Dünya Türkleri yalnız Türkiye’dekilerden ibaret değildir. Rusya, İran, Çin, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Yunanistan, Rodos, Kıbrıs, Suriye ve Iraktaki Türklerin sayısı, en aşağı bir hesapla, Türkiye’dekilerin iki mislidir. Mısırda, Avrupa’da, şimali ve cenubî Amerika’da yaşayan ve her halde birkaç on bin miktarında olan Türkleri de, kadroyu
Dengeli binaları güzel buluruz çünkü kişiliğimizin birbiriyle çatışan yanlarını nasıl dengede tutabileceğimizi gösterir, istersek bizim de kendi içimizdeki karşıtlıklardan güzel bir şey yaratabileceğimizi hatırlatır, esin kaynağı olur bize bu binalar.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
Mutlak Avcısı Olarak Şeyh Galip
"Bir aleme olmuşum ki vâsıl Şebnemleri mihr ile mukâbil Yok pertev-i mihre anda hâil Nezdîk ü baîdi özge menzil Kim firkatin ayn-ı vusletindir" (Öyle bir âleme ulaşmışım ki, Çiy taneleri güneşe eş,
Sayfa 73 - Turan Oflazoğlı
Fakat solüsyonu sürekli olarak sallar ya da çalkalarsak birikim düzensiz oluşur ve kristal hem biçimsiz hem de çok küçük kalır. Psikolojide de bunun aynısı olur. Herhangi bir psikolojik durum, bilincin ön planında tutulursa, aynı türden zihinsel ya da duygusal durumlar, diğerinden daha az gizemli olmayan bir çekimle, yavaş yavaş gelip onun etrafında toplanırlar. Eğer bu durum uzun süre devam ederse, onun etrafinda kayda değer güçte bir grup organize olabilir, bunlar bilinç üzerinde, nihai bir biçimde, neredeyse mutlak bir egemenlik kurabilir ve kendilerinden olmayan her şeyi susturabilirler. Eğer bu "kristalleşme" yavaş bir biçimde, hiç duraksamadan, hiç kesintiye uğramadan gerçekleşmişse, dikkat çekici katılıkta bir karaktere bürünür. Bu şekilde organize olmuş grubun güçlü, sakin, nihai bir tarafı vardır. Ve şunun altını çizmemiz gerekiyor ki, eğer biz istersek içimizde böyle dikkat çekici bir fikirler "klanı" oluştura mayacak bir fikir yoktur. Dini fikirler, annelik duygusu, hatta para düşkünlüğü gibi sefil, utanç verici hisler bizde bütün kontrolü ele geçirebilirler. Lakin bu yavaş "kristalleşme" sürecinin gerektirdiği büyük sakinliği kendi içlerinde sağlayabilen insanlar, özellikle de genç insanlar çok nadirdir. Paris başta olmak üzere büyük şehirlerde üniversite öğrencisi için hayat çok kolay ve çok renklidir.
Acı; işlerin gidişatı ile bizim olmasını istediğimiz gidişat arasındaki tezattan kaynaklanır. Bu da hayatımızı tatminkâr bulmamamıza neden olur. Hayatımızın, farklı olmasını ne kadar çok istersek kendimizi, o kadar kötü hissederiz.
Bir insanın ne ölçüde bir kişi olduğu, temel kelime BEN- SEN’in BEN’inin, insan düalitesinin BEN’i içinde ne ölçüde kuvvetli olduğuna bağlıdır. Onun BEN deme tarzı -BEN dediği zaman, demek istediği şey- bir insanın nereye ait olduğunu ve nereye doğru gittiğini gösterir. “BEN” kelimesi, insanlığın hakiki parolasıdır. Onu dinleyin! Ego’nun BEN’i
Sayfa 130 - ÇEVİRİ: İNCİ PALSAY, KOPERNİK YAYINEVİ, 2. BASKI,2020
Reklam
Geri144
447 öğeden 441 ile 447 arasındakiler gösteriliyor.