Bu vakit geçip gidecek, biliyorum :)
Bir de şey hikâyesi var hani, İran şahı mı Hint imparatoru mu ne işte, Asya’da bir yerlerde biri sadrazamına demiş ki, “Bana kederli olduğumda sevineceğim, sevinçli olduğumda kederleneceğim bir cümle yaz.” Sadrazam da şey yazmış işte: “Bu vakit geçip gidecek.” Bu kıssayı ne zaman hatırlasam gerçekliği karşısında dehşete kapılıyorum. Bu vakit geçip gidecek, biliyorum, artık bunu bilmekten de nefret ediyorum.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sevgilide kaybolmamak için nefret sebepleri arar, bulamazsa yaratır. İşte böyle, kendi kendini aldattığını ınca da utanır ve ona daha çok bağlanır. Kendi yalanlarına affetmeyen kalbin kendine verdiği ceza.
Reklam
İnsanın hatalar yapması ve bunları düzeltmemesi, işte kusurun kaynağı buradadır.
İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir. Bir tek şey söz konusuydu burada, cesaret! Böylece hiç kimsenin, hiçbir za man düşünmediği bir şey geldi aklıma! Evet, hiç kimsenin! Bütün bu saçmalıkların yanından geçerken, hiç kimse bunları kuyruğundan tuttuğu gibi, "cehenneme kadar yolunuz var," deyip fırlatıp atmaya cesaret edememişti; evet, gün gibi açıktı bu! Ne kimse cesaret edebilmişti böyle bir şeye, ne de şimdi eden vardı! Ben... işte bu cesareti göstermek istedim ve... öldürdüm..... Ben yalnızca cesaret göstermek istedim, Sonya, hepsi bu!
Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm. O kadar kapattım ki, kendim bile sormadım kendime.
Sayfa 198Kitabı okudu
"İşte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hala, geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikaye, diye homurdanıp dururuz."
Reklam
Tarih bile onu üzüyor, bunalıma sokuyordu. İşte okuyor, öğreniyorsun; zaman oluyor , kara günler gelip çatıyor, insanoğlu mutsuz! Sırf daha aydınlık günler gelsin diye gücünü toparlıyor, çalışıyor, didiniyor, korkunç zorluklara sabırla karşı koyuyor, mücadele ediyor. Sonunda güzel günler gelir gibi oluyor, tarihin kendisi de artık biraz dinlenir diye düşünüyorsun, ama nerede!.. Yeniden kara bulutlar beliriyor, binalar yıkılıyor, her şey alt üst oluyor; bir kez daha çalışmak, didinmek, ter dökmek gerekiyor..
Dev bir balon olan bu medeniyetin zevaline tek bir toplu iğne kâfidir. Ama nasıl bir iğne? İşte bütün mesele...
Sayfa 60 - Dergah Yayınları
"Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür;bizi ayıran küçücük bir köprü vardır ,hepsi o kadar.Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam:Bu köprüyü geçip bana gelir misin? İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın.O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar örülüverir önümüze ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız.
"Kral sözü," dedi Philippos. "Ama gün gelecek yaşamının bu dönemini özlemle anacaksın. Benim asla böyle bir şansım olmadı; ne şarkılar, ne şiirler, hatta ne de bilgece konuşmalar dinleyemeden büyüdüm. Ve oğlum işte bu yüzden çok yorgunum, yılların ağırlığı üzerime çöküyor."
Sayfa 122
Reklam
Kaçmak; zavallı, önemsiz bir şeydir. Buna başarı denmez. Ben kaçtım. İşte bu kadar.
Sayfa 46 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
"Hiçbir insan ada değildir, tek başına bir bütün; her insan kıtanın bir parçasıdır, bütünün bir bölümü; bir toprak zerresi denize karışıp gitse, sanki yitip giden yüksek bir Tepeymişçesine, dostlarının ya da senin Yurdunmuşçasına azalır Avrupa. Her bir insanın ölümü de işte böyle azaltır beni çünkü ben insanlığın bir parçasıyım. O yüzden sorma çanlar kimin için çalıyor diye; senin için çalıyor." -John Donne
Sayfa 10 - Bilgi Yayınevi - 51.BasımKitabı okuyor
"...İşte kader hep böyle davranır bizlere,hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır. Bizlerse hala; geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikaye diye homurdanıp dururuz."
Sayfa 23
"Darwin" denilen herifin sözüne inanmalı. Evet, insanlar mutlaka maymundan türemişler! Çünkü işte neyi görsek hemen taklit ediyoruz; oturmayı, kalkmayı, içmeyi, yürümeyi, durmayı, kısacası, kısacası her şeyi...
Sayfa 29 - Can YayınlarıKitabı okudu
Şimdi ve burada yoksam, ileriyi de göremem. İşte umutsuzluk içindeki kişi için de gelecek yoktur. O da çoğunlukla geçmişe yönelerek bu duruma tepki verir. Bu da bazen hezeyanlara, bazen de melankoliye yol açar. Kişi sürekli ya uğradığı haksızlıklardan ya da geçmişteki görkemli günlerden söz etmeye başlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.