Gocuğa gerek yok. Derdi tasayı da unuttum, yoluma gidiyorum. İşte böyle bir adamım ben! Ne diye takayım kafama? Gocuksuz da yaşarım. Hiç lazım değil bana.
Fıtık Amca, o dolaylardaki sinemalarda oynayan bütün filmleri seyredip “Hazret-i Ömer’in Adaleti” adlı yerli filmi uygun bulup karısına o filmi görebileceğini söylüyor. Necmiye... Genç kadının adı. Gidiyor sinemaya... Fıtık Amcanın içi pırpır... Ertesi akşam erkenden eve dönüyor. Oh, çok şükür Necmiye evde. — Necmiyaa? — Efendim. — Ne yaptın ben
Sayfa 18 - Du Bakali N’olecakKitabı okuyor
Reklam
İşte sen gülüyorsun ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar.
Hepiniz çok iyi bilirsiniz ki, toprağın altından petrol çıkarmak isteyenler, yeryüzünü delerler. Bazen de bu işi yaparken çok derinlere kadar inerler. Bu amaç uğrunda çok paralar, çok emekler harcarlar... İşte ben bugün, milletin ruhunun derinliklerinde binlerce yıllardan beri gizli kalmış olan büyük yetenekleri bulup ortaya çıkarmak için köylere gidiyorum.
ANTONIUS .... Oh! Ne rahat soluk alıyorum! El değmemiş hava dolduruyor içimi. Ağırlık yok artık! Acı yok artık! Aşağılarda, altımda, şimşek çakıyor, ufuk enginleşiyor, ırmaklar birbirine giriyor. Şu sarı leke çöl, bu su birikintisi Okyanus. Başka okyanuslar da gözüküyor, bilmediğim geniş ülkeler. İşte kara memleketler, mangallar gibi duman duman; karlar bölgesi, hep sisler içinde. Güneşin her akşam yatmaya gittiği dağlar nerde diye bakıyorum. ŞEYTAN Güneş hiçbir zaman yatmaz. Bu ses şaşırtmaz Antonius’u. Düşüncesinin bir yankısı gibi gelir ona belleğinden gelen bir karşılık gibi. Derken yeryüzü toparlak bir biçim alır; ve Antonius bakar ki Dünya, mavilikler ortasında, bir yandan kutupları üstünde dönerken bir yandan da Güneş’in çevresinde dönüyor. ŞEYTAN Demek evrenin merkezi değil dünya? İnsan gururu, haddini bil! ANTONİUS Dünyayı göremez oldum artık nerdeyse. Başka ateşlerden ayırt edilmez oluyor. Gökler yıldızlarla örülü baştan başa. Çıktıkça çıkarlar. Çıt yok! Kartal bağrışmaları bile yok! Hiç ses yok!.. Eğiliyorum gezegenlerin uyuşan seslerini duymak için. ŞEYTAN Duymayacaksın onları! Görmeyeceksin de Platon’un Antikhton’unu,Philolaüs’ün ocağını, Aristoteles’in kürelerini,Yahudilerin yedi kat göklerini, billur kubbe üstünde fışkıran sularıyla. Aşağıdan duvar gibi katı sanılıyor gökler. Oysa giriyorum içlerine, gömülüp gidiyorum! Ve Ay’ın önüne gelir yusyuvarlak bir buz parçasına benzer Ay, durgun bir ışıkla dolu.
Reklam
işte gidiyorum
İşte gidiyorum... Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü! İşte gidiyorum, Toprak alsın benim de bu hazin öykümü...
İşte ben gidiyorum. Sırf sana küstüğümden,
Yapı Kredi Yayınları
30 Haziran günü trenle Karlsbad'a gidiyorum. İstasyonda gelişimi bekleyen otel kapıcısının yardımı ile kalacağımız Rudolfs Hof isimli özel eve geldik. Evde, benim için bir salon, bir yatak odası, emirerim için bir oda ve hamamdan ibaret kısımları haftalığı 140 krona tuttuk. Ben ilk bakışta pek memnun kalmadım. Bana pek cazip görünmedi. Yarım
Sayfa 142 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Ömer
Bu şehirden gizlice kaçacağımı mı sanıyordunuz; hayır, bunu yapmayacağım. Bilin ki şimdi yola çıktım, işte Yesrib'e gidiyorum. Aranızda çocuklarım yetim, eşlerini dul bırakmak isteyen varsa gelsin peşimden
Reklam
Olduğum yerde olmak istemiyorum ama olduğum yerden çıkıp gidemiyorum da. Şu an yaşadığım her şey o günlerin aynısı. Evde olmak istemiyorum, ama her akşam eve dönüyorum. İşte olmak istemiyorum ama her gün işe gidiyorum. Bir şey beni hep dışarıya çekiyor. Hiçbir yere ait hissedemiyorum kendimi. Hiçbir eve, hiçbir aileye, hiçbir topluluğa. Hiç arkadaş grubum olmadı benim mesela. Bir futbol takımı tutmadım. Bir siyasi partiyi desteklemedim. Bir derneğin, bir hayır kurumunun üyesi değilim. Bir memleketim yok, oralı hissetmiyorum. Apartman toplantılarına bile gitmedim, o apartman beni ilgilendirmiyor, oraya ait değilim. Sadece orda oturuyorum. Ve ben bu hali armut ağacının tepesinden beri üstümde taşıyorum.
Sayfa 120Kitabı okudu
Pek de şaşılacak bir tespit değil herhalde? Kıkırdıyor. Sana veriyorum. Neyi veriyorsun? Kontrolü Nikki. Ne istediğini söyle. Tam olarak ne istediğini söyle. Senin dışında mı? Nerene dokunmamı istersin? Ne hızla? Göğüs uçlarını ısırmamı mı istersin yoksa kulaklannı mı? Dilimi o enfes deliğine daldırmamı mı istersin? Söyle Nikki. Bana ne
Sayfa 164
…“İşte onun köyüne gidiyorum. Dursun bana dedi ki… bizim köyde, dedi, çocukları dövmezler. Çocukları çifte salmazlar. Bizim köyün tarlalarında, dedi, çakırdikeni bitmez. Ben, oraya gidiyorum işte.”
Olduğum yerde olmak istemiyorum ama olduğum yerden çıkıp gidemiyorum da. Şu an yaşadığım her şey o günlerin aynısı. Evde olmak istemiyorum, ama her akşam eve dönüyorum. İşte olmak istemiyorum ama her gün işe gidiyorum. Bir şey beni hep dışarıya çekiyor. Hiçbir yere ait hissedemiyorum kendimi. Hiçbir eve, hiçbir aileye, hiçbir topluluğa
Sayfa 120Kitabı okudu
Doğrusunu isterseniz, burası ev değil, tımarhane ve... ve ben gidiyorum buradan artık! İşte o kadar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.