"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
Sabahattin Ali'nin biraz toplumu, biraz da insanın kendisini sorguladığı eseridir. Sıradan olaylar hakkında derin tahlilleri olan, Balıkesir ve İstanbul'u bilenlerin film tadında okuyacağı akıcı bir eser. Şahsım adına beni kürk mantolu madonna'dan daha çok etkileyen kitaptır.
Kitabın edebi tahlilinden çok aynı dönemde yaşayan Hüseyin Nihal Atsız tarafından karşı yazı olarak "içimizdeki şeytanlar" dikkatimi çekmeyi başarmıştır. Atsız bu romandaki Türkçü Turancı karakterlerin seciyesiz tipler olduğu, yazarın roman üzerinden intikam aldığını düşünmektedir. Zaten o dönem iki yazar arasında sürekli atışmalar olduğu aşikardır.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172k okunma
Bugün radyoterapimin yirmi beşinci, kemoterapimin ise beşinci günü. Bir kaç ay önce boğulurcasına öksürük nöbetleri sonrasında gittiğim dahiliye uzmanı, onkoloji servisine yönlendirdiği zaman anlamıştım bir şeylerin ters gittiğini.
"Akciğer kanserisiniz" dedi doktorum. Üzüldüm, "tahliller, tetkiklerde başka organlara yayılmamış,
Üniversiteye ilk geldiğim sene, derslerim çok kötü idi. Avarelik çağımdı.
Nereden buldum bilmiyorum, Ege Üniversitesi Hastanesindeki lösemili çocuklar için yardım kampanyasına dahil oldum. Bir zaman sonra o çocukların "trombosit" denen bir maddeye ihtiyaçları olduğunu ve bunun kandan sağlandığını öğrendim. Ben de bağış için gittim.
Beklenen İstanbul depremi olduğu zaman kim gider kim kalır ne yazık ki bilmiyoruz. Bu yüzden bugüne kadar burada kırdığım kim varsa hepsinden özür dilerim. Hepiniz iyi ki varsınız. ❤️
Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/Cwk28w8N6s6
Hayatımın en keyifli incelemesiymiş, bilmiyordum.
Neden böyle diyorum? Çünkü bu kitabı kitap okuma grubumdaki yüzlerce okurla birlikte okuyup tartıştım. Çünkü bu kitabın İstanbul'daki müzesine
Merhaba,
Uzun zamandır beklediğim haber dün itibariyle geldi. Yaklaşık 1 yıldır içerisinde bulunduğumuz pandemi süreci sebebiyle okullar bir türlü açılamamıştı. Fakat artık köy okullarında 15 Şubat tarihinden itibaren yüz yüze eğitim öğretim başlıyor.
Bununla birlikte hem bu süreçte biriktirdiklerimle hem de YouTube kanalıma Katıl butonuyla