Mustafa kutlunun sevmediğim kitabı yok sanırım.
Uzun yıllar yurt dışında kalan Ömer İstanbula döndüğünde her şey yerli yerinde kalmış mıdır?.
Birde babasını kaybettiğini öğrenen,
her şeyin farklılaştığını gördüğünde bacaklarındaki tıklama başlar.Tek tek bütün arkadaşlarını ziyaret eder Ömer onlarda farklıdır. Sizce Ömer İstanbulda kalmaya devam eder mi?Bunuda siz okuyunca öğrenin:)
(Ahh Ömer ahh kimler neler değişti hiç bir şey aynı kalmadı.)
Severek okuyacağınız bir kitap. İyi okumalar.
#alıntı
Şair şöyle diyor:”Babalar paltolardır; gri,yeşil,lacivert/Her babanın babası kendi yüreğine dert”Öyle.Babaların paltoları kokusu ile hatırlanır.Çünkü çoçuk babaya koştu mu,paltosunun içinde saklanır. Kimi tütün kokar kimi yün….
Yeter ki insan kaybolmasın insan bozulmasın.Eşyayı etrafı yenilersin düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur;kim bilir kaç nesil alır.
Yeni mezarlar ve taşları birer felaket. Zevk,yok incelik kaybolmuş.Her mezarda bir gösteriş,bir kalabalık.Lenduha mezar taşları,mermer levhalarda aşırı övgü sözleri.
Arada bir eski mezar taşlarına rastlayınca,o fesli sarıklı mütevazi taşların yazısına,çiçeğine,motifine,işçiliğine dalıp gidiyorum.Hepsi birer sanat eseri,hat şaheseri.
Bu taşlarda sahiplerinin yaşadığı ahşap evler gibi ölçülü,ahenkli,bir medeniyetin göstergesi…..