçlü değiller. Şayet Müslümanlar birbiriyle uğraşmayıp bir zamanlar olduğu gibi birlik olsalardı, Batı'nın bütün kiliseleri ve ülkeleri toplansa Haçlı Seferlerini göze alamazlardı.
➤Düşmanının tanımayan savaşta yenilir. Hem kendisini hem düşmanını tanımayana savaşta yenildiği gibi savaştan sonra toparlanamaz.
➤Kamera izleyiciye yöneltilmiş bir silahtır. Kamera eline geçen kişiye göre objektifliğini kaybedip zihinlere ateş etmek üzere bir silaha dönüşebilir.
Cin - ifrit edebiyatı ile açıklanmak istenen diğer sık görülen vakalardan biri de; obsesyonel nevroz’dur. Epilepsi benzeri vakalardaki gibi nörolojik inceleme imkanı tanımayan, yani sinir sisteminin organik veya fonksiyonel bir bozukluğu ile paralellik arzetmeyen bu nevroz tipini, bazı ekoller obsesif-kompulsif bozukluk olarak nitelerler.
Tarih boyunca o kadar yaygın görülmüştür ki, Musevilerin kutsal kitaplarından l.Şamuel'in kitabında dahi bu konuda bir örnek vardır:
M Ö. 11. asırda yaşamış olan İsrail kralı Şaul, peygamber kral David’in (Davud) başarılarını kıskanarak öfkeye kapılır. Bunun üzerine, Tanrı Yahveb tarafından Şaul’e kötü bir ruh musallat olur ve Şaul de bu varlığın etkisiyle şuurunu kaybederek damadı David’i mızrakla öldürmeye kalkışır. Ama, aklı başına gelince de yaptığına pişman olur. Fakat, Şaul içine düştüğü bu ruhsal bozukluktan bir türlü kurtulamaz ve öldürme saplantısına kapıldığı anlarda çalınan bir arp'ın nağmeleri ile biraz olsun sükûnet bulur.