Bu ruh, dünyanın güneşin çevresinde döndüğü gibi, fiziksel varlığımızın çevresinde döndüğü bir özdür; bu ruh soyludur, zira manevi bir ana madde olduğu, dünyevi olmadığı için aşağılık, adi bir şey barındırmayı başaramaz. Öte yandan, bedenimizi yöneten düşünce değil midir? Öldürmek istediğimiz zaman kolumuzu kaldıran o değil midir? Etimizi hareket ettiren o değil midir? Yoksa zihin kötülüğün kaynağıdır da beden onun memuru mudur?
Sayfa 83 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
''İstediğimiz şey, öteki parçamızın istemediği şeydir!''
"Ya Rakîb!.. Ey isimleri arasında beni en çarpan ad olarak «Rakib» ismini gördüğüm Allah... Neyi karıştırsam, neyi eşelesem altından «Rakib» ismin çıkıyor. Elimizi yakmaması için gaflet maşasıyla tuttuğumuz her şeyin üstünde ve altında sen, dibine vardırmak istediğimiz her hasretin içinde ve dışında sen varsın!.. Bir ismin de «Karib»... Yakın... Yakın olan Sensin!.. Her şey uzak, her şey uzak... Ve bütün yakınlıklar, uzaklık..."
Bir jip satın alıyoruz, ama -Epikuros’a göre- asıl aradığımız şey özgürlük. Bir aperitif ısmarlıyoruz, ama -Epikuros’a göre asıl gereksinimimiz olan şey dostluk. Güzel bir banyomuz olabilir, ama -Epikuros’a göre- asıl istediğimiz bu banyoda, bizi sükunete kavuşturacak düşüncelere dalmaktır.
Can Sıkıntısı
Bir müddet durdu. Eliyle gözlüğünü oynattı ve devam etti: “Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı.
Düşüncelerini önyargılar zincirinden kurtaranlar için hapishane diye bir şey yoktur. Örneğin biz, gerekirse taşları bile zorlarız ve taşlar, biz istediğimiz için dile gelirler. maksim gorki
“Beyler,” dedi, “şunu herhalde kabul edersiniz, insanın serveti belli bir düzeye gelince, artık gerekli değil sadece gereksiz şeyler vardır, tıpkı kadınların coşkunluk belli bir düzeye geldiğinde artık gerçek değil sadece ideal olduğunu kabul etmeleri gibi. Akıl yürütmeye devam edersek, doğaüstü nedir? Anlamadığımız şeydir. Gerçekten istediğimiz şey nedir? Sahip olmadığımız şeydir. Anlamadığım şeyleri anlamak, kendime sahip olunması olanaksız şeyler sağlamak, işte tüm hayatım bunlarla geçti. Bunu iki şekilde başarıyorum: para ve irade. Bir fantezimin peşine düşerken, örneğin Mösyö Danglars, sizin bir demiryolu hattı kurmakta, mösyö de Villefort, sizin bir adamı ölüme mahkum etmekte, Mösyö Debray, sizin bir krallığı rahatlatmakta, Mösyö Château-Renaud, sizin bir kadının hoşuna gitmekte, Morrel, sizin, hiç kimsenin binemediği bir atı eğitmekte gösterdiğiniz sebatı gösteriyorum. Böylece, örneğin şu iki balığı görüyorsunuz, biri Sen-Petersburg’dan elli fersah uzakta, öbürü Napoli’den beş fersah uzakta doğmuş: bunları aynı masada bir araya getirmek eğlenceli değil mi?”
Babama Selam Söyle Karlı bir akşamdı Ankara'da; Son kez elele yürümüştük, Bitmesin istediğimiz yola. Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık. Yazarsın bana demiştin. Bende yazarım sana sık sık.
Kavramlar sahi bu kadar ikiyüzlü müydü? Yoksa, istediğimiz gibi yorumlayışımız mıydı onları özünden koparıp birer karmaşa haline getiren? Bilmiyorum doğrusu. Bildiğim tek şey, işimize gelmeyen gerçekleri kendimize uyduruşumuz!..
Her şeyi temel kural yönlendiriyor, dedi. Buna simyada Evrenin Ruhu adı verilir. Bütün kalbimizle bir şey istediğimiz zaman, Evrenin Ruhu'na daha yakın oluruz. Olumlu bir güçtür. Ayrıca bunun insanlara özgü bir ayrıcalık olmadığını da söyledi: İster bir maden, ister bir bitki, ister bir hayvan ya da düşünce olsun, yeryüzünde bulunan her şeyin bir ruhu vardı. Toprağın altında ve üzerinde bulunan her şey durmadan değişir, çünkü toprak canlıdır ve bir ruuh vardır. Bizler bu ruhun bir parçasıyızdır ve onun bizim yararımıza çalıştığını çok az biliriz.
Resim