Evet, yalnızca futbol konuşuluyor, şarkıcıların, mankenlerin buruşmamış, parlak hayatı. Bir de kalabalık yoksullar ordusu var. İşsizler, işsiz kalanlar.
Reklam
Ali'den sonra gelenler kral olduklarını ilan etti. Onlar da Avrupa ülkelerindeki krallar ne halt yedilerse onu yediler. Kısacası Muaviye ile başlayan muhabbet zinciri 1924'de kırılmıştır. Halifeliği lağveden Atatürk de hainlik değil, Türk halkına en büyük iyiliği yapmıştır. Araptaparlara göre halifelik konusu ulema tarafından dile
“Fakat şunu da bilmek lazımdır ki, hiçbir kapitalist hiçbir suretle işsizliğin tamamen kaldırılmasına, işsizler ihtiyat ordusunun imhasına asla razı olmaz. Çünkü bu işsizler ordusu, işpazarı üzerine tazyik yapar. İş kuvvetinin daha ucuza alınmasını temin eder.”
Sayfa 26 - Bozkurt Basımevi
Bir kez düşün, ne bekliyodun bu gençlikten? Ne verdik onlara? İnanç mı? Bir baltaya sap olmanın erdemlerini mi? Sen ne diyorsun yahu, çocuklar önlerindeki örnekleri gördüler, diplomalı işsizler ordusu. Sen onu benim külâhıma anlat. Ne ideali? Hangi umudu verdik. Umutsuzluk insanı her yere götürür. Evet, tabii, intihara bile.
Sayfa 21 - EpubKitabı okudu
Bir kez düşün, ne bekliyodun bu gençlikten? Ne verdik onlara? İnanç mı? Bir baltaya sap olmanın erdemlerini mi? Sen ne diyorsun yahu, çocuklar önlerindeki örnekleri gördüler, diplomalı işsizler ordusu. Sen onu benim külahıma anlat. Ne ideali? Hangi umudu verdik.
Sayfa 49 - Sel Yayınları
Reklam
Amerika 'yı bir deliler evi gibi görür. İnsanların, yaşamak için nasıl birbirlerini soymak zorunda olduklarını görür. Çocukların açlıktan öldüğünü, kadınların karınlarını doyurmak için haftada altmış saat çalıştıklarını görür. Koca işsizler ordusu belasını ve boş yere harcanan milyarlarca doları, binlerce millik toprağı görür. Savaşın yaklaştığını görür. İnsanların acı çekerken nasıl zalimleştiklerini ve içlerinde bir şeyin öldüğünü görür. Ama asıl gördüğü şey, dünyadaki tüm düzenin yalan üzerine kurulduğudur. Ve bu, parlayan güneş kadar açık olmasına rağmen... Bilmeyenler bu yalanla o kadar uzun zamandır yaşamaktadırlar ki, görmezler bunu.
Sayfa 166
Gazeteleri mi var ,radyoları mı var?
Sen ne diyorsun yahu? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Bu çocuklar dükkânları kapattırmakla yanlış bir iş yapıyor olabilirler. Yanlışlıkları nerde? Halka daha önce eylemin amacını bildirmemelerinde. Peki ama nasıl bildirsinler? Gazeteleri mi var, radyoları mı var? Sen şaşırmışsın azizim. İş yanlış olabilir. Ama bir bildikleri olmalı. Kabul, senin dediğin olsun, bildikleri de yanlış olabilir. Ama onları tümden mahkûm edemezsin. Bir kez düşün, ne bekliyodun bu gençlikten? Ne verdik onlara? İnanç mı? Bir baltaya sap olmanın erdemlerini mi? Sen ne diyorsun yahu, çocuklar önlerindeki örnekleri gördüler, diplomalı işsizler ordusu. Sen onu benim külâhıma anlat. Ne ideali? Hangi umudu verdik. Umutsuzluk insanı her yere götürür. Evet, tabii, intihara bile. Yanılıyorsun, senin tuzun kuru ve hep kuru kalsın istiyorsun. Nesnel açıdan bak olaylara. Şu ya da bu eylem dolayısıyla yargıya varma. Korkuyosun sen, korkuya-sun. Gerçekleri görmekten korkuyosun. N' olur bugün dükkânlar kapalı olmuşsa? Etini yiyemeyeceğin için mi küplere bi-niyosun?
Bir kez düşün, ne bekliyodun bu gençlikten? Ne verdik onlara? İnanç mı? Bir baltaya sap olmanın erdemlerini mi? Sen ne diyorsun yahu, çocuklar önlerindeki örnekleri gördüler, diplomalı işsizler ordusu. Sen onu benim külâhıma anlat. Ne ideali? Hangi umudu verdik.
İşsizler asgari ücretle iş bulabilmek için fabrika önlerinde kuyruğa giriyorlardı. Emekçi ordusu köle durumuna düşmüştü ve on yıllardan beri ilk olarak işveren, zerrece tazminat ödemeden işten adam çıkarma ve en ufak bir protesto edeni hapse attırma yetkisine sahipti.
201 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.