Tanışsak mı¿ sorusuna cevaben...
Aman istemem, aman istemem! Eksik olsun!..
İstemem denizi, eksik olsun; onun sakinliği, hareketsizliği bile insanı rahatsız eder. Suyun ince, belirsiz ürperişleri içinde insan, hep aynı sınırsız gücü görür; o anda uyuklayan bu güç, bazen insanın mağrur iradesiyle ne insafsızca eğlenir, onun en sevgili umutlarını, çabalarını, eserlerini ne dipsiz derinliklere gömer.
Reklam
İstemem! Eksik olsun! Ama şarkı söylemek, hayal kurmak, gülmek, Tek başına, özgür olmak, Gören göz, titreyen ses olmak, Canı isteyince şapkayı ters giymek, karışanı olmamak, hiç yoktan, Kılıcını çekmek, ya da bir şiir yazmak! Para, şan şöhret kaygısı olmadan, Çalışmak, aya gitmek istediğin zaman! Kaleme sarılmak, ancak duyarak, Alçakgönüllüce yazmak, sonra içinden, Yavrum, demek, çiçekleri, meyveleri Yaprakları hoş gör hatta, bu topladığın, Kendi bahçenin ürünleri de, çekinmeden! Sonra olur da kazanırsan büyük zaferi, Onu kazanan sensin, başkası değil! Borçlu kalmazsın hiç kimseye, Hakkını ara kendinde bile. Kısaca, sarmaşık gibi asalak olmaktan sakın, Ihlamur ya da kavak olmasan ne çıkar, Çok yükseklere çıkmasan da yalnızsın!
— Ya değerli gençlerimiz ne yapıyor? Nevskiy Bulvarı'nda araba ile gezerken, dans ederken uykuda değiller mi? Günleri boş bir coşkunluk içinde geçiyor. Ama gene de bu gençler kendileri gibi giyinmeyen, mevki sahibi olmayan kimselere yukarıdan bakarlar. Zavallılar kendilerini halktan üstün sanıyorlar: "Bizim çalıştığımız yerlerde ancak
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / E-pubKitabı okudu
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık
Neredeyiz? Oblomov'un rüyası bizi dünyanın hangi mutlu köşesine getirdi? Ne canım ülke burası. Ne deniz var, ne yüksek dağlar, ne kayalar, ne derin uçurumlar, ne kapkara ormanlar... Heybetli, vahşi, kasvetli hiçbir şey yok. Zaten tabiatın vahşisini, heybetlisini ne diye severler bilinmez. Vahşilikten, heybetten ne çıkar? Mesela deniz. Tanrı
Sayfa 119
Reklam
959 öğeden 821 ile 830 arasındakiler gösteriliyor.