Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İşte işte bu! Eureka! Eureka!
"Dünya, düşünenler için bir komedi, hissedenler için bir tajedidir."
Sayfa 92 - Can YayınlarıKitabı okudu
128 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
VAROLUŞÇULUK, Jean Paul Sartre (Kitap İncelemesi)
Nobel ödülünü (1964) reddeden ilk kişi olan
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
(1905-1980) sadece Nobel ödülünü değil diğer resmi kuruluşlardan kendisine layık görülen tüm ödülleri de reddetmiştir. O, ilkelerini ve felsefi doktrinlerini sadece ortaya koymakla kalmamış kendi hayatının zeminine de bilakis uygulamış ve uygulatma çabasına girmiş, ilkeli ve saygın bir
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20193,159 okunma
Reklam
Bireydeki yaratıcılığa eşlik eden yönlerden ilki “Eureka” duygusudur: “Buldum!” “İşte bu!” “Bir keşif yaptım!” “İşte anlatmak istediğim buydu!”
Sayfa 502Kitabı okudu
Benlik Ve Bağışıklık: A Requiem For A Dream (2000)
filmhafizasi.com/benlik-ve-bagis... 998 Sundance Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü daha önce kimsenin adını duymadığı genç yönetmen Darren Aronofsky kazandı. Yönetmenin aile üyeleri ve arkadaşlarından yüzer dolar borç alarak çektiği ilk uzun metrajlı filmi olan Pi (1998), bağımsız yapım şirketi
Bir gün Syrakuzai’de kuyumcular, hükümdara altından bir taç yaparlar. Kuyumcuların, altının bir kısmını gizleyip yerine taca gümüş karıştırdıklarından şüphelenilir. Hükümdar, Arşimet’i çağırtıp: – İşte tacım, der. Bunda ne kadar gümüş olduğunu anla, yalnız tacı bozma. Arşimet, bu zor meseleyi çözebilmek için geceli gündüzlü düşünür. Herkes uyuduğu halde, bu mesele kendisine rahat vermez. Yemek yerken, gezinirken, hatta hamamda bile, aklı fikri hep bu meselededir. Bir gün Arşimet’in hamamdan eve çırılçıplak koşarak sevinç içinde, “Eureka!”, yani “Buldum!” diye bağırdığı söylenir. Gerçekten de meselenin çözümünü bulmuştu. Arşimet yavaş yavaş banyoya girdiği zaman, su banyonun kenarlarından taşar. Bu da kendisine, bir defa da tacı su dolu bir kaba batırmayı düşündürür. Taç suya batırılınca suyun bir kısmı taşar. Bunun üzerine aynı ağırlıkta bir altın külçesi bulup aynı şeyi tekrarlamayı düşünür. Eğer saf altının taşırdığı su tacınki kadarsa, demek taç saf altındandır. Fazlaysa, taca gümüş karıştırılmıştır. Çünkü gümüş, altından hafiftir. Ve böyle de yapar. Altına gümüş karıştırıldığı anlaşılır. Arşimet, her ikisinden de taşan suyu tartarak, taçta ne kadar gümüş olduğunu hesaplar. Böylece, hırsızlık ortaya çıkar.