Avrupalılar tıpkı Amerika yerlileriyle karşılaştıkları zamanki gibi Afrika'ya girdiklerinde de üç üstünlüğü ellerinde bulunduruyorlardı: Silahlar ve başka teknolojiler, tabana yayılmış okuryazarlık, pahalı keşif ve istila programlarını sürdürebilmek için gerekli siyasal örgütlenme.
seninle kaçmak isterim
Kendini baştan çıkarmayı bırak
Birbirinizi tam bir özgürlük içinde sevin,
vazgeç ve bana izin ver
bu tutkuya kapılmış,
beni istila eden bu çılgınlık
ben senin kollarındayken,
parfümlerimizle sarhoş olduk.
Bu incelemeyi bir o kadar çok yapmak isteyip bir o kadar da nasıl toparlayacağım konusunda tereddütte kalmamı hesaba katmazsak gelin detaylara bakalım. Kitabı alıp okumadan önce
Hüseyin Nihal’in fikir dünyasına bir göz atmakta fayda var diye düşünüyorum. Herkes kitaplarında kendinden izler taşıyor fakat Atsız bu kitabında açık bir şekilde
Burası şehir-i Zohak kırmızı şehir eskiden bir hisarmış dokuz yüz yıl kadar önce vadiye istilacılardan korumak amacıyla yapılmış cengiz hanın torunu on üçüncü yüzyılda buraya saldırmış ama öldürülmüş sonra cengiz han kaleyi yerle bir etmiş İşte size ülkemizin hikayesi genç dostlarım istilacıların biri gitmiş öteki gelmiş …
Marduk güneş sistemimizi istila ettiğinde, beraberinde hayat tohumunu da getirmişti. Tiamat ile çarpışmasında, hayat tohumlarından bazıları ondan geride kalacak olan kısma aktarıldı; Dünya gezegenine. Dünya’da hayat evrimleştikçe, Marduk üstündeki evrimi taklit ediyordu. Böylece, Dünya üstünde insan türü daha yeni yeni kıpırdanmaya başlarken, Marduk üstünde zeki varlıklar çoktan uygarlığın ve teknolojinin yüksek düzeylerine çıkmayı başarmışlardı bile. .
13. yüzyıl ortalarına doğru gerçekleşen Moğol istilası, Çeçenistan'ı da etkiledi. Gürcistan Krallığı'nı da işgal eden Moğollar, Çeçenistan üzerinde nüfuzlarını kurdular. Çeçenistan'da o dönemde şehir düzeyinde bir yerleşim birimi olmadığından, Moğollar diğer istila ettikleri bölgelerin aksine Çeçenistan'ı ciddi derecede tahrip edemediler.
Melekler dans eder mi
Güler mi köleler
Ve duyar mı körler
Bağırırsak avazımız çıktığınca
Kitaplar mıydı yalancı
Katipler mi
Kralmıydı çıplak olan
Ondan geriye kalanlar mı
Henüz verilmiş kesin bir kararım yok anacığım. İşte senin arzularına uymak için, kalbimi ve bütün varlığımı istila eden sevdamı unutmaya, gönlüme hâkim olmaya çalışıyorum. Çalışacağım. Kalbimde açılan bu yaranın iyileşebilmesi zamana muhtaç...
Bizim gibilerin derdi bize yapılanlarla değil, bizim kendimize yaptıklarımızla. Haddini aşmış, bentleri yıkmış, dört bir yanı istila etmiş “her olandan ben sorumluyum” duygusuyla nasıl baş edeceğiz ? Her yana sinmiş, yapış yapış utancı nasıl çıkaracağız gönül hanemizden ?