1674. Kabîsa İbni'l-Muhârık radıyallâh anh, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim, demiştir:
"Kuşları ürkütüp isimlerinden, seslerinden ve hareketlerinden mânalar çıkarmak, uğursuzluğa inanmak, kum üzerine çizgiler çizerek geleceğe yönelik hükümler çıkarmak bir çeşit sihir ve kehânettir."
Ebû
Bakımın ne şekilde olduguna baglıdır. Su ile ayna ile cinler ile ya da Kuran ile (tefeül) caiz değildir. Müminin feraseti ve istihare namazı ile birinin halini öğrenmek caizdir.
Bakım yapan çoğu insanlarda da zan hastalığı vardır. Şeytan önce kişi hakkında bazı dogru bilgiler verir sonra yanlış bilgilere sevk ettirir. Kişide bu bilgilerin Allah tarafından kendsine verildiği inancı baskın olur ve yoldan sapar. Daha sonra olur olmadık konularda zan yapmaya başlar. Kendini diğer insanlardan üstün görmeye başlar ve kibirlenir. O yüzden bakımdan da baktıranlardan da uzak durun bunlara medyum deniliyor.
Ancak Kuran ve sünneti çok iyi bilen biriyse ve güvenilir biriyse basiretle halinizi anlayabilir ya da sizin için dua da bulunup halinizi öğrenip yardım edebilir. Onun dışında kalbine her geleni size söyleyenlere itimad etmeyin ki çoğu şeytandandır.
Yavrum! Yapılacak her iş için istihâre yapmak sünnetdir ve mubârekdir. Fekat, istihâre yapdıkdan sonra, o işin yapılmasını veyâ yapılmamasını gösteren bir şeyin, uykuda veyâ rü’yâda yâhud uyanık iken görünmesi lâzım değildir. İstihâreden sonra, kalbine bakmak lâzımdır. O işi yapmak arzûsu, eskisinden dahâ çok olmuş ise, o işi yapmağı gösterir. İstihâreler yediye kadar tekrâr olunur. İstihâreden sonra, o işi yapmak arzûsunun azaldığı anlaşılırsa o işin yapılmamasını gösterir.
Mektubatİmam-ı Rabbânî · Yeni Şafak Yayınları · 2006215 okunma