BİLİYOR MUSUNUZ? “1923TE TÜRKİYE’DE; Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu. Traktör sıfırdı, karas...aban’dı. 5 bin köyde sığır vebası vardı. Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu. İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon
Kadınlar hakkında
Böylece çok garip ve karışık bir varlık çıkıyor ortaya. Hayal edildiğinde çok önemli; pratikte ise tamamıyla önemsiz. Şiir kitaplarını baştan sona istila etmiş, tarihte ise adı geçmiyor. Kurmacalarda, kralların ve fatihlerin hayatlarına hükmediyor; gerçek hayatta ailesinin parmağına zorla yüzük taktığı herhangi bir delikanlının kölesi. Dudaklarından, edebiyatın en ilham verici sözcükleri, en derin duygularından bazıları dökülüyor, gerçek hayatta okuması yazması neredeyse yok, zor heceliyor sözcükleri ve kocasının malı durumunda.
Reklam
Son zamanlarda kalbimi ne kesif bir kasvet istila etti, beynime ne vahim, ne korkunç bir fikir saplandı bilmezsiniz. Gözünüz önünde aylarca yalnız başıma, çarmıhımı omzumda taşıdım da biriniz farkına varmadınız, bu kızcağıza da ne oluyor demediniz.
Sayfa 132 - İletişim
Batı Polonya’yı bir lokmada çiğneyip yutan Wehrmacht
“Endişeli bekleyiş artıyor ve sıcaklıklar iyice bunaltıyordu. 1 Eylül 1939’da fırtına patlak verdi ama beklediğimiz biçimde değil. Durmadan ve giderek artan uçakların sesini duyduğumda. Hastane yolundaki boş bir arazi boyunca yürüyordum. Düşmesin diye bir elimle, gönüllü hemşire olarak çalıştığım Kızılhaç’ın kepimi tutarak kafamı kaldırıp yukarı
Yalnızlığımın yalnız bana zararı dokundu..
...ilgi göstereceğim, ilgi! Bana eski durumum bağışlanırsa, evi saksılarla dolduracağım ve böceklerin evi istila etmesi pahasına, yerlerin ıslanması pahasına onlara bakacağım. Tabiatı seveceğim, insanları seveceğim, yurduma yararlı olmaya çalışacağım, hiçbir düzene karşı çıkmayacağım. Herkese güleryüz göstereceğim, eleneceğim, çocuk yetiştireceğim, onların altını değiştireceğim, gece uyutmak için sabırla masal anlatacağım, dedikoduları dinleyeceğim, ilgi göstereceğim, ilgi! Ben! diye bağırdım bütün gücümle. Sonra adımı tekrarladım birkaç kere....Düşüncelerimin doğruluğunu ölçmekten yoksun kaldım artık. Kimsenin gözünde, anlattıklarımın yansımasını göremiyorum, artık? Her şeyi unutuyorum, noktalamayı bile? Ünlem işaretinin nerede kullanılacağını bilmiyorum? Üstelik ne ıstırap çekmeyi ne de gerçekten korkuyu öğrenebildim (ya da öğrenemedim). Hangi sözü kullanacağımı bilmiyorum. Yalnızlığımın yalnız bana zararı dokundu.(İşte, bir cümlede iki kere yalnız' kelimesi kullandım.) Yenildiğimi kabul ediyorum? Gizli mezhep kuvvetlerinin geri çekilmesini istiyorum. Burada konserve yemekten ve kitap okuyamamaktan bıktım. Söz veriyorum: Bana eski durumum bağışlanırsa, ...
Rinovirüslerin(soğuk algınlığına sebep olan virüsler) yapısı oldukça basittir. Biz insanlarda yaklaşık 20.000 gen varken, rinovirüsler yalnızca 10 gene sahiptir. Yine de bir rinovirüsteki genetik bilginin haikusu,* vücudumuzu istila etmesine, bağışıklık sistemimizi alt etmesine ve kapağı yeni konaklara atacak yeni virüsler üretmesine izin vermek için yeterlidir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.