Hikayesinin baş kahramanı çocuk olan kitap okumayalı çok oldu. Issız bir adada çocukların hayatı anlama mücadelesi desek yalan olmaz. Güç denilen zehirin insanı ne hale getirdiği ve zayıfların yaşama şansının olmaması gerektiği ayrı bir ironi. 1954 yılında yazılan bu eser her geçen gün güncelliğini koruyor. Çünkü anateması insan. İnsanin her dönemde aynıdır dostlar. Özüne dokunduğunda anlıyorsunuz bunu. 1983 yılına kadar binbir zorluklarla gelen eser asıl şöhreti Nobel edebiyat ödülü aldıktan sonra yakaladı. İnsan aklına kıyıda köşede böyle popüler olmayı bekleyen çok eser var mı acaba diye gelmiyor değil.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202079,8bin okunma
Bir nükleer savaş tehdidi yaşayan İngiltere, çocuklarını güvene almak için onları bir uçağa yerleştirerek ülkeden uzaklaştırmak isterler. Fakat uçak bilinmeyen bir sebep ile ıssız bir adaya düşer. Kazada uçakta kalan bütün yetişkinler hayatını kaybeder ve sadece çocuklar hayatta kalır. Çocukların yaş aralığı ise 6-12 arasındadır.
Çocuklar adaya
Yeni doğan her çocuk, tanrının insandan umudunu kesmediğinin kanıtıdır diyen yazarımızın bu düşüncesine paralel olarak; her çocuk insanlığın kurtuluşu için yeni bir umuttur diye düşünürüm çoğu zaman. Hal böyleyken biz yetişkinler içimizdeki çocuğu ya öldürürüz ya da ruhumuzdaki odalardan birine kilitleyerek, onu orada tutuklu bırakırız.
İnsanların içlerindeki iyiliklerin, kötülüklerin, savaşın, barışın hiç de yaşla alakalı olmadığını gösteren bir hikaye. Medeni dünyadan uzaklaşan çocukların ilkel kabileler gibi nasıl vahşileşebileceğini göreceksiniz. Çocukta olsalar işin içine üstünlük ve yönetme duygusu girdiği zaman masumiyetin ortadan kalktığını çok ince aktarımlarla anlatmış yazar.
İkinci dünya savaşı sırasında, çocukları korumak amacıyla güvenli bir bölgeye götüren uçağın, bir saldırı sonucu ıssız bir adaya düşmesini konu alıyor. Hiçbir yetişkinin olmadığı bu adada, çocukların yaşam mücadelesini nasıl verdikleri vurgulanıyor. Kısaca kusursuz bir adanın nasıl adım adım bir yangın yerine dönüştüğünü gözler önüne seriyor.
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202079,8bin okunma
İnsan, gücü elde edene kadar insandır, gücü elinde bulundurduğunda otoriterliğin yolunu aralar. Var olan geçmişini tanımaz ve hiç olmadığı kadar ben’lik duygusundan uzaklaşır.
Herkesin içinde iyilik olduğu kadar kötülük de var mıdır? Bu iyilik ve kötülük doğuştan mı gelir, yoksa sonradan kazanılan bir tercih midir? En temiz, en saf saydığımız
Robinson Crusoe
Daha önceleri okuduğum Emile'de Rousseau okuyucularına Robinson Crusoe 'u okumayı tavsiye ediyordu. O yüzden ben de, okumak için bu kitabı bir köşeye not düşmüştüm.
Robinson' u emimim aranızda bilmeyen yoktur. Hani şu geçirdiği gemi kazasıyla ıssız adaya düşen Robinson..
Eser bildiğiniz üzere Dünya Edebiyatı
MASUM DEĞİLİZ... HİÇ BİRİMİZ...
Dünyanın en masum, en saf temsilcisi olarak gördüğümüz çocukların bile söz konusu "güç" olduğunda tehlikeli bir varlığa dönüşme hikayesidir bu eser. Atom savaşı sırasında 6 ile 12 yaş aralığındaki bir grup çocuğun güvenilir bir yere götürülmek için yaptıkları uçak yolculuğu bir saldırı sonucu sona erer,
Şimdi kapayın gözlerinizi ve hayal edin!
Bir salgından geriye kalan tek insan olsaydınız ne hissederdiniz?
O günleri yaşayan tüm tanıdıklarınız ölmüş, geriye bir siz kalmışsınız, bir de o günleri yaşayanların üç beş torunu...
Dünya nüfusu 400'lerde ve dünyanın geçmişine dair sizden başka bir şey hatırlayan kimse yok...
Bir ada düşünün ki içinde sadece erkek çocuklar, enkaz halinde bir uçak ve karanlık bir orman bulunuyor..
İnsan doğasının, insan psikolojisinin ne kadar ilginç ve karmaşık bir yapıya sahip olduğunu gösteren bir kitap Sineklerin Tanrısı. Yazar bunu dünyadaki en masum dediğimiz varlıklar üzerinden yani çocuklar üzerinden ele almış. Kitapta sürü
Herhangi bir beklenti içine girmeden elime aldığım bu eseri okurken, senkronize bir şekilde bir evin çatısına tüneyen güvercinler gibi benim de zihnimde düşünce kuşları oradan oraya uçuşup durdular...
İncelemeye başlamadan önce, bu ay bu eseri çok başarılı bir çeviri ve baskı kalitesi ile dilimize kazandıran
Okyanusta yol alan bir gemi battı . Sadece bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günlerde kendisini kurtarması için Rabbine yalvarıp
yakardı. Sonraki günlerde yardım bulurum umuduyla uzaklara bakmaya başladı. Ama ne gelen oldu ne giden. Bin bir emekle rüzgardan, yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyordu. Günler böyle geçiyordu. Yine bir gün balık avlamak için yola koyulmuştu.
Döndüğünde ne görsün, tek tutunduğu dal olan tahta kulübesi alevler içerisinde cayır cayır yanıyordu. Başına gelebilecek
en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı.
Bu üzüntüyle, Allah'ım bunu bana neden yaptın, diye feryat etti. O geceyi Allahü Teala'ya sitemler ederek üzüntü ve keder
içinde geçirdi. Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya geliyorlardı. Mutluluktan havalara uçacak gibiydi. Gelenlere "Benim burada olduğumu nasıl anladınız?" diye sordu. Cevap onu hem şaşırttı hem de utandırdı: ''Dumanla verdiğin işareti gördük, o işarete göre geldik. " İşte tutulan son dalın kırılması, ilahi yardımların önündeki son engelin de kalkması manasına gelir kimi zaman.
Dikkat Spoiler İçerir!
'Sineklerin Tanrısı' William Golding tarafından yazılmış ve yazarın en bilinen kitabı olmuş. Kitap 'Lord of the Flies' adıyla filme de çekilmiş.
Sineklerin Tanrısı kimdir? Bir canavar nerede yaşayabilir? Bu kitap küçükler için yazılmış bir öykü mü?... bu soruların cevapları ve daha fazlası kitapta yer