116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Günaydın/ Rojbaş Cumartesi Anneleri
Bu bir İnceleme Değil! YAZIŞMALI SÖYLEŞİ Soru — İdam istemiyle yargılanan bir yurttaşsınız. Şiir dalının birinciliğini kazanmak sizde nasıl bir duygu, ne gibi düşünceler yaratıyor? Yanıt — ödülü düşlemek, onu almaktan daha mı güzeldi diye sorduğum oldu kendi kendime. Bu soru, ödülün ilk şaşkın sevinci durulmaya başlarken ağırlığını duyurdu.
Şafak Türküsü
Şafak TürküsüNevzat Çelik · İmge Kitabevi · 2010488 okunma
238 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hoşçakal sevgili, biricik düşüm.!!
Ama düşlere dokunmak mümkün olabilir mi? Puslu Kıtalar Atlası ve İhsan Oktay Anar Kitabın içeriğine girmeden önce
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202047,8bin okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"Bilmiyorum, başkalarına da oluyor mu: Bazan, Haliç sırtlarındaki o dört duvarı birbirimize zindan ederken, bazan, bir konaktan, ya da saraydan bir türlü gelmeyen bir çağrıyı beklerken, bazan birbirimizden keyifle nefret ederken, bazan da karşılıklı gülüşerek Padişahımız için bir risale daha yazarken, günlük hayat içinde, bir an, ikimiz de, bir küçük ayrıntıya takılıverirdik: Sabah birlikte gördüğümüz ıslak bir köpek, iki ağaç arasına asılmış çamaşır dizisinin renk ve biçimlerindeki gizli geometri, hayatın simetrisini ortaya çıkarıveren bir dil sürçmesi! Şimdi en çok bunları özlüyorum işte! " -Orhan Pamuk'tan okuduğum bu ilk eser Beyaz Kale diğer romanlara göre bende bir adım öne geçti çünkü tarih ile kurgulanmış sanata bayılıyorum! Romanın iki ana karakteri; efendi ile köle, Hoca ile Venedikli, birbirlerine, ilgilendikleri alanlar kadar dış görünüş olarak da çok benzeyen iki insan. -Venedik'ten Napoli'ye giden bir geminin Türk korsanlarca basılmasıyla esir düşen bir Venedikli'nin, Türk tarafından satın alınmasıyla başlayan roman, Doğu ve Batının birbirine harmanlamasını, bu iki meraklının okuyup araştırdıkça birbirlerine bazen zıt, bazen paraler giderek ettiği münakaşalarını, İstanbul'u saran (anladığım kadarıyla tarihten bağımsız bir kurgu olan) vebayı durdurma çabalarında insanın derinliklerine inen sohbetlerini anlatıyor. Eğer bir parça Doğu veyahut Batı tarihine meraklıysanız bu minik romanı öneririm. "Kaybettiğimiz hayatı ve düşleri yeniden ele geçirmek için, onları yeniden düşlemek gerektiğini herkes bilir: Ben hikayeme inandım!"
Beyaz Kale
Beyaz KaleOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20228,8bin okunma
İstanbul'u Düşlemek
Fransız gezgini Bertrandon de la Brocquiere 1430'larda gözlemlerini şöyle anlatıyor: Çalışkan, erken kalkmayı seven, azla kanaat eden insanlardır(...) Nerede uyuduklarına aldırış etmez, genellikle yere uzanıverirler (...) Atları hastır, masrafsızdır, dörtnala iyi kalkar, uzun süre koşar. (...) Askerlerin üstlerine itaatleri sınırsızdır; (...)bir işaret verildiğinde ilerleyişe önderlik edecek olanlar usulca harekete geçer, diğerleri onu aynı sessizlikle izler; (...) 10.000 Türk öyle bir harekatta Hristiyan ordularındaki 100 adamdan daha az gürültü çıkartır. (...) Çeşitli deneyimlerime dayanarak Türkleri her zaman açık sözlü ve sadık, cesaret gösterme gereği doğduğunda bunda asla geri kalmayan insanlar olarak gördüğümü söylemem gerek.
İstanbul'u Düşlemek
Ahmedi, 'Gaziler neden sonunda geldi?' diye soruyor ve yine kendisi yanıtlıyordu: "Çünkü en iyi olan her zaman en son gelir. Tıpkı son peygamber Muhammed'in diğerlerinden, tıpkı Kuran'ın öteki kutsal kitaplardan sonra geldiği gibi, gaziler de sonunda yeryüzünde gözüktü."
İstanbul'u Düşlemek
İlk dönem Osmanlıları 'gazi' tarzını benimsemişti; inancın savaşçıları ünvanına İslamiyet'in yeşil sancağı gibi sarınmışlardı. Az zaman sonra 'sultan' da oldular. Orhan 1337'de Bursa'da yaptırttığı bir kitabede kendini 'Gazilerin sultanının oğlu sultan, Gazioğlugazi, ufukların hakimi, cihan kahramanı' olarak nitelendirdi.
Reklam
İstanbul'u Düşlemek
Fatihler ilerledikçe aldıkları yerlerin Yunanca isimlerini Türkçenin ünlü uyumuyla bağdaşacak şekilde yumuşatıyorlardı. Symirna İzmir, Nicaea İznik oldu; Brusa adının ünsüz harfleri yer değiştirip Bursa halini aldı. Osmanlılar her ne kadar resmi olarak Arapçadan gelme adı olan Konstantiniye'yi kullansa da, Konstantinopolis günlük türkçede -nasıl değişime uğradığı bilinmeyen- İstanbul sözcüğüne dönüşmüştü. ••• Yunanca konuşanlar polis, yani 'kent' ekine alışkın olduğundan Konstantinopolis adını yeğlerdi. Oraya gidecek birisi "eis tin polin'e" yani 'kentin içine' gittiğini ifade ederlerdi ki, bu da Türklerin kulağında İstanbul halinde yorumlanmış olabilir.
İstanbul'u Düşlemek
Efsaneler Osman'ın yazgı tarafından büyük adam olmaya yöneltildiğini anlatır. Bir gece düşünde 'iki denizin ve iki kıtanın kesiştiği yerde duran, iki safir ve iki zümrüt arasına yerleştirilmiş elmasa benzeyen ve bu haliyle tüm dünyayı çevreleyen bir yüzüğün değerli mücevherini oluşturur gibi görünen Konstantinopolis'i gördü. Kabilesini kahramanlık dolu edimlere hazırlayan Osman, gazi esvabını giyinmişti.' Şansın ve hızlı kavrama yeteneğinin eşit orandaki katkısıyla ülkesini küçücük bir prenslikten düşlerdeki dünya gücüne dönüştürecekti.
İstanbul'u Düşlemek
Konstantinopolis'in yağmalanmasından iki yıl sonra, Temuçin adında bir kabile önderi iç Moğolistan'daki birbiriyle çekişen göçebeleri organize bir savaş takımı haline koymayı başarıp 'Evrensel Hükümdar' anlamına gelen Cengiz Han adını aldı.
İstanbul'u Düşlemek
Konstantinopolis'teki bir patrik Bağdat'taki Halife'ye, 'Her ne kadar geleneklerde, davranışlarda ve dinde farklılıklar sunsak da kardeşlik içinde bir ortak yaşam sürdürmeliyiz.' diye yazmıştı.
Reklam
İstanbul'u Düşlemek
Allah, Türk burçlarını yükseltmiş ve onların mülkleri üzerinde felekleri döndürmüştür. Allah onlara Türk adını vermiş ve yeryüzüne ilbay kılmış, hakanları onlardan çıkartmıştır. Dünya uluslarının yularlarını ellerine vermiş, herkese üstün kılmıştır. -Kaşgarlı Mahmut