Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
453 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Beğenerek, zaman zaman duygusallaşarak, kitabın bitmesini istemeyerek kısa sürede bitirdiğim bir kitaptı. Çok akıcıydı bitmemesi mümkün değildi. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Piruze'nin yaşanmışlıklarnı siz de birebir yaşıyormuş gibi olup gözyaşlarınızı akıtıp duracaksınız kitap boyunca...
Piruze
PiruzeSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202111bin okunma
Müşir Fevzi Çakmak… İnönü, Müşir’i görür görmez dizüstü düştü. Müşir sağ eliyle İnönü’yü göstererek askere hitap etti : -Şu gördüğünüz adam, askeri talebeliğinde, zabitleri görsün diye seccadesini koridora atıp namaz kılan seciye!.... İstemeye istemeye katıldığı İstiklal Savaşı’nın istismarcısı, İnönü zaferinin hırsızı, Lozan’da Türk
Reklam
''Kür Sad’ın adı geçince budun arasında bir çalkalanma oldu. Çinli beğ ise üzerine yağdırılan bu kınamaların altında kendinden geçmiş gibi idi. İ-çing Katun bu deyişleri Çinceye çevirerek kendisine anlattıkça kuduruyordu. O denli köpürmüştü ki istemeyerek kılıcına el attı. Kara Ozan onun elini kılıcına attığını görmüştü. Şimdi kopuzla cevap veriyordu: Kılıcına el atma, Şimdi deyiş çağıdır. Ortalıkta dolaşan Ak kımız çamçağıdır. Yad elde oturanlar Bil ki yurt kaçağıdır. Senin kılıç dediğin Türk’ün oyuncağıdır''
Tüm kütüphaneci ve editör arkadaşlara bir tavsiyede bulunmak isterim. Şöyle ki; site içerisinde bazı kurallar var ve bu kuralları belki isteyerek belki istemeyerek çiğneyenler var. Haliyle bunların uyarılması gerekiyor. Böyle durumlarda, bu uyarıları kuralı çiğneyene özelden anlatarak yaparsanız sevinirim. öteki türlü; yani yaptığı alıntının veya iletinin veya yorumun altına uyarı maksatlı bir şeyler yazıldığında pek uyarı yerini bulmuyor gibi geliyor. Sitede gördüğüm genel bir durumdur bu, paylaşmak istedim.
480 syf.
·
Puan vermedi
ılk baslarda ıstemeyerek okudum sonra bı ara baya korktum ama gercekden sonlara dogru bıraz tadını kacıyor ılk baslardakı heycanı dusuruyor
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı TutJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 202340,9bin okunma
" Ne var ki, istemeyerek de olsa kendini ele verirdi sevgi denen şey. "
Sayfa 220Kitabı okudu
Reklam
Lâfla Peynir Gemisi Yürütmek; Ziya Paşa'nın "Âyînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz" diye bir bercestesi vardır. "Lâfla peynir gemisi yürümez!" sözü, halk arasındaki aşağı yukarı bunu karşılar. Rivayete göre bir zamanlar İstanbul'da, Edirneli Aksi Yusuf adında bir peynir tüccarı var imiş. Madrabaz ve cimri birisi olup Trakya'dan getirttiği peynirleri İstanbul'da satar, artanını da deniz yoluyla İzmir'e gönderirmiş. İzmir'de peynir fiyatları yükseldikçe elinde ne kadar mal var ise gemilere yükletir ama navlunu peşin vermek istemeyerek, kaptanları yalanlarıyla oyalar durur, "Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazla fazla veririm," diye vaatlerde bulunurmuş. Birkaç kez aldanan tüccar gemi kaptanlarından birisi, yine İzmir'e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmiş: — Efendi, tayfalarıma para ödeyeceğim. Geminin kalkması için masarifim var. Navlunu peşin ödemezsen Sarayburnu'nu bile dönmem. Aksi Yusuf her zamanki gibi, — Hele peynirler salimen varsın... demeye başlar başlamaz gemici: — Efendi, lâfla peynir gemisi yürümez. Buna kömür lâzım, yağ lâzım. Aksi Yusuf parayı ödemiş. O gün akşama kadar şu bir tek cümleyi sayıklayıp durmuş: — Lâfla peynir gemisi yürümez ha!?..
İsteyerek yaptığınız ağır iş, istemeyerek yaptığınız hafif işten daha tatlıdır.
Sayfa 94
Unutma, benim iki yüzüm var. Bu özelliğimden belirli bir zevk almayı öğrendim, buna karşın, iki yüzü olmak kolay değil. Çaba gerektiriyor, disiplin gerektiriyor! İsteyerek ya da istemeyerek, ne yaparsam yapayım, yaptığım şeyi iyi yapma tutkusuyla davranırım ben, bunu anlaman gerekir. Bunu, işimi yitirmemek için yapıyor olsam da. İnsanın kusursuz biçimde çalışması, aynı zamanda da o işi hor görmesi çok zordur.
"En çok özleyen insan, özlediği kişiyi hiç aramayandır. Çünkü o, aramayacak kadar aşık kalmıştır. O, elinde olmadan özler. İstemeyerek, kıza kıza. O, ulu orta söylemez aklındaki kişinin adını, mesela şarkı çalmaya başladığında nefret ede ede özler. Özlediği bir kere de olsa, “eskisi gibi konuşmak”tır. Eskisi gibi olmak. Ama o çaktırmak istemez, başkalarının bilmesinden hep korkar. Ama özler. Bu yüzden, o artık seni aramıyor diye üzülme. Belki yanında değilsin ama onun hep aklındasın. “Benim, hep, aklımdasın” Murat Pala
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum anı kitaplarından pek fazla haz etmem ama bu kitap gerçekten tam anlamıyla etkileyici sürükleyici bi eser olmuş elime bu kitabı istemeyerek almıstım ama iyiki okumusum dediğim bi kitap oldu göçük altında günlerce kalmıs bi insanın yasadıkları ancak bu kadar samimiyetle ve içten anlatılabilirdi özellikle kurtarılmasından sonraki tedavisi yaşantısı korkuları psikolojik olarak hala izler taşıması ve bunlarla nasıl başedebildiğini çok samimi bi şekilde anlatmıs olması en cok ilgimi çeken kısımlar oldu bence bu kitapla henüz tanışmamıs olanlar bir an önce alıp okumalılar. Saygılarımla. Teşekkürler Sami DÜNDAR.
Her Şeyin Bittiği Yerden
Her Şeyin Bittiği YerdenSami Dündar · Destek Yayınları · 201434 okunma
(…) "Şarlatanlık" da bir tür bilgidir. Bu bilgi, öğrenimden çok yetenekle genişler, bu mesleğin az çok bazı bilimlere bağlı olanlarıyla kızıl cahil bulunanlara kadar dereceleri vardır. Evet, şarlatanın da çoğu azı olur. Şarlatanın en belirgin işareti hiçbir gerçeğe karşı kayıtsız kalmak istemeyerek seksen dereden su getirmeye uğraşmak; dille, kalemle her konuya atılmak; bilmediği şeylerden bilir gibi bahsetmek; cahilliğini örtmekte büyük başarı göstermek; bazı bölümlerini ömründe bir defa okuduğu hafazanallah yahut hiç okumadığı ilimlerde, bilgilerde ihtisas iddia etmek; iki kere iki dört eder kesinliğiyle haksızlığı ispat edildiği halde asla kanaat getiremeyerek “karşımdakine anlatamadım ki” sözünden ayrılmamak; kısacası Nuh deyip de durmak; kaleminden çıkan boş şeylerin gizli hakikatler olduğuna herkesi inandırmak yolunda sıkılmayı bir kenara bırakıp her tür ikna yolunu mübah saymak; tartıştığı kişinin sözlerini ne kadar açık, düzgün, somut hakikat olsa yine anlamaz görünerek meseleyi safsatalara, karışıklığa boğmak; nihayet karşısındakini usandırarak, nefret ettirerek, iğrendirerek bir zafer kazanmış bir tavırla: “Gördünüz mü şiddetli bir ispatla karşımdakinin ağzına ot tıkadım? Tartışmaya dayanamadı. İşte kaçtı…” demek…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.