Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Saint Simon

Saint Simon
@isterlerkisusalim44
Her gününü gerçek bir mücadele olarak görenler, hayatını telin üzerinde yaşayanlardır
Yığınlar ayaklandıktan, milyonlar kımıldadıktan sonra, hiçbir koğuşturma, hiçbir ceza, hareketi durduramaz. Koğuşturmalar (polis takipleri), mücadeleyi alevlendirmekten, savaşçıların saflarına yeni yeni safların katılmasından başka bir sonuç vermez. Mazlum yığınlar bir kere ayaklanmaya görsün, yer yüzünde hiçbir güç onları durduramaz, hiçbir terörcü suikastin de mazlumlara yararı olmaz.
Sayfa 51 - Yeni Dünya Yayınları
Reklam
Devrim çağlarında yığınsal grevlerin kendi objektif mantığı vardır. Bunlar, bütün ülkelere, yüz binlerce, milyonlarca kıvılcım saçarlar. Her taraf, alabildiğine kinlendirilmiş insanların hınçlarının, açlığın, sonu gelmez keyfî davranışların yoksula, müjiğe ve küçük memura yapılan rezilce, alçakça tecavüzlerin görülmemiş, duyulmamış açılarının patlayıcı maddeleri ile doludur.
Sayfa 53 - Yeni Dünya Yayınları
Grev, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinin araçlarından biridir, fakat tek araç değildir. Ve işçiler, mücadelenin öteki araçlarına ilgi göstermezlerse, bu tutumları ile işçi sınıfının büyümesini ve başarılarını geciktirmiş olurlar
Sayfa 53 - Yeni Dünya Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadınların ezilmesini ya da ideolojik olarak değersizleşmesini devlet başlatmadığı halde, devletin gelişimi kadınların gelişimini birçok bakımdan kötüleştirdi. İlk olarak adaletin, politik iktidarın ve emek yükümlülüklerinin dayatilmasini tekelleştirmeyi ve merkezileştirmeyi başardığı ölçüde devlet yalnızca klanların erkek reislerine yardımcı olarak da olsa, çoğu kez kadınları da içeren eski otorite hiyerarşisini empoze etti.
Sayfa 74
Yeniden bölüşüm şölenlerinde erkeklerin başarı için kadınlara bağımlılığı, kadınların hor görülerek bir kenara atılmaktan çok, sürekli bir tehlike kaynağı olarak görüldükleri anlamına gelir. Bu kesinlikle karın laneti korkusunu arttırmış olmalı.
Sayfa 64
Reklam
Kadınlar evlenip kocalarının yerine gittikten sonra bile doğdukları grupta, ortak mülk sahibi olarak kalırlardı
Sayfa 60 - Yordam
Çok karılık potansiyel bir kadın kıtlığı yarattı, çünkü bazı erkeklerin pek çok kadını tekeli altına almasına izin veriyordu. Bazı erkeklerin başka erkekler üzerindeki iktidarı, bütün erkeklerin karıları üzerindeki iktidarının artmasının sonucu olarak arttı.
Sayfa 61
Erkeklerin karılarının hizmetlerine, kadınların kocalarının hizmetlerine duyduğundan fazla gereksinim duymaları, babayerli toplumlarda evlilik üzerinde denetimi anayerli toplumlarda olduğundan daha büyük bir güç kaynağı haline getirdi.
Sayfa 61
... kadınlar evlenip kocalarının yerine gittikten sonra bile doğdukları grupta, ortak mülk sahibi olarak kalırlardı.
Sayfa 60
Komünal ya da soya dayalı birlik toplumlarındaki kadınlar erkekleri bir grup olarak ava gitmeye zorlayabilir, ama bir kadın bütünüyle kendi kocasının hareketlerine bağımlı değildir. Karısı bahçe işleriyle uğraşmayı, yemek pişirmeyi, toplamacılık yapmayı reddeden bir erkek aç kalabilirdi
Sayfa 53
Reklam
Cinsel egemenliği açıklayan en önemli değişken, ekonominin türü değil, evliliğe bağlı ikamettir.
Sayfa 53 - Yordam
Tam bir mutluluğu gerçekleştirmenin imkan dışı olduğunu er geç herkes öğrenir yaşadığı süre içinde; ne var ki madalyonun ters tarafını düşünen az insan vardır: Tam bir mutsuzluğunda aynı kapıya dayandığını. Her iki ucun gerçekleşmesine karşı koyan anlar, aynı hamurdandır; bizim insan olmamızla ilgilidir ikisi de. Böylece bu gerçekleşme işlemine direnen şey, bizim gelecek için beslediğimiz ve kimine yarın için umut, kimine umutsuzluk veren o hep yersiz kalan sezgimizdir. Her sevince ama aynı zamanda da her acıya bir sınır koyan ölüm kesinliğidir bu direnen şey.
Sayfa 20 - can
Eğer ben özgür olmaktan korkmaktaysam hayır deme cesaretini gösteremem. Gerçekten de, özgürlük ve itaat etmeme yetenekleri birbirinden ayrılmaz. Bundan dolayı da, özgürlüğü öven ancak itaatsizliği reddeden hiçbir toplumsal, siyasal ve dinsel sistem gerçeği dile getiremez
Sayfa 51
Bir kimse yalnız itaat gösterip, itaatsizlik edemiyorsa bir köledir; eğer yalnız itaatsizlik gösterip, hiç itaat etmiyorsa bir isyankardır ( devrimci değil). Böyle biri öfke, düş kırıklığı ve pişmanlıkla hareket eder, ama hiç bir zaman bir inanç ya da ilke adına değil
Sayfa 47
Dinsel inançlar, özgürlük ve bilim uğruna çok acı çeken ve bu uğurda ölenlerin hepsi, insanlığın ve aklın yasalarına uymak için, onları susturmak isteyenlere baş kaldırmak zorunda kalmışlardır
Sayfa 46
1.587 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.