İstikbal Göklerdedir!
Bester'den okuduğum ilk kitap. Tek kelimeyle harikaydı.
25. yy'da yaşayan bir insanın içindeki öfke ve intikam duygusunun yüzüne vurmuş haliyle bizi yaşadığı maceranın içine hapseden Gully Foyle. O'nu sevmiyorlar, tiksiniyorlar ama O'nunla sürüklenip gidiyorlar...
Ne desem spoiler olur, keyifli okumalar :)
İstikbal Göklerdedir!
Kulaklarımızda Clarke'ın uyarısıyla geleceğe dönüş başlıyor: "Yeterince ilerlemiş bir teknoloji, büyüden ayırt edilemez."
"Sahip olduğumuz şeyler bize ne kadar aitse, biz de o kadar kendimize aitiz. Kendimizi biz yaratmadık, kendimizden üstün olamayız. Bizler kendimizin efendileri değiliz. Biz Tanrı'ya aitiz.
"İnsan yaşlanır; içinde o derin zayıflık hissini, kayıtsızlığı, rahatsızlığı hisseder, bütün bunlar ilerleyen yaşla gelir; böyle hissedince de sadece hasta olduğunu düşünür, bu can sıkıcı durumun belli bir nedeni olduğunu düşünerek korkularını bastırır ve hastalıktan kurtulduğu gibi bu durumdan da kurtulmayı ümit eder. Boş düşünceler! Yaşlılığın bir hastalık olduğu, korkunç bur hastalık olduğu düşünceleri. Yaşları ilerledikçe insanları dine yönelten şeyin ölüm ve ölümden sonraki şeylerin korkusu olduğunu söylerler. Böyle korku ve düşüncelerden apayrı olarak, dini duygular biz yaşlandıkça gelişme eğilimi gösterirler, çünkü ihtiraslarımız ateşini yitirdikçe,hayal güçlerimiz ve duygularımız köreldikçe aklımız daha rahat işler hale gelir, bir zamanlar aklımızı çelen imgeler,arzular ve heveslerden arındıkça Tanrı, gizlendiği bulutların arkasından görünür, ruhumuz bütün aydınlıkların kaynağı olan bu varlığı hisseder,görür ve ona yönelir, bu yöneliş doğal ve kaçınılmazdır;
BEN KEYİF ARAMIYORUM...
GERÇEK TEHLİKE İSTİYORUM...
ÖZGÜRLÜK İSTİYORUM...
GÜNAH İSTİYORUM...
Fahrenheit 451 isimli kitabından bildiğim bir yazar olan Ray Bradbury'nin başka kitaplarını da okumayı istiyordum. En yakın dostum Resimli Adam'ı hediye ettiğinde gidişat belli olmuştu. Öykü kitabı olduğu için bir süre arada kaldım. Kısa öyküler, üzerinde düşünecek birçok olay örgüsü demekti. Devamını defalarca kurgulayacaktım. Aklımda kalacaktı hep. Ya beğenmezsem? Sıkıcı gelirse? Korktum, gerçekten. Ve sonra kitaba başladım. Her biri birbirinden mükemmel öyküler.. Hepsi tek bir olaya bağlanmış. Hepsi gelecekte, teknolojinin hüküm sürdüğü bambaşka alemlerde geçiyor. İyi ve kötü, olumlu ve olumsuz, açısıyla, mutluluğuyla, kafaya düşen damlaların hissettirdiği delilikle okudum hepsini... Yaşadım aslında kitabı. Yaşattı kendini. Geleceğe umutla bakan birisi olamadım hiç. Bu yüzden öykülerin benim iç dünyama uygun olduğunu söyleyebilirim. Belki de bu yüzden çok sevdim, bilmiyorum. Ama bayıldım. Çok güzel öykülerdi. Ve bir noktada haklı çıktım; her bir öykünün devamını merak edip kendi kendime kurgulama konusunda. Hatta her birini kendimce kurgulayıp yazmayı bile düşünüyorum :) Sonuç olarak, istikbal göklerdedir.
#tb
Belki duymuşsunuzdur 'ATATÜRK' ün 'Mu kıtası'na olan ilgisini. Mu kıtası öyle bir yer ki şuan ki teknolojinin belki temelleri orada saklı ya da bu zamandan daha gelişmiş bir teknolojiye sahip.
.
Kitap öncelikle çok akıcı ve bazı tarihi belgelerle desteklenip, az polisiye kıvamında olup, özellik öğretici ve düşündürücü olmasıyla okunması gereken bir eser.Türkiye'de bilimin neden gelişmediği gibi konular çok mantıklı bir şekilde yazılmış ve de bilimsel adamlarının ölümüne vurgular...
.
Kitapta, Reşat bey (ve ölümünden sonra torunu Zümrüt'ün dede mirası olarak başlayan) Atatürk' ün ilgisini anlayarak araştırmalara başlıyor, iran, lübnan derken bulduğu tabletler ile Gılgamış destanlarına dayanan Mu kıtasıyla ilgili bilgiler eşiğinde kıtanın yada aslında Mu üslerinin neden değerli oldugunu, uzayın, başka yaşantıların(varlıkların) oldugu izlenimine varıyor derken ileri teknoloji kaynagı olacak olan Toryum elementine bağlanan arastırmaların sonucunda günümüzde ölen, sözde intihar eden bilim adamlarının bir nebze neden öldügü kısmı anlaşıyor.
.
Atatürk'ün 'İstikbal göklerdedir' sözünün belki temelini anlayacaksınız....
Neyse okuyun işte, zaman kaybı değil...
Emekli Hava Kurmay Albay Cengiz Tatar’ın, Atatürk’ün, “İstikbal Göklerdedir” sözünden yola çıkarak hazırladığı kitap sekiz bölümden oluşuyor:
.Havacılığın Tarihçesi,
.Türk Havacılık Tarihi,
.Milli Mücadelede Türk Askeri Havacılığı,
.Büyük Taarruz’da Türk Havacılığı,
.Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Havacılığı,
.Türk Hava Harp Sanayinin Kuruluşu,
.Hava Harp Sanayi’nde Özel Teşebbüs Çalışmaları,
.Türkiye’de Sivil Havacılığın Kuruluşu.
Dünya havacılığının doğuşundan başlayarak,
Türk havacılığının kuruluş çalışmalarını ve Türk havacılık tarihini ele alan bir inceleme, araştırma kitabı. Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen, Vecihi Hürkuş, İlk yerli uçak üreticisi Nuri Demirağ, ilk uçak ve motor fabrikalarının kuruluşu, Türk Tayyare Cemiyeti, THY’nin kuruluşu gibi daha pek çok konu yer alıyor kitapta. Son sayfalarında, sonuç ve değerlendirme ile birlikte, birçoğunda Atatürk’ün de yer aldığı yirmi bir fotoğraf ve kaynakça bölümü de bulunuyor. Kaynakçada, kitap hazırlanırken; birçok kitap, yayın, makale, gazete ve dergilerin yanında, önemli sivil ve askeri arşivlerine de başvurulduğunu görüyoruz.
Havacılık tarihini birbirinden ilginç bilgilerle birlikte aktaran, fikir verici ve bilgilendirici bir inceleme kitabı. Türk milletinin geçmişte neleri başardığını ve başarabileceğini tarihi kanıtları ile anlatan arşivlik bir eser. Geleceğe ışık tutacak bu tarihi kitabı mutlaka okuyunuz.
#MustafaKemalAtatürkVeTürkHavacılığı
#İstikbalGöklerdedir
^
^
@galeatiyayincilik #CengizTatar #bloghemsire #havacılık #Türkhavacılığı #HavacılıkTarihi
Sunay Akın'dan okuduğum ilk kitap Ay Hırsızı.. Deneme ile Anı arasında gidip gelen bir üslubu var ve çok akıcı..Verdiği bilgileri öyle işliyor ki kendinizi sohbette sanıyorsunuz. Zaten bir çırpıda bitiyor.
Adından da anlaşılacağı üzere "Ay" konusunu işliyor kitap. Aya yolculuklar, astronotlar, uzay, gökyüzü, roketler, uçaklar...
Ne diyelim, İstikbal göklerdedir!
