Bu sabah gözlerimi açtığımda her zamanki gibi yer yatağının içindeyim.Yorganı tutup omuzlarıma doğru çekerken, bu yatak beni öldürecek diye düşündüm bir an. Gerçi çok eskiden, ta çocukluğumda da bu tür yataklarda yatardım ama o yıllarda odalar-
ın tabanına ya uzun uzun biçilmiş tahtalar döşenir ya da sokak aralarındaki satıcılar-
dan alınan sapsarı hasırlar serilirdi.Tahta döşenmişse ,hiç istisnasız her yer burcu burcu sakız kokardı tabii ve insan evin içinde geziniyorum diye, sabahtan akşama dek sakız kokuksu gibi gözüken derin bir ormanın uğultuları arasında gezinirdi.