288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Tren Diyorum, Kaçmadan...
* “Cahilliğin dağlarında gezenler için; almasını bilene bilgece öğütler, yaşanmışlıkların getirdiği doğru tespit ve öneriler, samimi itiraflar; bir o kadar da topluma tenkit yağmuru. İlber Ortaylı’nın sakınmadan söylediği her söz, gençler için altın değerinde. Toplumun her kesimine ustaca entelektüel bir dokunuş, hazır olun; bu bir kültür
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055bin okunma
240 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yusuf Yusuf dedikleri, birkaç beyle birkaç mermi...
Üç saattir incelemelerde eleştirel bir satır, bir fikir hatta bir kelime arıyorum... Arıyorum ki, kitapla ilgili yakın bulduğum bir görüşü repost edip şu satırları şu sıcakta yazma yükünü üzerimden atabileyim... Yok maalesef, olmadı... Bunun pek çok nedeni olabilir tabii... Ancak Kuyucaklı Yusuf özelinde bu hayranlığa, bu müthiş etkilenmeye
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yakamoz Yayıncılık · 2019173,3bin okunma
Reklam
520 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Nakkaş Polisiyesi ve Kronolojiden Öneriler(+18)
,
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
, deyince herkesin aklına tabi ilk Nobel alan ilk ve tek Türk yazarı geliyor. Öncelikle Nobel kısmına girmek onu tanımak için bence gerekli. Bir yazarın Nobel Ödülü alabilmesi için ülkesi eğer ki Dünyadaki Güçlü ve Söz Sahibi o meşhur ülkelerden değilse, kendi ülkesi ile ilgili sorunlu olması gerekir. Nobel çünkü kaos sever, entrika sever,
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
752 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER
“Salkım salkım tan yelleri estiğinde Mavi patiskaları yırtan gemilerinle Uzaktan seni düşünürüm İstanbul ... Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarımız Haramilerin saltanatını yıksın Bekle o günler gelsin İstanbul bekle Sen bize layıksın” İstanbul’a verdiği sözü tutmaya bir ömür adayan Vedat TÜRKALİ, “Nazım varken, Yahya Kemal varken insan
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüz müdür?
Benim için çok kıymetli olan bu kitabın sayfasında bir inceleme göremeyince kolları sıvayıp birkaç satır eklemek zaruriyet oldu... Kitabın benim için önemi, bende büyük bir hatırayı saklıyor olmasından kaynaklanıyor... Talip Apaydın, rahmetli annemin Öğretmen okulundan hocası... O yüzden ben Talip Apaydın ismi ile ve onun kitaplarıyla çok erken
Ortakçılar
OrtakçılarTalip Apaydın · Literatür Yayınları · 200770 okunma
684 syf.
9/10 puan verdi
·
47 günde okudu
ATTİLA İLHAN KEŞKE "BEN SANA MECBURUM"U YAZMASAYDI!
Bu söz çok sevdiğim bir hocama ait. Hocamız bu şiirin Attila İlhan'ı gölgelediğini, araştırmacı, gazeteci özellikle romancı kişiliğini geride bıraktığını söylemişti. Yazarın romanlarını okumaya başladıkça hocamın sözüne daha çok hak vermeye başladım. Bu incelemede önce genel olarak Attila İlhan'ın romanlarına sonra da Kurtlar
Kurtlar Sofrası
Kurtlar SofrasıAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2008359 okunma
Reklam
Dün öğleden sonra saat 2 gibi denize girmek için arkadaşlarımla yurttan çıktık. Tacik, Kırgız, Kosovalı ve ben (Hintli) uluslararası bir ekip oluşturduk. Otobüse binip Kumkapı sahile doğru yola revan olduk/yola koyulduk. Ben otobüste arkaya doğru, sondan bir önce sol taraftaki koltukta oturuyordum, yanımda arkadaşım da vardı. Karşımızda 50'li
Kitaplarla özel bir anısı
“Her seyahatine giderken, yanımıza mutlaka kitaplarını da aldırırdı. Ancak ilk İstanbul seyahatine giderken istediği kitaplar o kadar fazlaydı ki, karton kutular buldurup kütüphaneye getirtmiştim. Tam içine kitapları doldurmak üzereyken Atatürk kütüphaneye geldi ve ne yaptığımı sordu. ‘İstediğiniz kitapları karton kutular aldırdım, onların içine koydurup özel trene naklettireceğim,’ deyince. ‘Dur biraz bekle,’ dedi. Biraz sonra bir baktım iki tane cephane sandığını muhafız alayı erleri getirip kütüphaneye koyup gittiler. Ne olduğunu anlamadan bakıp dururken Atatürk içeri geldi, benim şaşkın şaşkın baktığımı görünce; ‘Nuri oğlum, şaşırdın değil mi? Şaşırma, savaşta bunlarla cephane taşıdık. Bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; işte şimdi cephane taşıdığımız bu sandıklara kitaplarımı koy, bunlarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın,’ dedi.. Nasıl şaşırmazdım, bu ne biçim bir kitap sevgisi, ne ulvi bir düşünceydi. Gelen cephane sandıklarını güzelce temizledim, içlerine kağıt koyup, üzerlerine de kitapları özenle yerleştirdim. Ve sandıkları doğru Ankara Garı’na trenimize koymak üzere yolladık…”
Sayfa 56 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
KISMET İSE GELİR HİNT'TEN YEMEN'DEN...
Bugün yine 2017'de yaklaşık iki ay kaldığım yer olan Gebze'deyim. 2017'de Gebze Pelitliköy'de Asya Çikolata firmasında tercüman ve proje yönetmeni olarak çalıştığım zaman Gebze Center'in tam karşısında Turkuaz Otel'de kalıyordum. Bugün tekrar Turkuaz Otel karşıma çıkınca içeri girip anılarımı tazelemek istedim. Biraz tuhaf değil mi? Sebepsizce
Askerlere sordum ;
Bizim dinimiz nedir ? Biz hangi dindeniz ? Hep birden: Elhamdü-l-illåh Müslümanız, diye cevap vereceklerini sanıyordum Fakat öyle olmadı. Cevaplar karıştı. Kimisi "Imamı âzam dinindeniz" dedi. Kimisi "Hazreti Ali dinindeniz" dedi. Kimisi de hiçbir din tayin edemedi. Arada: İslâmız, diyenler de çıktı ama; Peygamberiniz kimdir? deyince, onlar da puslayı şaşırdılar. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta birisi: Peygamberimiz Enver Paşa'dır! dedi. İçlerinden peygamberin adını duymuş olan birkaçına da: Peygamberimiz sağ mı? Ölü mü? deyince iş gene çatallaştı. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu. Fakat birisinin kuvvetle konuştuğunu, yahut bir tarafin daha ağır bastığını görünce, diğer tarafın da kolayca o tarafa kaydı ğı görülüyordu. Peygamberimiz sağdır diyenlere: O halde peygamberimiz hangi şehirde oturur, diye sordum. Cevaplar tekrar karıştı. Onu Istanbul'da, Şam'da yahut Mekke'de yaşatanlar oldu. Hiçbir yer tayin edemeyenler daha çoktu. Peygamber ölmüştür diyenlere de: Peygamberimiz ne kadar zaman evvel öldü? denildiği zaman bu sefer onlar şaşırdılar. Yüz sene önce, beş yüz sene önce, bin sene önce diye gelişigüzel cevaplar verenler oluyordu. Fakat çoğu, vakit tayin edemiyordu. Dinimizin adı ve peygamberimiz bilinmeyince de, din ilkelerini ve ibadetleri doğru dürüst bilen hiç kimse çıkmadı. Ezan dinlemişlerdi. Fakat ezan okumayı bilen yoktu. Namaz kılan bir iki kişi çıktı. Fakat onların da hiçbiri, namaz surelerini yanlışsız okuyamadı. Daha garibi, niçin namaz kıldıklarını bir türlü anlatamadılar.
Reklam
(BENCE) BİLİNMESİ, UNUTULMAMASI GEREKEN KİŞİLERDEN..
KADINLARIN MUAYENE VE TEDAVİ OLMASINA KARŞI ÇIKAN MEBUSLARLA YUMRUKLAŞIP ONLARA DÜELLO TEKLİF EDEN DOKTOR MEBUS EMİN ERKUL BEY yıl 1920 sonları... mondros ateşkes antlaşması sonrasında izmir ve istanbulun işgali sonrası anadolu coğrafyası kelimenin tam anlamıyla yangın
96 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Sokağın Zulası - A. ÜMİT /Sevgiler yeni ölümlere gebe.
Başkomiser Nevzat... Türk edebiyatının en sevdiğim roman karakteri. Onu tanıdığımdan beri düşürmez oldum elimden
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
'in eserlerini. Kimi roman kahramanları kendilerini tarih sahnesine çıkaran yazarların önüne geçerler, Başkomiserim de öyle oldu benim için. "Sen yoktun, Yokluğunla kalkardı ada vapurları, Gölgelerimiz gezinirdi
Sokağın Zulası
Sokağın ZulasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 20111,570 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Soruları basit üç cevap... Aşka, aşkla, aşktan...
Hikâye içinde hikâye içinde hikâye... İsmail Abi'nin deyişiyle "Olaylar olaylar!" *** Aşina olduğum bu kalemi okumanın sevinci, tekrarının ne zaman olacağına dair bekleyiş ve belirsizliğin hüznü. Kendisi de diyor ya, "Beni umutsuzluktan ziyade belirsizlik çürütüyor. (Sf. 379)" *** Butimar, Uzakların Şarkısı ve Dünyasızlar.
Dünyasızlar
DünyasızlarKaan Murat Yanık · Turkuvaz Kitap Yayınları · 20202,661 okunma
Gıdıl İsmet...
Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın. dropbox.com/s/josp2eiqbczyc... Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
"Bu ülkede tarih kimsenin umurunda değil.Kültür filan, boş işler bunlar...Sokağa çık da sor bakalım. Tarih deyince sana ne cevap verecekler. Ben söyleyeyim, Altaylardan gelen atalarımız, diyecek, o da dili dönerse...Yiğitlik diyecek, kılıç, at, bayrak... Hepsi bu...Ne atalarının tarihini bilir bunlar, ne de kültürünü...Kültür diye sor mesela, iyice alıklaşırlar karşında. Tamam, kültürü bırak, dini sor, İslamiyet'i...Söyleyecekleri on kelimeyi geçmez. Elhamdülillah Müslümanız,der... Muhammed peygamberimizdir, der. Kuran kitabımız... Yav Fatiha'yı doğru dürüst okuyabilen kaç kişi vardır bunların arasında?
Sayfa 152 - YKY
Resim