Kendinizden bir şeyler bulacağınızı düşündüğüm ilk hikayem ile sizlerleyim..
"Kadıköy"
...Modaya doğru yürümeye başladım… Kafamı gökyüzüne doğru kaldırdığımda, kapkara bulutlarla göz göze geldim, yağmur damlaları yavaş yavaş suratıma doğru damlıyorken bir anda nefesimi tuttum ve gözlerimi kapattım, o anda ne düşündüm tam olarak
Uzak İhtimal ve Yozgat Blues, her iki filmi de beğenmiştim. Yönetmen hakkında biraz bilgim vardı. Filmlerde gezinen hüznün kaynağının senaryodan kaynaklandığını elbette biliyordum. Her iki filmde de yoğun bir tevazu vardı. Hatta Uzak İhtimal bittiğinde, içimi yoğun bir Amor Fati duygusunun kapladığını hissetmiştim. Kitap incelerken nedir bu
Hz. Musa bir gün bir başına dağları dolanırken, uzaktan yoksul ve yalnız bir çoban görmüş . Çoban dizüstü çökmüş , ellerini semaya açıp dua etmekteymiş . Bu durum Hz.Musa’nın çok hoşuna gitmiş ama yaklaşıp da çobanın duasını duyunca afallamış .
“Kurban olduğum Allah’ım. Seni ne kadar severim, bir bilsen. Ne istersen yaparım, yeter ki Sen iste.
Aslında romancı olmak istiyordum. Ama anlatacağım olaylardan da anlayacaksınız ki romancı olamadım. Şimdi ise burada, çocukluğumdan beri babamla ufak tefek de olsa sorunlar yaşayıp, bir nevi sığındığım bu sessiz evde, saf ve düşünceli bir romancı gibi camdan, az ilerideki bahçede çalışan kuyucu ustası ile çırağını izliyordum. Bu sessiz evimiz
Yine aşkın peşindeyim, istemsiz gitti elim sevdaya. Gece. Bütün dertler gece uyanırdı uykusundan. İnsan gece uyur, dert gece uyanır. Beni buraya kim fırlattı, bu kuytu yalnızlığa. Sustum.
Sustum, ruhum konuştu sadece sessizce kimsesizce. Güneş battı, ay doğdu, gece oldu. Bozacılar bağırdı şıracılar şahit oldu. Bir insan unuttu insan olduğunu,
"...Sonların bile 1 başlangıcı vardır, herşeyi sırayla anlatmak lazım..."
"...tam Hindistan'ın bağımsızlığına kavuştuğu anda yuvarlandım dünyaya..." Salim Sina (Salman Rushdie ile otobiyografik özellikler gösterir) karakteriyle başlayan kitap direk akla Doğmamış Kristof kitabını getiriyor ki ben bu ayki Fuentes boşluğumu
Kemal Varol'un daha önce bir kaç şiirine denk gelmiş sevmiş idim... Haw ilk okuduğum romanı ve haliyle kitabı.
Daha da okumam zaten... Ama okuyabilirim de bilmiyorum.
Kitap benim beklentimin tam tersi istikametteydi. Açık konuşmak gerekirse bir köpeğin gözünden fabl türü okuyacağımı sanmıştım. Hayvanlar çerçevesinde kurulan hikaye ve romanları
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem yuva kurma konusunu açtı. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış. Kızın, ailesinden daha da dine bağlı olduğunu duyunca sevindim. Gittik bir görelim görüşelim dedim. İlk ailesiyle konuştum.
Hatta ben konuşmadım sürekli onlar
BELKİ BAĞ BELKİ DAĞ
Öyle severim ki korkarsın benden
Bana can oluyor aklimdan geçen
Bir ruhum var sensiz ayrı bedenden
Doruklardan düşen belki çığ gibi
Susmuşum seninle, konuştuğum sen
Yanıyorsam bil ki tutuştuğum sen
PLATON BİR GÜN KOLUNDA BİR ORNİTORENKLE BARA GİRER
Yanlış biliyorsunuz abicim. Kadıköy'ün en meşhur DVD'cisinde çalıştım 2 yıl boyunca. İzlemediğim film kalmadı. İran Sineması, Fransız Yeniciler, Tarantino... Zaten Tarantino da üniversite okumuş biri değildir. Benim gibi DVD'cide çalışmış ve sürekli film izlemiştir. Kendinizi geliştirmeniz lazım.
Çok fâzla tuttuğum bir isim yok. Ama illâ birini söylememi istersen İhsan Oktay Anar diyebilirim. Puslu Kıtalar Atlasım severim mesela. Kendisinin hayal gücü etkileyicidir. Sonraki işleri de güzeldir ama Puslu Kıtalar Atlasına, yetişememiştir.
Merhaba Sevgilim,
Sana yazmak bir şifa oldu bana. Derdin dermanı da şifası da kendisidir. Galiba tam şu anda, rüzgâr penceremi zorlarken ve ben doğacak günden daha şimdiden sıkılmışken, nerden geldiği bilinmez bir ağrının orta yerinde kıvranmaktayım. Ruhsal ağrılarım bitmemişken bu fiziksel ağrı nereden çıktı da kendi canımın bir kıymeti olduğunu