Mutsuzluğumuz budur işte bizim. Yıllar yılı uğraşıp karanlıktan çıkmanın yolunu bulur, sonra aydınlıktan ürkmüş gibi gerisin geri döneriz. Özene bezene, dişimizden tırnağımızdan kese kese yetiştirdiğimiz fidanları bir vuruşta keser atarız. Bizi uyarsın diye milyonlar harcayıp okuttuğumuz, Avrupalara yolladığımız, yüzlerce fireden arda kalmış bilim, sanat, hukuk adamlarımızı en verimli çağlarında kapı dışarı eder ya da ellerini kollarını bağlamak için kanunlar çıkarırız. Gül gibi devrimlerimizi mevzuata boğar, bal arılarımızın üstüne kara böcekleri saldırtırız.
Milletin çoğunluğu uyanıp, yarattığı değerlere sahip çıkmadıkça böyle gidecek bu iş: Karalar akları kemirecek, ''pireler filleri yutacak.'' Orhan Veli'nin dediği gibi.