Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Beni anlatmış bu tarz ortamları hiç sevmem.
"...Falanca bana geldi; filancayı gördüm..."diyorlar.Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun.Benim oradan alacağım bir şey yok."
"Ay'a gidip orada da yeryüzündeki oyunu, Adem'le Havva oyununu yinelemek mi? İstemem, eksik olsun! Ondan sonra artık yılanların yolunu gözlemek kalır geriye!.."
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım löbre! İstemem eksik olsun.
Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 215
İstemem denizi, eksik olsun; onun sakinliği, hareketsizliği bile insanı rahatsız eder. Suyun ince, belirsiz ürperişleri içinde insan, hep aynı sınırsız gücü görür; o anda uyuklayan bu güç, bazen insanın mağrur iradesiyle ne insafsızca eğlenir, onun en sevgili umutlarını, çabalarını, eserlerini ne dipsiz derinliklere gömer.
Reklam
Sahtelikten ırsamak mı gerçeklikten korkmak mı ?¿
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi, önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine, dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, taklalar mı atmalıyım? İstemem, eksik olsun! Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli? Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret, eksik olsun! Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli? Eleştiriden mi çekinmeli? “Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı? İstemem! İstemem, eksik olsun! Korkmak, tükenmek, bitmek? Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem, eksik olsun! İstemem, eksik olsun! Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek? Tek başına? özgür olmak! Dünyaya kendi gözlerinle bakmak. Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak. Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak; ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek; isteyince Ay’a bile gidebilmek? Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek? Demek istediğim, asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğüdünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var? – Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden, seni sevmediğini! – Sus!
Madem böyle niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene" Falanca bana geldi; filancayı gördüm..." diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun.Benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 215Kitabı okudu
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık
Geçen gün yemekte orada bu- lunmayanların aleyhinde söylenenleri dinlerken utancımdan yerin dibine geçtim: Falanca budalayımış, filanca aşağılıkmış, bilmem kim hırsızmuş, bilmem kim gülünçmüş. Bu düpedüz insanları arkasından vurmak. Bütün bunlar söylenirken birbirlerine sanki bakışlarıyla, "Hele sen de bir dışarı çık, senin hakkında da neler söyleyeceğiz, görürsün!.." diyorlar. Mademki böyle, niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, can- dan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene, "Falanca bana geldi; filancayı gördüm..." diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun.
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
Bu düpedüz insanları arkasından vurmak. Bütün bunlar söylenirken birbirlerine sanki bakışlarıyla, "Hele sen de bir dışarı çık, senin hakkında da neler söyleyeceğiz, görürsün!" diyorlar. Mademki böyle, niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene, "Falanca bana geldi; filancayı gördüm..." diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 215Kitabı okudu
Geçen gün yemekte orada bulunmayanların aleyhinde söylenenleri dinlerken utancımda yerin dibine geçtim: Falanca budalaymış, filanca aşağılıkınış. bilmem kim hırsızmış, bilmem kim gülünçmüş. Bu düpedüz insanları arkasından vurmak. Bütün bunlar söylenirken birbirlerine sanki bakışlarıyla, "Hele sen de bir dışarı çık, senin hakkında da neler söyleyeceğiz, görürsün!.." diyorlar. Mademki böyle, niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene, "Falanca bana geldi; filancayı gördüm..." diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 215 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 215Kitabı okudu
Ne biçim hayat bu? İstemem eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
690 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.