İstanbul deyince aklıma martı gelir,
yarısı gümüş, yarısı köpük
yarısı balık, yarısı kuş.
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir,
bir varmış bir yokmuş.
(Bedri Rahmi Eyüpoğlu)
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
İSTANBUL DESTANI 1
...........
İstanbul deyince aklıma
Yahya Kemal gelirdi bir eyyam
Şimdi Orhan Veli gelir
Deminden beri dilimin ucundan Orhan Veli
Deminden beri senin tadın senin tuzun
Senin şiirin senin yüzün
Yaralı bir güvercin misali
Başımın üstünde dolanır durur
Gelir sessizce konar bu şiirin bir yerine
Neresine mi arayan bulur
Erbabı bilir
Deli eder insani bu şehir deli
Kadehlerin çınlasın Orhan Veli
....................
Bedri Rahmi Eyüboğlu
ÇANAKKALE GEÇILMEZ
Yıl 1915 amansız bir mücadele
Düşmana bir engel dikilmiş çanakkale
Savaştık kurtarmak için barışı
Binlerce ananın kurumayan gözyaşı
Vatan deyince akan sular durur
İstanbul Kemençesi deniyor çaldığımız saza. "Politiki lira" Yunancası. Poli şehir demek, şehir kemençesi olarak geçiyor tabi onların kastı İstanbul kültürü ve kemençesi. Çünkü Girit kemençesi var, Karpatlar'da var onlar da laz kemençesi diyorlar. Türkiye'de üç tane kemençe var: Kastamonu kemençesi, İstanbul kemençesi, Karadeniz kemençesi. Kemençe deyince hangisini anlayacaksınız. Demek ki belirtmek gerekiyor. Tırnak kemençe deniyor, Kastamonu kemençesi de tırnakla çalınıyor mesela.
(14.44 -15.51) Derya Türkan-Yedirenk Röportajı youtu.be/NlcG8YbVHHo