Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İstanbul İçin Son Çağrı
“İnsan, kendini bildikten sonra lafın iddiası olmaz.”
Kentler kadınlara benzer bilir misin, İstanbul sensin mesela; Boğaz iki kaşının ortası, Galata boynun/ Bir vapurla kokun gitti işte, bir vapurla geldin, alış veriş yapan sensin Mahmutpaşa da, güvercinlere yem veren Taksim meydanında/ Martıların üşüşüp durduğu senin ellerinin susamı, Orhan Veli gibi ortasında denizin, öyle garip durmamın sebebi sensin…
Ali İhsan Konuklu
Ali İhsan Konuklu
Reklam
Bağrında saf düşünceler bulunmayanlara "Bu gönül ehlidir" diyemem çünkü (bencileyin) gönül ehli olanların birbirini bilmemeleri insaf değildir.
İstanbul... Güzel şehir, mübarek şehir. Bir tek bana yar olmadın ne çare.
Paşa, tam dışarı adımını atmıştı ki unuttuğu bir şeyi yeniden hatırlamış gibi geriye döndü. Gözlerini İspirizade'nin üstüne çevirerek konuşmaya başladı: "Medrese ehlinin siyaseti meslek edinmesi vahim neticeler doğurur. Sultan IV. Mehmet döneminde Kadızadeli vaizler de buna yeltenmiş, halkı devlete karşı tahrik etmişlerdi. Sonuç ne oldu? Köprülü Mehmet Paşa çıktı, hepsini bir gecede İstanbul sokaklarından kazıyıp attı. Gemilere doldurup, kimini Kıbrıs'a, kimini Sakız'a, kimilerini de adı bilinmedik adalara sürdü. Olan, o saf ve masum medrese talebelerine oldu!.."
Sayfa 257 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
Sonuna kadar inandığı o masalın prensesi olarak kalabilmek için, tüm hatıraları ve özlemleriyle ‘taşımıştı’. Gereğince yaşanamamış aşkların kadınıydı aslında.
Reklam
Kim, kimde, kim için kalmıştı öyleyse?..
Denizi, denizi gerçekten yaşamadan anlayamıyorsunuz sonuçta. Denizi de, akşamsefalarını da, bir ıhlamur kokusunu da, kaybetmeyi, gerçekten kaybetmeyi de göze alarak yaşamadan, anlayamıyorsunuz.
Onun adı... Onun bendeki adı ‘Hüzün’dü... Hüzün... Şimdilik bulabildiğim, onun için, kendim için, yıllar süren beraberliğimiz için bulabildiğim tek ad bu... O, yaşadığımız günlere verebileceği öteki zamanları, duyguları, evleri gibi, başka adlarını da benden gizledi çünkü.
Birbirini, birbirini yaralayarak, örseleyerek seven, tüm olumsuzluklar ve acılarla birlikte sevmeye devam eden insanların, birbirlerinden, hangi kaygılar yüzünden tüm kaçışlara, aldanmalara ve ertelenen sevinçlere karşın kopamayacaklarını da anlamaya başlıyorum çünkü artık...
Reklam
Şebnem ,İstanbul, Türkiye,dünya,galaksi,uzay senin olduğun yerden başlıyordu neredesin ? Bütün şarkılarda senden bahsediyormuş,onu fark ettim.Ezelden beri o nazlanan senmişsin.
Sayfa 334Kitabı okudu
Daha çok kendim ya da daha çok kendimde olabileyim diye...
Bizden adını belki de hiçbir zaman koyamadığımız bir şeyleri koparan tüm insanlarımızla paylaşmıştık... O gecelerde hiçbir kitaba alamayacağımız tarihlerimizi de yazmıştık... O bunu biliyordu... O bunu kim için, kimler için yaşattığımı, her geçen gün biraz daha çok anlayabildiğim, anlayabildiğime inanmak istediğim bir eksiklik için yaşattığımı, yaşatmaya çalışacağımı biliyordu... O, tüm bunları bildiği için beni kendisine, yalnızca kendisine istemişti belki de... Kendisine, yalnızca kendisine... Daha çok kendim ya da daha çok kendimde olabileyim diye...
Hâlâ dost kalışımızı, kendisinden ayrılmaya bir türlü gönül indiremeyişimi anlatmakta zorlanıyorum tüm bunları hatırladığımda. Onunla, hayatımın en değerli fotoğraflarını, sözcüklerini paylaşmaya çalıştığım anlarda bile yeterince konuşamadım, konuşmayı başaramadım çünkü. Neden böyle, bu duvarlarımla yaşamıştım ama? Neden, hangi umutlar adına? Kendisini daha çok yaşamaktan, sonuna kadar, tüm olabilirlikleri göze alarak yaşamaktan mı korkmuştum yoksa? Belki...
İstanbul-Anadolu yakasında olan? Kitaplarını okuma karşılığı verebilecek biri?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.