"Sen Hamid'i nasıl bulursun?" dedi.
"Hangi Hamid'i?"
"Canım hangi Hamid'i diye sorulur mu? Abdülhak
Hamid'i."
"Ha... Bilmem. Ben onu hiç okumadım."
"Hiç okumadın mı? Tuhaf! Edebiyatçı da geçinirsin!"
"Edebiyatçı geçinmek için Hamid'i okumak mı lazım?"
"Değil ama olsun. Okumalıydın."
"Okunacak bir Hamid olsa..."
"Size edebiyat okutmadılar mı?"
"Okuttu zavallılar ama ben okudum mu?"
"Niçin? Sen Galatasaray'a gitmedin mi?"
"Gittim. Frerler'e* de gittim. İkisinde de tam biraz okutur gibi oldular, baktım ki ahlakım bozulacak, çalışmaya başlayacağım, bıraktım çıktım."
"Tuhaf... Okumamış adama da benzemezsin!"
"Benzemem. Bizde okumuşlarla okumamışların farkları azdır."
"Nasıl az?"
"Bayağı azdır. Sen okudun, ben okumadım, aramızda ne fark var?"
"Aramızda fark... Ben bugün bir gazetenin yazıişlerini idare ediyorum. Sen bu işi becerebilir misin?"
"Aman elmasım, bu da lakırdı mı? Sen patronu idare ettin, kızını alacaktın, o da seni yazıişleri müdürü yaptı. Biraz daha idare et, ortak yapar! Gazete de çıkıyor işte..."
Sayfa 127 - 1. Basım: Şubat 2023 - Can Yayınları - Hamid İçin Bir Yazı