Kurt Vonnegut çok özel bir yazar gerçekten. Çok önemli hatta bir o kadar trajik konuları böylesine mizahi ele almasına hayranım. En sevdiğim yazar, ve her kitabında da hayranlığım artıyor.
İkinci dünya savaşını ve tüm vahşeti tecrübe etmiş baş karakter bir yerden sonra, belki aklını yitirmeye başladığı belki de gerçekten bunları yaşadığı için bilemiyoruz, sürekli geçmiş ve gelecek arasında gidip gelmeye başlıyor. Bir an savaştayken bir anda çocukluğuna ya da yıllar sonraki balayı anına gidebiliyor. Tralfamadore gezegenine kaçırılıp orada 4 boyutlu olan ve yaşayan varlıkların bakış açısıyla zaman kavramının içinin boş olduğunu, bir zamanda ölmüşken başka bir zamanda aslında yaşamaya devam edebildiğini görüyor. Ancak bunlarda çok etkilendiği yazarın enteresan romanlarının ve aklını kaybetmeye başlamasının etkisi var mı yoksa tüm bunlar gerçekten oluyor mu, net değil. Bilim kurgu konusu varmış gibi görünen kitap aslında savaşların vahşiliğini gözler önüne seriyor. Başka kitaplarında geçen kişilere de yer vermiş, sanki tüm kitapları bağlantılıymış gibi his veriyor.
Yazarın anlatımına ve yazış şekline aşina değilseniz başlarda bocalayabilseniz de kesinlikle okumaya değer bir kitap. Ama hep söylüyorum sadece bu kitaptan ziyade yazarı okumalısınız.