Sonun Sonsuzluğu
1 Acı, bir ırmak gibi Doluyor yüreğime Bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum Beni artık ne çiçekler Ne çocuklar kurtarır Ne de o her gün Yinelenen doğum.
208 syf.
·
Not rated
Gülümsedim önce. Sonra güldüm. Gülmek istemsiz midir? Bilerek gülebilir mi insan? Hanım neden sebepsiz güldüğümü sordu birkaç kez. İstemsizdi. Ne cevap versem bilemedim. Gözümde her zaman ciddi bir Ahmet Yüksel Özemre profili olmuştur. Belki bu yüzdendi nedensiz gülüşüm. Yakıştıramadım desem..hayır değil...bence çok yakışmış. Ama bence
Rühan
RühanAhmed Yüksel Özemre · Kubbealtı Neşriyat · 201255 okunma
Reklam
725 syf.
·
Not rated
Turgut Uyar acının mutsuzluğun aşkın şairi. Turgut Uyar'ı zaten çok seviyordum ama bu kitapla hayran kaldım diyebilirim.Kitapta bazı şiirleri baştan okudum farklı anlamlar taşıdığı için. Hemen hemen her dizesinde insan kendinden bir şeyler bulabiliyor sanki bazı dizeler sizin için yazılmış gibi yani en azından benim için öyleydi.Pdf şeklinde okuduğum için bir an önce alıp kitaplığıma eklemek istediğim bir kitap. "İşte ben hep böyle bildiğin gibi: Kaderi öpüp başıma komuşum, Gülüşüm, oturuşum, konuşuşum, Belli efendim, besbelli Yaşamaktan soğumuşum."
Büyük Saat
Büyük SaatTurgut Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20197.3k okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Kitaba okumadan inceleme adında bir yazı yazmıştım. Şimdi okudum ve güncelleme yapıyorum. Kitabı okumayı çok istemiştim. Satıştan kalkmıştı. Güzel yürekli kardeşim Recep Keten'in okuduğunu görünce istedim ve kırmadı sağ olsun hemen gönderdi. İçindeki şiirler için ne diyebilirim bilmiyorum. Ayna grubu şarkılarının sözleri işte. Bilenler
Pera'da Yağmur
Pera'da YağmurErhan Güleryüz · Alfa Yayınları · 201028 okunma
"Neden geri döndüğümü sana söyledi," dedi. "İnsan olduğu mu hatırladım ve biri bana sarılsın istedim." "Tek neden bu mu?" Güldüm, gülüşüm diyordum ama karşılık vermedi. "Tek neden bu değil." "Keşke tek neden bu olsaydı ama değil işte." "O halde diğer neden ne?" "Diğer neden..." diye mırıldandığında onu incelediğimi fark etti ve yavaşça yüzünü döndü. "Benim bir türlü akıllanmayıp, dönüp dönüp yine sana gelmek istemem. Diğer neden, benim bu yetmeyen kalbimin seni özlemesi. Diğer neden, bana ne yaparsan yap, sana ihtiyacımın olması. Diğer neden ne, biliyor musun, Minel? Benim kendimden bile vazgeçip senden vazgeçmeyişim."
Sayfa 368 - İNDİGO YAYINEVİ
Odanın diğer yanında, sedirin karşısındaki duvar boyunca, masayla soba arasında kibirle gülümseyerek volta atıyordum. Var gücümle onlarsız da idare edebileceğimi göstermeye çalışıyor, bir yandan da çizmelerimin topuklarını kasten, sertçe vurarak gürültü ediyordum. Ama hepsi boşunaydı. Onlar başlarını çevirip bakmadılar bile. Tam önlerinde masadan
Reklam
ah çocukluğum! o meltemli sabahta saçlarımın savruluşu bucaksız vadide neşemin koşuşu mutluluğuma dalga katan sabahın doğuşu yine sana koşuyorum, çocukluğum! ah benim küçük üzüntülerim kırılıp kırılıp toplanmayan dallarım
Ah be çocuk..
Yan yana iki pencere. Yan yana iki gölge. Kıskanıyorum penceredeki çocuğu. Ah ne olurdu gölgem küçülüverse. Benim pencerem de kanatlarını açıp karışsa bahara. Bıraktığım ne varsa çocukluğumda çalsa kapımı. Boyanmamış yüzüm, kirlenmemiş gülüşüm, zırhsız bedenim. O üç aylıkken keşfettiğim ellerim! Size ne çok ihtiyacım var! Bildiğim her şeyi unutup yeniden bakmak istiyorum her şeye! İşte ilk gördüklerim: Anne ve babamın yüzü. Parlak bir top beşiğimin başında salınan. İşte ilk sesleri işitiyorum. Sevinç hıçkırıkları ve kulağıma okunan ezan...
Sayfa 135 - Şule Yayınları
"Söylediğine göre, çok sevdiği kadın ona ihanet etmişti. Bana, kadınlar konusunda çok dikkatli olmamı söylerdi. Gülüşlerine asla kanma, derdi. Seni bir gülüş tav edebilir, uğruna her şeyi yok edebilirsin." Bronz birinin gülüşüne kanacak biri değildi. "Dedeni dinliyor olmalısın," dedim tabloya bakmaya devam ederken. Dedesinin
Sayfa 300
YAŞAMA SEVİNCİ Yaşama sevinci nedir deseler? Bir dünya dolusu madde geçer aklımızdan. Ama ben diyorum ki: herkes birincil ihtiyacına göre sever hayatı. Mesela bir çocuk acıktı, markete gitme, yahut anne mutfağında yeni pişmiş tarçınlı cevizli kek onun yaşama sevinci, bir asker baba ocağında, kavuşma sevinci, hapsolunduktan sonra gökyüzüne bakma
Reklam
Cihan Aktaş'ın "halama benzediğim için" kitabından alıntılar; S 22- Fakat ne kadar da sevmeye başladı küsülü olmayı insanlar... Kırgınlıklarında küskünlüklerinde hep kendilerinin haklı olduğunda diretiyorlar. Özür dilemek istemiyorlar. S 23,24- Yüzümde bir tebessümle dolaşmamalıydım ortalıkta, güler yüz fitme kaynağı olabilirdi. Zaten
BİLMİYORUM 1. Geldim, bilmiyorum nereden, ama geldim; Önümde bir yol gördüm, yürüdüm, İstesem de istemesem de yürümeyi sürdüreceğim, Nasıl geldim, nasıl gördüm yolumu? BİLMİYORUM! 2. Bu varlığın içinde yeni miyim yahut eski mi? Özgür müyüm yoksa bağlı bir tutsak mı? Hayatımda kendimi ben mi yönetiyorum, yoksa başkası mı? Bilmek isterdim,
"Tek neden bu mu?"Güldüm,gülüşüm canını yaktı mı bilmiyordum ama karşılık vermedi. "Tek neden bu değil," dedikten sonra derin bir nefes aldı."Keşke tek neden bu olsaydı ama değil işte." "O halde diğer neden ne?" "Diğer neden..." diye mırıldandığında onu incelediğimi fark etti ve yavaşça yüzünü döndü."Benim bir türlü akıllanmayıp,dönüp dönüp yine sana gelmek istemem.Diğer neden,benim bu yetmeyen kalbimin seni özlemesi.Diğer neden,bana ne yaparsan yap,sana ihtiyacımın olması.Diğer neden ne,biliyor musun,Minel?Benim kendimden bile vazgeçip senden vazgeçmeyişim."
Yan yana iki pencere. Yan yana iki gölge. Kıskanıyorum penceredeki çocuğu. Ah ne olurdu gölgem küçülüverse. Benim pencerem de kanatlarını açıp karışsa bahara. Bıraktığım ne varsa çocukluğumda çalsa kapımı. Boyanmamış yüzüm, kirlenmemiş gülüşüm, zırhsız bedenim. O üç aylıkken keşfettiğim ellerim! Size ne çok ihtiyacım var! Bildiğim her şeyi unutup yeniden bakmak istiyorum her şeye! İşte ilk gördüklerim: Anne ve babamın yüzü. Parlak bir top beşiğimin başında salınan. İşte ilk sesleri işitiyorum. Sevinç hıçkırıkları ve kulağıma okunan ezan. İşte ellerimi denetlemeyi öğreniyorum. Yumruk yapabiliyorum mesela. İşte kafamı dik tutabiliyorum. Oyunun dışında kalmış yabancı bir çocuk gibiyim. Her şey keder yağdırıyor bana. Çocuklar beni de oyununuza alın!
Sayfa 135Kitabı okudu
Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum Hovardaca harcanan mevsimlere Bu kaçışlara bu gelgitlere Ömrümüz kesilmiş biletlere İsyanımdır -bu acı acı gülüşüm- Oysa; Kaç kez mil çektim o kahve gözlere Gel gör ki Kendime bile geçmiyor artık sözüm İşte bir kürek mahkûmu İşte yürek mahkûmu Kapında yine Bitmedi bu kara sevda Bitmiyor be kahve gözlüm!
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.