Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Öncelikle merhabalar ben bugün yeni bir karar aldım ve bu kararı anlatmak istiyorum öncelikle bize ne diyebilirsiniz anlıyorum ama benim tek içimdeki her şeyi yazıp hiç tanımadığım insanların okuyup belki de bir nebze olsa beni anladığını düşündüğüm tek yer burası. Ben kendimi bu birkaç aydır çok kötü hissediyorum yani belki de yaşadıklarımın payı
bir kadraj hatasıdır deyip geçmiştik zaten değil mi?
beni ihlal ediyorsun! modern şiir gerekli açıklamalara dem vuruyor durmadan demli gözlerinde son bir bardak gibi üşüyor işte sözlerim kayıtlardan düşüyorum paraşütler ağlıyor, uçurtma ihtimalidir gerisi, göklere söylüyorum bakma. sonra güneşli pazartesiler kalıyor bize, şair bir türlü konuyu açıklayamıyor belli ki burda bitiriyorum önümüzdeki şiirlere baksak ah ne iyi düşmez olursan dilimden vardır bi sebebi eyvallah gözüm! bir kadraj hatasıdır deyip geçmiştik zaten değil mi? alperkaanates.blogspot.com/2013/12/olecek-...
Reklam
210 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Unutma, geçmiş zaten yaşanmıştır." Selamlar
Hasan Bulut
Hasan Bulut
kaleminden #geriyedoğan kitabıyla geldim. Bilimkurguya karşı bütün ön yargıları yıkıyoruz efendim. Film tadında bir kitap okudum. Yazarımızın kalemine sağlık. Cem 40 yaşlarında eşinden ayrılmış, malulen emekli olmuş, hayatın şartlarında savrulmuş bir polis. Bir gün kapısında
Geriye Doğan
Geriye DoğanHasan Bulut · Otontik Kitap · 20249 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Selamlar Ayşe Gül kaleminden Evren Serisi ikinci kitabı #sin ile karşınızdayım. İlk kitaba bayıldığım gibi ikincisine de bayıldım. Muhteşem bir evren yaratmış yazarımız ben üçüncü kitabını yazsa bile okurdum. Kalemine sağlık yazarım Biliyorsunuz ki (bilmeyeniniz varsa Sis kitabının yorumuna göz atabilir) Meyra bir sirena yani deniz kızı.Sis kitabında Meyra bazı gerçeklerle yüzleşip Godwin'i ruh düğümlerinin olduğu gün arkasında bırakarak ait olduğu mayso diyarına anneannesinin yanına dönüyor ve tamda orda bitiyordu ilk kitabımız. Evet bu kitapta ise herseyi detaylıca öğreniyoruz benim bazı tahminlerim doğru çıktı. Meyra aslında sadece mayso diyarına ait değil. Babasından dolayı Mu kentinin prensesi annesinden dolayı mayso diyarının prensesi Godwin'den dolayı da Tekfen kentinin kraliçesi olacak ama işte burası biraz meşakatli olacak. Çünkü Meyra kara büyüyle büyülendi. Duyguları eskisi kadar güçlü değil. Kalbi prangalandı yavaş yavaş unutmaya başlıyor. Kalbinden sonra beyni de unutacak. Godwin tabi sabrıyla yine gönlümüzü fethetti. Asla vazgeçmedi. Ben kitapta Peder yine işleri karıştırır mı diye düşünmüştüm ama Peder ait olduğu yere gitti ve yerine veliahtımız Godwin kral oldu. İlk kitapta Ranier için epey üzülmüştüm Ranier Meyra'nın dünyada koruyucusuydu acaba aşık mıydı yazık oldu derken aşık değil de gerçekten dostu olduğunu öğrenince içim bir rahatladı. Dediğim gibi kitapta bütün gerçekler açığa çıkıyor soru işaretleri ortadan kalkıyor. Hele bir son vardı ki Godwin Marslısın falan ama adamsın adam o nasıl bir evlilik teklifiydi bayıldım. Fantastik severler bu seriyi kaçırmayın.
Sin
SinAyşe Gül · Otantik Kitap · 20245 okunma
Yetişkinler çocukların yalnızca gösterişli şeylere, parlak renklere, yüksek seslere vs. karşı duyarlı olduklarına inanır. Bu tip şiddetli uyaranların onların dikkatini çektiği doğru; şarkı söyleyen insanların, zil seslerinin, dalgalanan bayrakların ya da parlak ışıkların çocukların dikkatini çektiğini hepimiz görmüşüzdür. Fakat dışarıdan gelen bu tür şiddetli uyaranlar tesadüfi olmaktan öteye gitmez; dikkat dağıtır, şiddetli bir biçimde dikkat çeker ve duyuları, uyaran neyse ona yöneltir. Biz yetişkinler de, her ne kadar tam bir paralellik olmasa da, eğer bir kitaba kendimizi kaptırmışsak pencerenin önünden geçen gürültülü bir bandonun sesini aniden duyduğumuzda gidip bakmak için yerimizden kalkarız. Sessizce oturup kitap okuyan bir insanın kitaba son derece yoğunlaşmış olduğunu fark etmeyen ve bu insanı sadece kalkıp bandoyu dinlemeye giderken gören biri, insanları en çok cezbeden şeyin ses olduğunu söylerdi. İşte biz çocukları bu şekilde yargıladık. Fakat güçlü bir dış uyaranın çocukların dikkatini çektiği gerçeği tesadüfidir ve şans eseri gerçekleşir. Bunun çocuğun iç dünyasına ait olan, zihninin derin ve oluşumsal kısmıyla hiçbir ilişkisi yoktur. Çocukların zar zor fark edilecek kadar küçük olan şeylere kendilerini kaptırdıklarını fark ettiğimiz zaman bu içsel sürecin belirtilerini de ayırt edebiliriz.
Sayfa 70 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler
Joseph K. Sıradan bir yaşamı olan bir bankada çalışarak yaşamını kazanan çevresi tarafından sevilip saygı duyulan bir adam olarak tasvir edilmiştir. Yani memur tiplemesine uyan bir karakter olarak düşünebiliriz. Kitabın bu bölümlerinde Joseph K. Dönüşüm’deki gibi böceğe mi dönüşecek acaba demeden edemiyor insan. Öykü karakterin böceğe dönüşeceği
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,1bin okunma
Reklam
Dimaşk'ta Arapların (müslümanlar) Dimaşk Camii (Şam Ümeyye Camii) dedikleri bir mescitleri vardır. Dünyada bucaminin bir benzerinin daha olduğunu zannetmiyorum. Halk bu caminin Ben-hadad sarayı olduğu söyler. Burada (cami)sihirli bir işçilikten çıkmış, senenin günlerine göre açılan delikleri olan kristal camdan mamul bir duvar bulunmaktadır.
Firar ...
Madem ki yeminimiz var, Madem aşk mukadder İşte geldim, bilmesinler yarına kadar Bil ki artık dönüşüm yok, gitti son vapurlar Sakla beni, bulmasınlar sabaha kadar … 🎶 🎶🎶 ~ince Saz ~
71 syf.
·
Puan vermedi
Sürekli Tövbe Edip Tövbesini Bozan Kişinin Hikayesi
GÜNÜN HİKAYESİ İŞTE BU BİZİM HİKAYEMİZ... Tevbesinde Durmayan Kulun Allah'a Seslenişi Hz. Musa zamanında bir adam vardı; bu adam sık sık günahlarına piş­man olur, kesin ifadeli tevbeler eder; fakat aradan çok geçmeden sözünden cayarak eski günahlarını tekrar işlemeye dönerdi. Bir gün her zamanki bin bir cümlelik konuşmasını yaptıktan sonra
Fena Risalesi
Fena RisalesiMuhyiddin İbn Arabi · İz Yayıncılık · 2015245 okunma
"Tarihin garip bir mantığı vardır Ali Komiserim. Elbette bu mantığın pek adil olduğu söylenemez. Ama şöyle düşünelim: Eğer Teodora'nın yönlendirmesiyle Jüstinyen Nika ayaklanmasını bastırmasaydı, Konstantinopolis'te bu kadar büyük değişiklikler yapılamazdı. Mesela bugünkü Ayasofya kurulamazdı." Bu konulara ilgim olduğunu fark ettiğinden olsa gerek bana döndü. “Günümüzdeki Ayasofya'nın tapınağın üçüncü yapımı olduğunu biliyor muydunuz Başkomiserim? Evet, ilki son halinden yaklaşık iki yüz yıl önce yapılan bir kiliseydi. Ahşap çatılı bir mabet. Zaten o dönemki adı da Büyük Kilise'ydi. Elli küsur yıl sonra bu kilise yanınca, şu kara surlarını yaptıran imparator var ya, II. Teodosius... İşte onun zamanında ikinci bina inşa edildi. O yapı da Nika isyanında yakılınca Jüstinyen günümüzün muhteşem Ayasofya'sını yaptırdı."
Sayfa 364
Reklam
İçine doğru yayılan sıcaklık akımını oluşturan şeyin onun parmağının baskısı mı, yoksa pürüzsüz objenin yeni ve çılgınca hissi mi olduğunu bilmiyor- du. Ama Clay'in parmağı kıvrımlarının içine doğru inerek içine girdiğine, dışarı biraz daha ıslaklık aktı. "Elime akman çok uzun sürmedi." "Azgınlığımın hızı seni hayal
Sayfa 43
Beni bu bunalımdan kim kurtaracak? Vakit gece yarısını geçti. Pencerem açık. Uzaklardan hüzün dolu bir şarkı sesi geliyor. İçimde tanımlanamaz bir daralma var. Bir el kalbimi sıkıyor sanki. Ruhum kabına sığmıyor bu gece. Oda, ev, şehir, dünya, evren dar geliyor bana. Bir yolculuk etmek, buralardan, kendimden, her şeyden uzaklaşmak, bir yerlere
Allah bize akıl ve irade gibi iki güzellik vermiş, şartları hazırlamış, kuralları koymuş, bildirmiş ve uyarmış.Bunun üstüne her türlü özgürlüğümüz olsun ama hiçbir yaptırım olmasın demek hiç mantıklı değil. Merhamet olsun adalet olmasın demektir bu Bu talep yerine gelmiş olsa, bir sürü suç olacak ama cezasını bulmayacak.Peki işlenen suçların bir kısmı bize yönelik olursa ve canımız yanarsa, yine aynı şeyi düşünecek mi- yiz? O zaman "Adalet nerde?" diye haykırmayacak mıyız? İnsanoğlu böyledir. Hırsızlığa maruz kalmadığında hırsızlara karşı son derece merhametli. Ne olacak canım giden mal olsun, diyebilir.Ama kendisi buna maruz kaldığında hırsızın idamını bile ister.İşte bu tipik modern zaman bencilliği. Cehennemi istemeyenler, acı çekmemiş.haz ve hız içinde olanlar.Onlar ölümden ve kıyametten de korkarlar.Çünkü onların bu dünyada bir elleri yağda bir elleri balda.Acı çekenler, zulüm görenler, kötülüğe maruz kalanlar ise adalet ararlar.Kendilerine bunları yaşa tanların en ağır cezaya çarptırılmasını isterler.
88 syf.
1/10 puan verdi
Stoacıların gözü yaşlı, Aurelius ben ne alaka diyor
İlk olarak galiba bu kitabı iki kişi yazmış ve felsefeyle çok ilgileri (ilgileri varsa da bilgileri) olduğunu sanmıyorum. Her şey aşırı yüzeysel ve teorik olarak yanlış anlaşılmaya çok müsait bir kitap. Kitapta kısaca mutlu olmak istiyorsanız ot gibi yaşayın diyor. İşte zaten zorsa sizin için değildir uğraşmayın, etrafında dolanın, aklınızdan çıkarın. İnsanlar hayatlarında her şeyi kolay elde edemiyorlar ve bazı şeyler için uğraşmaları gerekiyor, burada da temel amaç mutlu olmak. Ama kitaba göre insanı zorluyorsa o mutluluğa değmez gibi bir anlayış çıkıyor. Kitap cep boy zaten ya da benim okuduğum öyleydi orjinalinde nasıl bilmiyorum, bazı sayfalarında sadece bir cümle yazılı, işte 'her gününü son günmüş gibi yaşa' tarzı. Madem bu kadar boş kitap yazacaktın, Aurelius'u kullanmasaydın. Aurelius'un tamamen reklam amacıyla kullanıldığını düşünüyorum.
Unutma Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır - Marcus Aurelius
Unutma Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır - Marcus AureliusErtürk Akşun · Destek Yayınları · 20202,765 okunma
Uyarılmasının kokusunu, kadınlığının o nefis kokusu- nu bu yakınlıktan alabiliyordu. Kendisini daha fazla kontrol edemeyen Clay, elini kaldırdı, parmağını külo- tun beline koydu ve pamuklu kumaşı kendisine doğru çekti. "Ah," dedi Julia şakacı bir tavırla, eline bakarak. "Yolunun ortasında seni engelleyen bir şeyler mi
Sayfa 177
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.