Neden zaten çok şeyi olanlara, daha çok şey gelir? Çünkü öyle düşünürler. Çünkü düşünce dünyalarında başka bir şey mevcut değildir. Çünkü zenginliğe ait titreşimlerde yaşarlar.
İbn teymiyye r.h
Artık açıkça görüyorsun ki, Allah'ın din ve şeriatlerinin yoz­laşıp ortadan kalkmasının ve küfür ile isyanın üstünlük kurmasının en başta gelen sebebi kafirlere benzemektir. Buna karşılık bütün iyi ge­lişmelerin ana şartı da peygamberlerin sünnet ve şeraitlerine bağlılık­ tır. İşte, dinde yeni bir şey ortaya çıkartmak (bid'at) bu yüzden önem­lidir. İsterse bu yeni şeyin kafirlere benzemeye sürükleyen yönü bu­ lunmasın. Bir de bu iki sakıncalı nitelik (yeni bir şey ortaya atma ile kalirlere benzeme) bir araya gelince acaba durum nasıl olur? Bu yüzdendir kı Peygamber efendimiz (S.A.V), "Her toplum, benimsediği bid'at oranında sünnetten fire verir." buyurmuştur."
Reklam
Ben zırh giymiştim, fakat kemer bağlamamış ve (199 a) miğfer giymemiştim. Birkaç defa: - "Hey Dost, bey Dost" - diye bağırdım. Ahmed Yusuf da bağırdı. Beni soğuk ve kardan yanmış olduğum için mi tanımadı, yoksa muharebe telâşından mı idi, hiç çekinmeksizin, çıplak koluma bir kılıç indirdi. Tanrı inayetinden, kıl kadar tesir etmedi. Her ne kadar kılıç dünyayı yerinden oynatabilirse de, tanrının izni olmadıkça, bir damar bile kesemez. Ben şu du'ayı okumuştum; yüce Tanrının bu zararı def ve gelen belâyı ref'etmesi, onun tesiri idi. O dua şudur: Ey Tanrı, sen benim rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Sana tevekkül ettim. Sen büyük arşın rabbisin. Tanrı ne isterse, olur ve ne istemezse, olmaz; hiçbir kudret ve kuvvet mevcut değildir ve bunların hepsi büyük ve yüce Tanrı’nın elindedir. Bil ki, Tanrı her şeye kadirdir; Tanrı her şeyi ilmi ve yüce Tanrının ile ibata etmiş ve her şeyi adedi ile saymıştır. Ey Tanrı , ben kendimin kötülüğünden, ve benden başkaların kötülüğünden ve pençemin yakaladığı bütün hayvanların kötülüğünden sana sığınıyorum. Sen büyük arşın rabbisin.
Aynı cevap üçüncü kez verildi: "Ateş nasihat değil, cezadır." Şaşkınlığım artıyordu. Kafasını kaldırdı ve o anda bu adamı tanıdığımı fark ettim. Bir süre önce gece yarısı bir apartman girişinde karşılaştığım adamdı bu. Doğrusu böyle bir yerde karşılaşmayı hiç ummuyordum. Aslında bir daha karşılaşacağımızı da ummuyordum. "Senin ne işin var burada?" "Ateşe vermek değil, oturup bir bir anlatman gerekirdi." "Buraya nasıl düştüğümü kimden öğrendin?" "Sözü yeteri kadar kullanmadın. Doğrunun ne olduğunu biliyorsan, onu taşımanın zorluklarını da göze almalısın." "Olanları nereden biliyorsun?" Ona soru sormamın bir faydası yoktu. Ben ne sorarsam sorayım o istediği cevapları veriyordu. Soru sormamışım gibi ne isterse onu anlatıyordu.
Borç ister borçlunun bizzat kendisine isterse üçüncü bir tarafa satılsın tüm fakihlere göre ilk ve temel şart işlemin faiz kapsamına girmemesidir (Bayındır, 2007, s. 250-261). Parasal nitelikli bir borç senedi, borçlu dışındaki birine, vadesinden önce, nominal değerinden daha düşük meblağla bozdurulduğunda, ortaya çıkan işlem faizli kredi olur. Dolayısıyla tahvil ve bonoların ikincil piyasada dolaşmasına zemin hazırlayan sözleşmeler fıkıhtaki faizli borç sözleşmesi kapsamına girer.
Hiçbir zaferin parçası deği­lim! Hiçbir madalya n ın sahibi değilim! Cennete koysa­la r sonsuza dek yas tutarım kendim için. Canım isterse yeniden yazarım Tevrat'ı, keyf i me göre İncil'i dizer, gönlüm nasıl isterse Kuran'ı öyle sezerim. Sonra hepsi­ ni birden reddederim. Bütün varlığım, kökenim aidiye­ tim yerim yurdum şahsiyetim, ağaçlarla kardeşliğim, dünyaya emanet bilincim, lüfere adanmış be kleyişim, seviştiğim bütün kadınlar erkekler, neyim var neyim yok şiirden eğirilmiş her şeyim pamuk ipliğine bağlı be ­ nim. Ne zama n bir adım öne çıksam acı bir şiirden aşa­ğı sallanan herkesim. Şair öne doğru bir adım atar ve karanlıkta (uçurumda ) kay bolur . Sahne kararır.
Sayfa 62 - Metis yayınları ekım 2013Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 481 ile 490 arasındakiler gösteriliyor.